KESK ve TMMOB Diyarbakır bileşenleri, KURDÎ-DER Genel Merkezi, 78'liler Derneði, DÝAY-DER, ÝHD Diyarbakır Şubesi, TUHAD-FED ve Amed Göç-Der, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 9 Ekim komplosunu protesto ederek, Öcalan ile müzakere koşullarının oluşturulması ve Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesini istedi.
KESK ve TMMOB Diyarbakır bileşenleri, KURDÎ-DER Genel Merkezi, 78'liler Derneði, DÝAY-DER, ÝHD Diyarbakır Şubesi, Amed Göç-Der ve TUHAD-FED, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 9 Ekim komplosunun yıldönümü vesilesiyle Güneydoðu Gazeteciler Cemiyeti'nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılarak, müzakere koşullarının oluşturulması ve Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi talebinde bulunulan açıklama Kürtçe yapıldı. Kürtçe ve Türkçe üzerinde "Demokratik çözüm için tecrit son bulsun müzakereler başlasın" yazılı pankartın açıldıðı açıklamada, STK'lar adına açıklamayı KURDÎ-DER Genel Merkez Yöneticisi Rıfat Öztürk yaptı. Öcalan'ın 9 Ekim 1998 tarihinde Türkiye'nin tehditleri nedeni ile Suriye'den çıkarıldıðını belirten Öztürk, "O günden bu yana, Kürt halkı ve demokrasi güçleri imza kampanyaları düzenleyerek, defalarca Sayın Öcalan'ın Ortadoðu'da barışın anahtarı olduðunu belirtmiş ve onu siyasi irade olarak kabul ettiðini deklere etmiştir. Buna raðmen Sayın Öcalan, aðırlaştırılmış tecrit ve izolasyon şartlarında Ýmralı'da tek kişilik cezaevinde tutulmaktadır" dedi.
TECRÝT ÝNSANLIK DIŞI UYGULAMADIR
Öcalan üzerinde uygulanan tecrit politikasının dünyada eşi ve benzeri olmayan bir uygulama olduðunu kaydeden Öztürk, yürütülen tecrit politikası ile Kürt halkının yok sayıldıðını söyledi. Tecrit politikasını "Ýnsanlık dışı uygulama" olarak deðerlendiren Öztürk, Öcalan'ın özgürlüðü için "KCK" adı altında tutuklanan Kürt siyasetçilerin cezaevinde 26 gündür başlattıðı ölüm orucu eylemini hatırlattı. Ölüm orucu eyleminin toplumu kaygılandırdıðını ifade eden Öztürk, "Devlete ve AKP hükümetine çaðrıda bulunarak; devletin ateşle oynadıðını, eðer bu aðır tecrit altında Sayın Öcalan'a bir şey olursa, bu durumun Türkiye'de gerginliði ve yurttaşlar arasında boðazlaşmayı geliştireceðinin altını önemle çizmiştik. Ortadoðu'nun ve bölgemizin cadı kazanı gibi kaynadıðı herkesçe görülmekte ve bilinmektedir" ifadesinde bulundu.
TECRÝDE SON VERÝLMELÝ, MÜZAKERE OLANAKLARI SAÐLANMALI
Öztürk, STK'ler olarak AKP hükümetine şu çaðrıda bulunduklarını belirtti: "Sınır içi ve sınır ötesi operasyon tezkereleri halklar arasında var olan sorunları çözmeyecek, daha fazla derinleştirecektir. Kalıcı bir barış ortamının saðlanması için, ölüm orucundaki tutukluların isteklerinin karşılanması, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak şartlarının düzeltilmesi, müzakere olanaklarının saðlanması, sonuç olarak sürmekte olan uluslararası komploya son verilmesi ve Kürt halkının da dünyadaki diðer halklar gibi siyasi bir statüye kavuşturulması gerektiðine inanıyor, tüm kamuoyunu bu konuda gerekli duyarlılıðı göstermeye çaðırıyoruz."