Semsur: Hasta tutsaklara sahip çıkalım

Semsur: Hasta tutsaklara sahip çıkalım

KJK Koordinasyon üyesi Esma Semsur, son iki hafta içinde 5 tutsağın yaşamını yitirdiğini belirterek, “Hasta tutsakların sorunları gündeme alınarak çok yoğun bir demokratik mücadele yürütülmeli ve bu konuda bir tavır ve tutum geliştirmelidir. Herkes şunu iyi bilmeli ki bu sorunun tek çözüm yolu mücadeleyi yükseltmektir. Bu temelde herkesi zindanlara sahip çıkmaya ve yoğun bir eylemsellikle mücadeleyi yükseltme çağrısında bulunuyorum” dedi.

Uzun bir süredir hasta tutsakların durumunun kendilerinin ve kamuoyunun gündeminde olduğunu söyleyen Esma Semsur, beş yüzün üzerinde hasta tutsağın cezaevlerinde bulunduğunu ve bunların önemli bir kısmının uzun yıllardır zindan da olan ve ölüm sınırında bulunan ağır hasta tutsaklar olduğuna dikkat çekti.  Semsur, son iki hafta içinde 5 tutsağın yaşamını yitirdiğini belirterek şunları ifade etti: “Bu ölümlere yol açan AKP Hükümeti’dir. AKP Hükümeti hasta tutsakları demokratik müzakere sürecin rehinesi olarak tutmaktadır. Böyle yaklaştığı için bu ölümler olmuştur. Bunu müzakere sürecinin bir parçası olarak yansıtıp, müzakere sürecinde adım attığının imajını vermek istemektedir. Hasta tutsaklara yaklaşım insani bir temelde olmalıdır. Hasta tutsakların bu kadar müzakere sürecinin önemli bir adımıymış gibi yansıtmaya çalışan AKP, uluslararası hiçbir yasal düzende ve barış süreçlerinde olmayan tutum ve politikalar yürüterek, hasta tutsakları pazarlık konusu edip rehin olarak tutmaktadır.”

HÜKÜMETİN POLİTİKALARIYLA İLGİLİ

Son iki hafta da yaşamını yitiren içerisinde yetmiş yaşın üzerinde olan insanların bulunduğuna dikkat çeken Semsur, “Bu konuda çeşitli kurum ve kuruluşlarda Türkiye hukukuna aykırı kararlar alınmaktadır. Bunun bir örneği, hasta tutsaklara yönelik adli tıp kurumunun hazırladığı raporlarda görüldüğü gibi, cezaevinde kalamayacak tutuklulara iyi hal raporunun verilmesidir. Fakat bu durumun sadece bir kurumun rapor sunma sorunu olmadığı açıktır. Bu durum tamamen hükümetin politikalarıyla ilgilidir” diye konuştu.

CEZAEVLERİNDE KEYFİ UYGULAMALAR ARTTI

Son süreçte cezaevlerinde artan baskıların AKP Hükümeti’nin hukuktan yoksun olarak aldığı siyasal kararlardan kaynaklandığını bildiren Esma Semsur, “Başta Kürdistan olmak üzere Türkiye’nin her kentinde hukuksuz uygulamaları pratikleştirerek zindanlara yönelik çok kapsamlı operasyonlar yapılmaktadır. Başta Hatay zindanı olmak üzere her cezaevinde bu uygulamalar yapılmaktadır” dedi. Özellikle kadın tutsaklara yönelik yoğun bir baskının uygulandığını da dile getiren Semsur, “Mahkemelerde keyfi yaklaşımlarla ifade özgürlüğünü kısıtlama, cezaevlerinde hukuksuz gerekçelerle aramalar yapma ve üst baş çıkartılarak çıplak arama yapma ve sürgüne göndererek baskılar alabildiğine arttırılmış durumdadır” şeklinde konuştu.       

KÜRDİSTAN VE TÜRKİYE ZİNDANA ÇEVRİLMİŞ DURUMDA

6-8 Ekim olaylarından bugüne kadar, kamu düzeni adı altında çok ciddi bir baskı politikasın geliştiğini ifade eden KJK koordinasyon üyesi Esma Semsur, baskının  sadece zindanlarda değil, Kürdistan’ın her yerinde uygulandığını söyledi. 

Semsur devamla şöyle konuştu: “Belki bu baskıların en çarpıcı örneğini zindanlarda görüyoruz. Fakat Kürdistan ve Türkiye bu politikalarla zindana çevrilmiş durumdadır. En ufak bir demokratik yürüyüş, tutum ve yaklaşıma bile çok büyük bir baskı ile karşılık verilmektedir.”

AKP ANLAŞILMAK İSTENİYORSA SOYKIRIM OPERASYONLARINA BAKMAK YETERLİ

Son süreçte Kürdistan’da siyasi soykırım operasyonları kapsamından çok yoğun tutuklama furyasının başlatılmış olduğunu kaydeden Semsur,  “13-14 yaşında olan çocuklardan tutalım, 79 yaşındaki insanlarımız sudan bahanelerle zindanlara atılmaktadır. Buda AKP Hükümeti’nin, demokratik güçlerin örgütlüğünü siyasal soykırım operasyonlarıyla parçalamayı hedeflediğini açıkça ortay koymaktadır. Eğer AKP Hükümeti’nin politikaları anlaşılmak isteniyorsa, zindan da keyfi uygulamalara ve siyasal soykırım operasyonlarına bakmak yeterli olacaktır. Bunun tamamen soykırım politikası, rehin alma politikası olduğu açıktır. Dolayısıyla bu sürecin yansıtıldığı gibi çözüm niyeti, çözüm iradesi olduğu gerçeğini yansıtmamaktadır. Bu yaklaşımların tam tersine çok daha fazla süreci zorlayacak yaklaşımlar ve politikalar olduğu çok açıktır” diye belirtti. 

TEK ÇÖZÜM MÜCADELEYİ YÜKSELTMEKTİR

Uzun bir süredir hasta tutsakların halkın gündeminde oluğunu bildiren Esma Semsur, tutuklu yakınlarıyla dayanışma dernekleri ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin bu konuda bazı kampanyalar düzenleyerek bir gündem oluşturmaya çalıştıklarını fakat bunun tek başına yeterli olmadığını söyledi.  Semsur, halkın bu konuda daha güçlü bir örgütlenme ve duyarlılıkla tutsaklara sahip çıkmaya davet ederek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hasta tutsakların sorunları gündeme alınarak çok yoğun bir demokratik mücadele yürütülmeli ve bu konuda bir tavır ve tutum geliştirmelidir. Bu konuda çeşitli örgütlenmeler ve eylemsellikler gelişiyor. Bu eylemselliklerin çok daha yoğun gelişmesi gerekiyor. Herkes şunu iyi bilmeli ki bu sorunun tek çözüm yolu mücadeleyi yükseltmektir. Bu temelde herkesi zindanlara sahip çıkmaya ve yoğun bir eylemsellikle mücadeleyi yükseltme çağrısında bulunuyorum.”