TUHADER: Öcalan üzerindeki tecrit son bulsun

TUHADER: Öcalan üzerindeki tecrit son bulsun

TUHADER Adana Şube Başkanı Ahmet Doðan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve izolasyonun giderek arttıðına dikkat çekerek "Ýmralı da ki uygulamalar tam anlamı ile Sayın Öcalan'ı uzun vadeli, zamana yayılan bir ölüme tabi tutan uygulamalardır. Bu uygulamaları demokratik kamuoyunun kabul etmesi mümkün deðildir" dedi.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneði (TUHADER) Adana Şubesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki aðırlaştırılmış tecride ve Urfa Cezaevi'nden Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilen ve kalp spazmı geçiren BDP Urfa Milletvekili Ýbrahim Ayhan'ın durumuna dikkat çekmek amacıyla şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya BDP Adana Ýl Başkanı Uður Bayrak, BDP il ve ilçe yöneticileri, MEYADER, KURDÝDER ile tutuklu ve hükümlü yakınları katıldı. Basın toplantısında konuşan BDP Adana Ýl Başkanı Uður Bayrak, BDP Urfa Milletvekili Ýbrahim Ayhan'ın sürgün sırasında kalp spazmı geçirdiðini ve sürgün edilen BDP'lilerin de darp edildiðini hatırlattı. Sürgünleri ve sonrasında yaşanan hak gasplarını kınadıklarını vurgulayan Bayrak, bu uygulamaların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceðini söyledi.

‘TECRÝT VE ÝZOLASYON ŞANTAJ UNSURU OLARAK ÝŞLETÝLMEKTEDÝR’

Bayrak’ın ardından konuşan TUHADER Adana Şube Başkanı Ahmet Doðan Türkiye’nin demokratikleşmesi ve bölgede barış ortamının oluşması için ön koşul olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan ile müzakere sürecinin yeniden başlaması gerektiðini ifade etti. Doðan, tek kişilik hücrede olmasına raðmen Öcalan'a hücre cezası verilerek yasanın ve hukukun çiðnendiðini belirtti. Öcalan'ın ciddi saðlık sorunları olduðu halde tedavisinin yapılmadıðını kaydeden Doðan, “Sayın Öcalan’ın yaşadıðı ciddi saðlık sorunlarına raðmen tedavisi yapılmamakta ve tam tersine saðlık sorunlarını daha da aðırlaştıracak koşullarda tutulmaktadır. Öcalan insani ve iletişim haklarını kullanamadıðı gibi uygulanan tecrit ve izolasyon baskı ve şantaj unsuru olarak işletilmektedir. Ýmralı’da ki uygulamalar tam anlamı ile Sayın Öcalan'ı uzun vadede zamana yayarak ölüme tabii tutan uygulamalardır. Bu uygulamaları demokratik kamuoyunun kabul etmesi mümkün deðildir” ifadesini kullandı.

‘ÖLÜMLERDEN AKP HÜKÜMETÝ SORUMLUDUR’

Doðan, gelinen aşamada cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin artık hesaplanamaz boyuta geldiðine işaret etti. Geçtiðimiz günlerde Urfa Cezaevi'nde yaşanan vahşette 13 tutsaðın yaşamını yitirdiðini hatırlatan Doðan, Mardin, Batman, Tekirdað ve Amasya cezaevlerinde yaşanan yangınların cezaevlerinin patlamaya hazır bir bomba gibi olduðunu gösterdiðini söyledi. Doðan, cezaevlerinde çıkan yangınların ardından tutsakların bulundukları cezaevlerinden Ýzmir, Ankara gibi ailelerinden uzak yerlere sürgün edildiðini ve sürgün esnasında ise kaba dayak, hakaret, cinsel taciz gibi birçok hak ihlalleri yaşandıðını hatırlatarak, "Hasta tutukluların durumu her geçen gün aðırlaşmaktadır. Cezaevlerinde ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgide bulunan hasta tutsaklarımıza başta Adalet Bakanlıðı olmak üzere cezaevleri yönetimleri ve adli tıp kurumlarının yaklaşımı hiçbir yasa ve hukuk içerisinde savunulamaz. Cezaevinde ki hasta tutsaklar göz göre göre ölüme gönderiliyor. Bu durum sinsi politikalarla toplumdan gizleniyor. Bu tutum ve yaklaşımları kabul etmediðimizi ve teşhir etmeye devam edeceðimizi bir kez daha söylemek istiyoruz. Gelişecek ölümlerden de AKP hükümetinin sorumlu olduðunu belirtiyoruz" dedi.

Son olarak 13 BDP'liyle birlikte Urfa Cezaevi'nden Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevine sürgün edilen BDP Urfa Milletvekili Ýbrahim Ayhan’ın fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldıðını söyleyen Doðan, Ayhan’ın kalp spazmı geçirdiðine dikkat çekti. Doðan, "Bu nedenle AKP devletine sesleniyoruz; bir an evvel bu faşizan anlayışı bırakıp tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Aksi takdirde halk kendi savunmasını yaparak, kendisini özgürleştirecektir" dedi.