GÖRÜNTÜLÜ

Elyakut: Hasta tutsakların pazarlığı olmaz

Türkiye hapishanelerinde 32 yıldır tutulan Ali Haydar Elyakut'un kardeşi Hasan Elyakut, "Özellikle hasta tutsakların pazarlık konusu yapılması gayri ahlaki bir durumdur" dedi.

ALİ HAYDAR ELYAKUT

Karabük Cezaevi’nde tutulan ve tahliyesi üç kez ertelen Ali Haydar Elyakut’un kardeşi Hasan Elyakut, sürecin ilerlemesi için pazarlıksız bir şekilde hasta tutsaklar ile infazı ertelenen tutsakların serbest bırakılması gerektiğini, böylece binlerce tutsağın ailelerinin bu süreci sahipleneceğini söyledi. 

Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri artık tüm sınırları zorlar seviyeye ulaşmış durumda. Hasta tutsaklar tedavi edilmiyor ve hapis süresi tamamlanan tutsaklar keyfi gerekçelerle tahliye edilmiyor. 30 yılı aşmış tutsaklar ise pişmanlık dayatmasıyla hapishanelerde tutuluyor. Türkiye’de yüzlerce tutsağın tahliyesini engelleyen İdare ve Gözlem Kurulları memurları kendilerini savcı ve hakim yerine koyarak yeniden cezalar verebiliyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun “iyi hal” adı altında uyguladığı keyfi değerlendirmelerle tahliye edilmesi gereken tutsaklar cezaevinde rehin tutuluyor. Türk hapishanelerinde rehin tutulan tutsaklardan biri de Ali Haydar Elyakut. Karabük Cezaevi’ndeki 32 yıllık tutsak Elyakut’un üç kez infazı yakıldı.

ANF'ye konuşan kardeşi Hasan Elyakut, "Abim ve arkadaşları neredeyse infazları sürekli ertelenerek, tekrar bir cezalandırma yöntemiyle yıldırılmaya çalışılıyor. Temel problem, Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi 1. Müdürü ve Karabük savcısının özellikle 30 yıllık arkadaşlara 'pişmanlık' dayatmasından kaynaklanıyor. Aslında Türkiye'nin bütün cezaevlerinde bu durum yaşanmaktadır" dedi. 


KURULLAR, PARALEL MAHKEMELER GİBİ 

İdare ve Gözlem Kurulu’nun 'paralel mahkeme' gibi hareket ettiğini dile getiren Elyakut, şöyle devam etti: ”Kendini bu çerçevede görevli kılıp tutsakları tekrar cezalandırıyor; hem savcı hem de adalet bakanlığı yerine koyup hareket ediyor. Bir faşist düzen içerisinde tutsaklara 'pişmanlık' dayatıp iradesiz bırakmak istiyorlar.” 

SÜREÇTEN EN ÇOK AİLELER ETKİLENİYOR

İnfazı ertelenen tutsakların durumundan en çok ailelerin; özellikle anne ve babaların çok etkilendiğini, onlarda ciddi bir duygusal kırılma yarattığını kaydeden Elyakut, bununla beraber bir öfkeye de sebep olduğunu vurguladı.

“Cezaevleri gerçekten ülkenin aynasıdır” diyen Elyakut, şunları söyledi: “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın başlatmış olduğu sürecin etkisini görebilmek için zindanlara bakmak gerekiyor. Özellikle hasta tutsakların pazarlık konusu yapılması gayri ahlaki bir durumdur. Sürecin ilerlemesi için pazarlıksız bir şekilde hasta tutsaklar ile infazı ertelenen tutsakların serbest bırakılması gerekiyor ki, binlerce tutsağın aileleri bu süreci sahiplensin.” 

BARIŞ İSTENİYORSA GEREKLERİ VAR

Önder Apo'nun net tutumu karşısında devletin laf üretme dışında herhangi bir adım atmadığını söyleyen Elyakut, şöyle konuştu: “Bu süreci başlatan iradenin öngördüğü temel argümanlara karşı hiçbir adım atılmadı. Devlet, samimiyetsiz bir şekilde yaşıyor. 27 Şubat’tan bu yana yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında, halkın beklediği aslında temel üç adım var;

* Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın çalışma koşullarının iyileştirip fiziki özgürlüğünün sağlanması.

* Politik hasta tutsakların derhal serbest bırakılması.

* 30 yıllık tutsakların, tutsaklık sürecinin derhal sonlandırılıp serbest bırakılması.