TBM’nin yıllık toplantısı sona erdi

TBM’nin yıllık toplantısı sona erdi

Türkiye Barış Meclisi’nin (TBM) Yıllık Olaðan Toplantısı, yeni sekreteryanın belirlenmesi ve sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi. Sonuç bildirgesinde barış karşıtlıðı siyasetin sonlandırılarak, ölümler olmadan açlık grevindeki tutsakların talepleri karşılanarak bir an önce çözüm saðlanmasını istendi.

TBM’nin TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Merkez binasındaki Yıllık Olaðan Toplantısı, 19 kişiden oluşacak yeni sekreteryanın belirlenmesi ve sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi. Toplantı sonunda okunan sonuç bildirgesinde TBM’nin 5 yıllık birikim ve deneyimleri ışıðında, Türkiye’nin barışına yönelik sürdürmekte olduðu çalışmalarına yeni bir yön ve muhteva kazandırma amaçlı olaðan toplantısını Kürt siyasi tutsakların meşru ve haklı taleplerle sürdürdükleri açlık grevinin 67. gününde gerçekleştirildiði belirtildi.

TBM olarak cezaevlerinden her an gelebilecek ölüm haberlerinin derin endişesinin taşındıðı bildirilen bildirgede, Türkiye’nin barışı ve demokratikleşmesi açısından öneme sahip bu talepler karşısında siyasal iktidarın takındıðı kibirli, öfkeli tutumun ve kullandıðı nefret dilinin gayri ahlaki ve gayri vicdani olarak deðerlendirildiði ifade edildi.

“Biliyoruz ki; siyasal iktidar barış karşıtlıðını politik bir taktik olarak sürdürmekte” denilen bildirgede, “Bu siyaset sonlandırılmalı ve ölümler olmadan açlık grevindeki tutsakların talepleri karşılanarak bir an önce çözüm saðlanmalıdır. Kürt sorununda yeni bir kritik aşamaya girdiðimiz bu dönemde TBM, barış mücadelesine yönelik yeni bir hattı örmeyi hedef olarak önüne koymaktadır. Türkiye’nin Kürt sorunu, bugün gelinen noktada bölgenin ve bütün Kürtlerin sorunu halini alarak çok aktörlü, çok yönlü, bölgesel, hatta küresel bir soruna dönüşmüştür. Kürtler yeniden şekillenmekte olan Ortadoðu’nun en dinamik ve en belirleyici siyasal aktörlerinden biri haline gelmiştir. Bu anlamıyla bugünün barış mücadelesi her şeyden önce gerçekliðin adını koymaktan; Kürt’e Kürt demek, Kürt halkının sivil, siyasal ve sosyal haklarının tanınmasını söylemekten geçiyor” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’yi yönetenlerin militarist politikaları ve güç gösterisini linç kültürüyle besleyerek tırmandırdıðına dikkat çekilen bildirgede, “Artık savaş, salt Kürt hareketinin silahlı kanadına karşı yürütülmemekte. Kürtlerin, Kürt olmaktan kaynaklanan her türlü siyasal, kültürel ve sosyal hakları kullanmalarının toplumsal ve siyasal zeminlerini inşa etmeye yönelen Kürt hareketinin bütün kesimlerine ve bu hakları savunan ve hükümet politikalarına karşı çıkan her görüşten insanlara, siyasal ve toplumsal kurumlara karşı da yürütülmektedir. Bu topraklarda yüzyıllık bir geçmişe sahip milliyetçi kin ve nefret söylemi şimdi Kürt halkı üzerinden yeniden üretilmektedir. Yükselen milliyetçilik ve nefret söylemi bir yandan eşit ve özgür bir arada yaşamı her geçen gün imkânsız kılarken diðer yandan demokratik çözüm konusunda umutsuzluðun gelişip pekişmesine de yol açmaktadır. Siyasal iktidarın bu stratejisini toplumsal kabule dönüştürmede hâkim medyanın izlediði nefret ve barış karşıtı söylemin de önemli bir payı vardır” denildi.

KÝN VE NEFRET SÖYLEMÝNÝ TEŞHÝR EDECEÐÝZ

Tüm bu olumsuz koşullara raðmen barışın sesini yükseltmenin, silahların susmasını gür bir sesle istemenin, çözüm taleplerini güçlendirmek için güçlü, etkili bir barış hareketinin inşası yönünde çalışmalara hız vermenin TBM’nin halen en temel görev ve sorumluluðu olduðunun altı çizilen bildirgede, “Bu baðlamda önümüzdeki dönemin asli çalışması, başta siyasal iktidar olmak üzere savaş ve çözümsüzlükten yana olanların temel argümanı milliyetçilik ve nefret söylemini teşhir edici, geriletici eylem ve etkinlikler olacaktır. Bilhassa Fırat’ın batısında barış fikriyatının yaygınlaşıp kökleşmesi için yapılacak çalışmalar özel bir öneme sahiptir. Önceki müzakere süreçlerinin akamete uðramasının derinleştirdiði güvensizliðin giderilmesi ve müzakerelerin yeniden başlaması ve kalıcı biçimde sürdürülmesi yönünde etkin katkı ve çalışmalarda bulunmak da ayrıca önem taşımaktadır. TBM, inkâr ve imha sürecinden, tanıma yoluyla ikincileştirme ve imha sürecine geçen siyasal iktidara karşı tüm enerjisiyle Kürt halkının özgürlük ve haklar temelindeki mücadelesini barış diliyle birlikte örmeyi öncelikli hedefleri arasına koymaktadır” diye belirtildi.

TBM’nin, yeni anayasa yapım sürecine daha fazla müdahil olarak, anayasada barışın dilini hâkim kılmak ve Türkiye halklarının eşit haklarla donatılmış yurttaşlar olarak bir arada yaşayabilecekleri bir toplumsal uzlaşıyı saðlamaya yönelik katkılar yapmayı amaçladıðı kaydedilen bildirgede, şunlar belirtildi: “TBM, tüm toplumu barış mücadele sürecinde ortak paydada buluşturmayı amaçlar. Bu ortak paydayı var etmede bugün dünden daha fazla TBM’ne ihtiyaç olduðu açıktır. Bu nedenle TBM, çalışmalarını yaygınlaştırmayı, tüm toplumsal öznelere ulaşmayı hedefleri arasına koyar. Bugünün barış süreci, tasfiyeci siyasete karşı kapsayıcılıðı savunan ve tüm toplumsal kesimleri barış konusunda ortaklaşmaya davet eden bir yerden örülmelidir. TBM, oluşturmaya çalıştıðı yeni yapılanmasıyla ve mücadele anlayışıyla önüne koyduðu hedeflere ulaşma konusundaki kararlıðını bir kez daha ortaya koyar ve bu mücadeleye destek vermesi açısından tüm toplumu birlikte barış mücadelesine davet eder.”

Yeni belirlenen sekreteryada yer alacakların isimleri şöyle: “Metin Bakkalcı, Tatyos Bebek, Hakan Tahmaz, M. Şirin Tunç, Aygül Bidav, Ali Şükran Aktaş, Necmiye Alpay, Coşkun Üsterci, Suat Yalçın, Sezai Temelli, Ayşe Aydoðan, Ýmam Canpolat, Gülten Uçar, Türkan Uzun, Sema Solaklı, Fevzi Argun, Abdulhekim Daş, Burhan Sönmez ve Gülsen Ülker.”