Türkiye hapishanelerindeki PKK ve PJAKlı tutsakların başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz olarak başlattıkları açlık grevine dikkat çeken TAYAD, Kürt halkının irademdir dediði PKK Lideri Abdullah Öcalanın bir yılı aşkın süredir Ýmralıda aðır tecrit altında tutulmasının gayrimeşru olduðunun altını çizerek siyasi tutsakların haklı ve meşru taleplerinin kabul edilmesini istedi.
TAYAD, Türkiye hapishanelerindeki PKK ve PJAK tutsaklarının "Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, saðlık, güvenlik, özgürlük koşullarının saðlanması ve Kürt halkının anadilinin yasal güvence altına alınması, anadilde savunma hakkının önündeki engellerin kaldırılması talepleri ile 12 Eylülde başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
PKK ve PJAKlı tutsakların açlık grevinin 41inci gününde olduðuna ve kritik aşamaya girdiðine işaret eden TAYAD, AKP Hükümetinin tutsakların taleplerini dikkate almak yerine birçok hapishanede açlık grevindeki tutsaklara temiz su, şeker, tuz ve B1 vitamini vermeyi de kesip direnişteki tutsaklara hücre cezaları verdiðini belirtti.
BDP Hakkâri Ýl binasında açlık grevindeki tutsaklara destek vermek amacıyla açlık grevi yapan 4 BDPlinin darp edilerek gözaltına alındıðı hatırlatılan açıklamada, Faşist AKP iktidarı açlık grevindeki tutsaklara ve açlık grevini destekleyenlere saldırmaktan vazgeçmelidir. AKP iktidarı açlık grevleri 40lı günlere gelen tutsakların ölümlerine neden olmadan bir an önce taleplerini kabul etmelidir denilerek tutsakların taleplerinin haklı ve meşru olduðuna vurgu yaptı.
Kürt halkının irademdir dediði PKK Lideri Abdullah Öcalanın bir yılı aşkın süredir Ýmralıda aðır tecrit altında tutulmasının gayrimeşru olduðunun altı çizilen açıklamada talepler şöyle sıralandı:
13 yıldır Ýmralıda insanlık dışı koşullarda tecrit edilen Öcalanın tutsaklıðına son verilsin.
Bir halkın kendi anadiliyle konuşması, anadilde eðitim görmesi en meşru en temel, insani, demokratik hakkıdır. Kürt halkının, cumhuriyetin başından buyan anadilinde konuşması, anadilde eðitim görmesinin oligarşik diktatörlük tarafından engellenmiştir. Kürt dilinin yasal güvence altına alınmalıdır.
Kürt halkının hastanelerde, mahkemelerde, devlet dairelerinde anadilini konuşması ve anadilde hizmet alması en meşru ve temel hakkıdır. Tutsakların anadilde savunma talepleri de meşru ve demokratik bir taleptir, kabul edilmelidir.
AKP iktidarı tecrit, işkence, katliam ve her türlü zulüm politikalarından vazgeçmelidir.
AKP Hükümetinin iktidara geldiði günden buyana tecrit işkence, katliam ve her türlü zulüm politikalarının sürdürücüsü olduðu vurgulanan açıklamada, sadece AKP iktidarında tecrit işkencesine karşı sürdürülen Büyük Ölüm Orucu direnişinde 25 devrimci tutsaðın yaşamını yitirdiði hatırlatılarak, 25 tutsaðın katili AKP iktidarıdır denildi.
Açıklamada, AKPnin iktidarda olduðu son 10 yıl içinde hapishanelerde işkencelerle, ölüm oruçlarında, tedavileri engellenerek tecrit koşullarına ve AKP zulmüne dayanamayan tutsakların intihar etmeleri sonucunda toplam 1800ün üzerinde tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirmiştir. 1800 tutuklu ve hükümlünün katili AKP iktidarıdır. AKP 2005 yılında çıkarttıðı Ceza Ýnfaz Kanunu (CÝK) ile tecrit işkencesini daha da aðırlaştırarak yasallaştırmıştır. Bugün hapishanelerde onlarca devrimci tutsak verilen cezalarını bitirmiş olmalarına raðmen AKPnin tecrit zulmüne teslim olmadıðı için hapishane idaresi tarafından iyi halli deðil denilerek tahliye edilmemektedir. Keyfi şekilde tutsaklara ziyaret cezası, iletişimden men cezası, avukat cezası, telefon cezası vb. keyfi uygulamalarla en temel hakları gasp edilerek tecrit işkencesi aðırlaştırılmaktadır diye kaydedildi.