MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, Türkiye cezaevlerinde PKK ve PAJKlı tutsakların 12 Eylülde başlattıkları ve kritik evreye giren süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekti. Temel insani taleplerin pazarlık konusu yapılmasının kabul edilemeyeceðinin altını çizen Ünsal, Ýnsan yaşamı ve temel haklar üzerinde pazarlık yaparak siyaset yürütmek ve çatışma alanlarından, cezaevlerinden gelecek tabutların sayısı üzerinden zafer / maðlubiyet hesapları yapmak ahlaki deðildir ve bunun insanlık onuru ile baðdaşmaz dedi.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Türkiye cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJKlı tutsakların 12 Eylülde başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların 12 Eylülde başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinin 42inci gününe girildiðine dikkat çeken Ünsal, kritik evreye giren grevin devam etmesi halinde kalıcı saðlık problemleri e ölümlerin yaşanabileceðini ifade ederek, Geçmiş yıllarda yaşanan benzer örnekler de dikkate alındıðında, gerçekten de korkulanın yaşanabileceði muhtemeldir dedi.
Cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların saðlık imkânlarından yararlandırılması ve yaşam haklarının korunması devletin sorumluluðu altındadır diyen Ünsal, siyasi tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalana özgürlük talebinin yanında Öcalana uygulanan tecridin kaldırılması, anadilde savunma ve anadilde eðitim taleplerini de hatırlattı.
Ünsal, Ýnsan yaşamı ve temel haklar üzerinde pazarlık yaparak siyaset yürütmek ve çatışma alanlarından, cezaevlerinden gelecek tabutların sayısı üzerinden zafer / maðlubiyet hesapları yapmak ahlaki deðildir ve bunun insanlık onuru ile baðdaşmaz dedi.
Ünsal açıklamasını şöyle tamamladı: "Politik bir talep olarak deðerlendirdiðimiz ve neticesi siyaset kurumunun yetki alanı içerisinde belirlenebilecek Öcalan'a özgürlük talebi dışındaki taleplere gelince; F tipi uygulamasıyla, her düşünce ve siyasetten binlerce siyasi tutuklu ve hükümlünün tecrit şartlarına maruz bırakıldıðını, bunun insan onuru yanında temel insan hakları metinlerine de aykırı olduðunu defalarca vurgulamıştık. Böyle bir insani talebin pazarlık konusu yapılması bile kabul edilebilir deðildir. Yine bu kapsamda, hangi şart ve ortamda ve kim olursa olsun bir tutuklu ve hükümlünün yüzlerce gün avukatlarıyla görüştürülmemesi de kabul edilebilir bir durum deðildir.