Türkiye Irak ile savaşmayı neden göze alamaz?
Irak Türkiye ile savaşı göze alır mı? Sorusundan daha fazla önem arz eden soru, Türkiye böylesi bir savaşı göze alabilir mi? sorusudur.
Irak Türkiye ile savaşı göze alır mı? Sorusundan daha fazla önem arz eden soru, Türkiye böylesi bir savaşı göze alabilir mi? sorusudur.
Türkiye’nin Başika başta olmak üzere Irak ve Güney Kürdistan topraklarındaki askeri varlığı, Musul operasyonunun startının verildiğinin Iraklı yetkililerce resmi olarak açıklandığ bugünlerde, gündemdeki yerini koruyor.
Konu hakkındaki en son ve en sert açıklama Irak Başbakanı Ebadi’den geldi. Ebadi, ‘Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmasına izin vermeyiz, gerekirse Türkiye ile savaşırız’ dedi.
Peki gerçekten Bağdat hükümetinin Türkiye ile savaşa girebilecek gücü var mı? Olası bir Irak-Türkiye savaşının sonuçları ne olur? Dahası Irak sadece Irak’tan mı ibarettir?
Türk devlet yetkilileri, stratejistler, bölge güçlerini ve dengeleri yakından takip eden analizciler; Irak’ın iç sorunlarından kaynaklı olarak böylesi bir savaşı göze alamayacağı, diplomatik yollara başvuracağı görüşünde.
Bu bakış açısı ve analiz yöntemi, görünüşte gayet rasyonal ve reel politiğe uygun görünüyor. Öyle ki Bağdat hükümetinin hem Kürtlerle hem de Sünni blokla ciddi çelişkileri söz konusu ve DAİŞ gibi bir sorunla başı belada.
Öte yandan Ebadi hükümetine yönelik yolsuzluklar konusunda ciddi iddialar var ve Şii cephe de bu konuda ikiye bölünmüş durumda.
Ayrıca Ebadi hükümetinin halk desteği zayıf.
Bu ciddi iç sorunlar ve meseleler, merkezi otoritenin ülke geneline dönük karar almasını ve etkin politika üretmesini engelliyor.
Bütün bunlar, Ebadi hükümetinin handikapları…
Ancak Musul sorunu ve Irak ile Türkiye gerilimi söz konusu olunca, durumun yukarıda bahsettiğimiz boyutları kat be kat aştığını görmek gerekiyor.
Evet, eğer Irak’ı bahsettiğimiz darboğazlı durumdan, sorunlardan ve çelişkilerden ibaret görürsek, Türkiye ile olası bir savaşı göze alamaz. Ancak tablo ve denklem bu kadar basit değil.
IRAK SADECE IRAK’TAN İBARET DEĞİL
Birincisi, Irak sadece Irak değil. Olası bir savaşın adı Irak-Türkiye savaşı değil; Türk-Arap savaşı olur.
İkinci boyut mezhepsel olanı. İran’ın Musul operasyonu konusunda Irak hükümeti ile ortak hareket ettiği/edeceği ve Bağdat hükümetinin de Şiilerden müteşekkil olduğunu düşündüğümüzde, Türkiye İran ile de karşı karşıya gelecek demektir. Yani Irak ile olası bir savaş; Türk-Fars savaşı anlamına da gelecektir.
PKK-DEVLET SAVAŞI DEĞİL, TÜRK-KÜRT SAVAŞI
Üçüncü ise Kürtlerin pozisyonu. Bölge kaynakları, Türk devletinin Musul operasyonu ile eş zamanlı olarak (KDP’yi de yanına alarak) PKK’ye 1992 benzeri bir operasyon planladığını belirtiyor. Olası böyle bir gelişmenin ismi de PKK-Türkiye savaşı değil; Türk-Kürt savaşı olacaktır.
Şimdi başta sorduğumuz soruya dönelim.
Irak Türkiye ile savaşı göze alır mı? Sorusundan daha fazla önem arz eden soru, Türkiye böylesi bir savaşı göze alabilir mi? sorusudur.
Böylesi bir savaşın ne tür sonuçları olur? Ankara, Türkiye’yi yıkıma sürükleyecek olan Türk-Kürt, Türk-Arap, Türk-Fars savaşına ne kadar hazırlıklı?
TÜRKİYE SURİYE’DE YAPTIĞI DE FACTO’YU IRAK’TA YAPAMAZ
Türkiye’nin, Suriye’de(Cerablus) yaptığı de facto’yu Irak’ta da yapma peşinde olduğu aşikar bir durum.
Uluslararası güçlerin Suriye’deki de facto’ya ne zamana kadar sessiz kalacağı bile belli değilken, Irak’ta böylesi bir hamleye onay vermeyeceğini yapılan açıklamalardan anlamak güç olmasa gerek.
ABD’li yetkililerin, TSK’nın Başika’daki varlığını ‘koalisyona dahil değiller, illegaller’ şeklinde tanımlaması açık bir tutum anlamına geliyor.
Türk devletinin Ortadoğu’daki bütün dinamikleri karşısına alma pahasına böylesi bir çılgınlığa kalkışması beklenebilir. Ancak böylesi bir kalkışmanın Türkiye’ye ne getirisinin olacağı, Türkiye’den neleri götüreceği konusunda Ankara’nın kara kara düşünmesi gerekiyor.