HDP’nin düzenlediği demokrasi yürüyüşünün yol haritası netleşti. 1 Haziran’da açıklanan “Hep birlikte mücadele” tutum belgesiyle sahaya inmeyi planlayan HDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne kadar mücadele takvimi çıkardı. HDP, demokrasi yürüyüşünün startını 15 Haziran’da verecek. HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu Edirne ile vekilliği düşürülen DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in milletvekili seçildiği Hakkari’den yola çıkacak olan HDP’lilerin yürüyüşü, 20 Haziran’da Ankara’da sonlandıracak.

15 Haziran’da başlayacak yürüyüşe ilişkin ANF’ye konuşan HDP Van Milletvekili Tayyip Temel, yürüyüşlerinin asıl nedeninin vekilliklerin düşürülmesi olmadığını, temelinde AKP’nin kötü iktidarının ve halklar üzerindeki gaspçı girişimine dur demek olduğunu söyledi.

‘AKP-MHP DARBECİ ZİHNİYETİN GÖREVİNİ ÜSTLENDİ’

HDP’li vekillerin milletvekilliklerinin düşürülmesini darbe ve gasp olarak değerlendiren Temel, dosyada yer alan iddianamelerin 15 Temmuz’u planlayan zihniyete ait olduğunu ve AKP-MHP iktidarının da darbeci zihniyetin devamını getirdiklerini belirtti. Hem belediyelere kayyum atanmasını hem de vekillerin vekilliklerinin düşürülmesinin Kürt halkında kanıksama yaratıp yaratmadığını sorduğumuzda ise Temel, “Elbette değil çünkü zaten HDP ve HDP’nin temsil ettiği siyaset asla bir temsil, mevki, makam üzerinden siyasetini kuran ve siyasi kodlarını inşa eden bir gelenek değildir. Her oy verme, her partisine sahip çıkma, partisi etrafında bir araya gelme aslında aynı zamanda bir siyasi tavırdır.

HESAP SORMA DUYGUYLA HALK HDP’YE SAHİP ÇIKIYOR

Hatırlayın 31 Mart’ta seçimler oldu, belediye başkanları yeniden seçildi. O zaman meydan meydan dolaşan iktidar temsilcileri utanmadan ve sıkılmadan ‘biz yine kayyum atarız’ diyordu. Kürt halkına aslında ‘siz oy vereceksiniz ama biz yine iradenizi gasp edeceğiz yine sizi tanımayacağız yine sizin verdiğiniz oyun biz de bir karşılığı anlamı yok’ dedi. Buna rağmen halk ne yaptı? Halk AKP’yi onaylamadı ve iradesini yeniden ortaya koydu. Vekilliklerin düşürülmesi, kayyumların atanmasına da halk son derece öfkeli. Öfkesini büyüten ve iktidara daha fazla hesap sorma duygusu gelişen bir yerden partisine HDP’ye sahip çıkıyor” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN KÖTÜ YÖNETİLMESİNE, BERBAT İKTİDARINA KARŞI KOYUŞA İHTİYAÇ VAR’

Pazartesi günü başlayacak olan yürüyüşlerinde vekilliklerin düşürülmesinin sadece gündem yapılmayacağını söyleyen Temel şöyle dedi: “Daha önce İstanbul’da tutum belgemizi açıkladık. Bu gidişata, Türkiye’nin bu kötü yönetimine, berbat iktidarına karşı toplumsal zeminde geniş bir demokrasi ittifakı çerçevesinde bir direnişe, bir karşı koyuşa ihtiyaç var. Herkes yalnız, herkes çok öfkeli bu iktidara. Dolayısıyla aslında herkesin bir araya gelmesi, herkesin bir cephede durması ve hesabını daha etkili sorması gerekiyor. Biz bu yaklaşımımızı geliştirirken vekillikler düştü. Darbeye karşı daha hızlı, daha etkili bir eylem planı gerekli olduğunu düşündük.”

‘HAKKARİ VE EDİRNE’NİN SEMBOLİK ANLAMI VAR’

Yürüyüşün Hakkari ve Edirne’den başlıyor olmasının değişken ve sembolik anlamı olduğunu kaydeden Temel, Hakkari’nin tarih boyunca devlet tarafından baskılara uğradığını söyledi.

"Leyla Güven Hakkari’nin vekilidir, vekilliği düşürüldü. O açıdan aslında Hakkari’deki çıkışımızda Kürde yönelik düşmanca politikaları deşifre ederek Kürt sorunu en canlı noktasına vurgu yapıyoruz” diyen Temel, yürüyüşün başladığı ikinci kent olarak Edirne’yi tercih etmelerini de “Bütün Türkiye halklarının bir şekliyle maruz kaldığı siyasi darbenin bir bakımdan sembolü haline gelmiştir. HDP’ye yönelik baskılar darbe siyaseti haline gelmiş çünkü orada HDP eşbaşkanı Sayın Selatin Demirtaş zindanda tutuluyor. Oradaki Türkiye muhalefetinin tümüne yöneliktir ve daha sonra saflarımızdan biri de Kandıra’dır. Orada da Kürt ve Türk kadınlarının ortak direnişinin sembolü Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve daha nice kadın özgürlük mücadelesinin önceleri oradadır” diye açıkladı.

BÜTÜN ENGELLEMELERE KARŞI KARARLIYIZ

“Türkiye’yi Hakkari’ye, Kürdistan’ı Edirne’ye taşıyarak HDP’nin nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi, Türkiye projesi olduğunu ortaya koyuyoruz” diyen Temel, eylem planlamalarında tüm kimliklerin özgürlüğü için çözüm önerileri oldukları ortaya koyacaklarını aktardı. COVİD-19 nedeniyle toplum sağlığı için de önlemler aldıklarını sözlerine ekleyen Temel şöyle konuştu: “Tedbirli ancak bir o kadar da kararlıyız. Baskılara karşı da son derece de kapsayıcı bir yol haritası çizdik. Engellemelere karşı biz kararlıyız, bileşenlerimizle, seçilmişlerimizle, yöneticilerimizle ve bu yürüyüşü Türkiye halklarının geleceği için yapıyoruz. Bu yüzden Türkiye halklarının gasp edilmiş, karanlığa doğru hapsedilmiş bu haline dur demek için bu ülkenin geleceği ve demokratik inşası için bu eyleme bu yürüyüşü organize ediyoruz. O yüzden kararlıyız bütün engellemelere rağmen yürüyeceğiz” dedi.