Rojava yeni yılı direniş içinde karşılıyor
Rojava yeni yılı direniş içinde karşılıyor
Rojava yeni yılı direniş içinde karşılıyor
Acısı ve sevinci ile dünyamızı bir yıl daha yaşlandırdık. Birçok bölgede doğal felaketlerden iç savaş ve çatışmalara değin yoğun bir yıl geride kaldı. Yani kim neredeyse biraz da o koşulların yarattığı sonuçla bir yılı yaşadı. Ortadoğu Kürdistan ve Rojava ise büyük çatışmaları, devrimsel gelişmeleri yaşadı. Hiç şüphesiz ki, bu yılın Kürtler açısından en büyük gelişmelerinin başında, Rojava Devrimi ve Kobanê Direnişi geliyor.
21 Ocak 2014 tarihinde Rojava'da Cizirê, Kobanê ve Afrin Demokratik Kantonlarının ilan edilmelerinin üzerinden bir yıl geçti. Kimsenin yaşama şansı vermediği, egemen ve işbirlikçi güçlerle tel ve hendeklerle etraf örülen Rojava; tarihi yeniden yazarcasına her gününü görkemli geçirdi. Yeni yılda 111. gününü de dolduracak olan Kobanê Direnişi; herkesin gıpta ile baktığı birer direniş sembolü olarak, insanlığa özgürlükten daha değerli bir şeyin olmadığını bir kez daha gösterdi.
GÜNÜN HAVASI ÖZGÜRLÜĞÜN YAŞANDIĞI AN GİBİ...
Rojava, yeni yılı, bir yandan özgürlük mücadelesinin en keskin bir biçimde verildiği direnişin coşkusuyla, bir yandan yere düşen fidanların acısıyla karşılıyor. Mücadelenin sonuçları acı da olsa Rojava halkı her güne umutla başlıyor. Katıldığımız, Demokratik Bölgeler Meclisleri seçiminde çekilen halaylarda; en yaşlısından en gencine kadar halkın birliğine tanıklık ettik.
Ronahi TV’nin Remalan'da hazırlayacağı programın yapılacağını akşamdan gazeteci arkadaşım Zeynel Şirhat'tan öğrendiğimde, katılma isteğimi tertip komitesine ilettim. Olumlu karşılandı. Remalan'ı daha önce çok duymuş ama araçla içinden geçmenin dışında görme şansım olmamıştı. Bu vesileyle Rojava'nın bu güzel şehriyle de karşılaşacaktım.
Geceden hazırlıklarımızı yaptıktan sonra sabahın erken saatlerinde televizyon binasında giden gruba dahil oldum. Qamişlo'nun tozlu yollarını geçip şehrin dış mahallerini de geride bıraktığımızda bizi upuzun ve yeşile çalan Qamişlo-Nuseybin ovası karşılıyor. Güneşin ilk ışıkları göz kamaştırıyor. Hızla giden araçta bir yandan yeni tanıştığım ülkemin tüm güzelliklerini izlemeye, bir yandan da kafamda oluşan hayal dünyasına dalıyorum.
Bagok Dağlarına düşen beyaz karın çölde yarattığı kuruma soğuk olmasa, neredeyse yeşilliği ve güneşi ile bahar havası gibi. Rojava yılı çok çetin savaşlar ve görkemli direnişle geçirmişti. Ve işte yılın sonuna geliniyordu. Savaşın sonuçları ağır ve acı olsa da görkemli direnişler sonucunda Kürt halkı ve Rojava Devrimi büyük kazanımlar sonucunda tarihsel bir aşamaya girmişti. Rojava üzerine kurulan komplo ve ihanet planları bu direnişler sonucunda tasfiye olmuş; Rojava Devrimi, Kobanê Direnişi ile dünyanın saygıyla önünde eğildiği bir özgürlük sembolü halini almıştı. Bu direnişler sonucunda Rojava üzerindeki kara bulutlar dağılmış; bölge ve Ortadoğu halkları için bir güneş gibi parlamıştı. Kışın bu ilk günlerdeki baharı andıran havası işte bu tarihsel gelişmeyi doğrularcasına tüm güzelliği ile bizi karşılıyor.
KARACADAĞ TAŞLARI GİBİ...
Qamişlo’dan başlayarak yol boyunca görünen tüm yerleşim yerlerinde insanların adeta bu güzel günün tadını alırcasına hayatı erkenden başlattığına tanıklık ediyoruz. İzliyorum ve ilgimi çeken yerleri yanımda oturan yarı Kürt yarı Arap Komas'a soruyorum. Önde oturan gazeteci arkadaşımız Zeynel de yer yer sohbetimize katılıyor; son iki yıldır alanda tanık olduğu olduğu olayları ve savaştan izlenimlerini bizimle paylaşıyor. Tirbesipîye'de şehir içinden geçtiğimizde eski yerleşim yerlerindeki uzun bir evin Hacolara ait olduğunu öğreniyorum. Hacolar, Kuzey Kürdistan’ın Midyat-Hezex üçgenindeki en büyük aşiretlerden biri ve Türk devletinin zulmüne karşı başkaldırılarından dolayı aşiretin bir kısmı direnişten sonra o dönem Fransızların mandası konumundaki, bugünkü Rojava'nın Tirbesipiyê şehrine göç etmişti.
Rojava bir yandan savaş veriyor, bir yandan da yeniden inşa sürecini yaşıyor. Bunu yol boyunca gelip geçen araçlardan da anlamak mümkün. Yolda karşılaştığımız yüzlerce araçta insanlar hem üretimlerini pazara taşıyor hem de ihtiyaçlarını karşılamak için alt yapı malzemelerini götürüp getiriyor. Bu tablonun; devrimsel inşa sürecinin ihtiyaçlarına dönük olduğunu taşınan mallardan anlıyorum.
DEVRİM İZLERİNİ HER YERDE GÖSTERİYOR
Uzun çöl yolunda sağlı sollu siyah taşlar gözümüze çarpıyor. Hemen kafamda Amed’in Karacadağ'ı şekilleniyor. Buranın Çelexan olduğunu anlıyorum. Biraz sonra Rojava'nın asayiş güçlerinin kontrol ettiği ve sağlı sollu savunma sisteminin yapıldığı yere varıyoruz. Asayiş güçleri, dikkatli bir şekilde aracımızı kontrol ederek nereden geldiğimizi, nereden gideceğimizi saygılı, medeni bir şekilde sorduktan sonra 'başım üstüne' diyerek yol veriyor. Asayişin hemen yanında ise üstündeki kimi saç demirlerinin yerinden söküldüğü ve halen birçok patlama izlerinin olduğu demir çardağı gösteren Zeynel, Rojava'da çetelerin ilk bombalı saldırıyı buraya yaptığı bilgisini veriyor.
Her günü tarihsel hamle ve gelişmeyle geçen Rojava Devrimini dışarıdan izlemenin yetersizliğini bizzat yaşayarak öğrendim. Tarihin yeniden yazıldığı bu topraklarda savaşın ve onun sonuçlarını her zeminde görüyor, anlamaya çalışıyorum. Zeynel arkadaşın söylediği ve Rojava halkının tarihsel bir anıt olarak bıraktığı bu saldırı yeri, tarihi örneklerden biri.
Rojava devriminin ilanının üzerinden üç yıl geçiyordu. Kantonların ilanı ise birinci yılını dolduruyordu. Demokratik Özerklik Yönetimi Cizre Kantonu Yürütme Meclisi Başkanı Ekrem Hiso, yaptığımız söyleşide değindiği; bir yıl içerisindeki çalışmaları, yürütülen mücadelenin insanlık değerlerine katkı sağlandığını; Mahabat Cumhuriyetinin yaşadığı süreyi aştıklarını, gecedeki değerlendirmesinde de tekrarlayacaktı.
CÜMBÜŞÜ İLE ARAM TİGRAN KARŞIMIZDA
Rêmalan'a vardığımızı etraftaki petrol çıkarma kuyularından anlıyoruz. Rojava üzerinde bir ambargo olduğu için yüzlerce kuyunun şu an durmuş durumda olduğunu görüyoruz. Şehrin simgesi durumundaki üst geçidi geçtikten sonra ara caddelerin birinden programın yapılacağı, Aram Tigran’ın isminin verildiği salonun olduğu yere vardık. Hazırlık yapan grupla geldiğimiz için henüz fazla kişi yoktu. Dış kapıda güvenlik nöbeti tutan asayiş güçlerini geçtikten sonra kapıdan girdik; elindeki cümbüşüyle Aram Tigran'ın büyük bir fotoğrafı bizi karşılıyor. Gün boyunca devam eden etkinliğe gelenler de önünde fotoğraf çekti.
Hazırlıklar yapıldıktan sonra Rojava'nın Cizirê Kantonu ile Afrin ve Kobanê Kantonundan temsilciler salondaki yerlerini aldı.
Programın sunuculuğunu; yıllarca özgürlük mücadelesinin kültür-sanat çalışmalarında kalan ve son üç yıldır Rojava Devriminde benzer çalışmaları yürüten Ferhat Merdê ve Koma Botan’ın genç üyelerinden Berivan yaptı. Salon ışıklandırması ve dizaynı, devrim koşullarına göre mükemmel bir şekilde hazırlanmıştı. Programa, başta Cizire Kanton Yönetimi olmak üzere hemen hemen tüm kurumlardan temsilciler ve kalabalık bir halk topluluğu katıldı.
PROGRAMIN NEŞESİ; KÜLİLKE DERİK
Salonun en üst köşesinde oturarak, programın en renkli ve neşeli grubunu oluşturan; Derik'ten gelen Külilkê Derik Çocuk Korosu'ydu. Sahnede biraz sonra “em zarokên Kürdistanın” parçasını seslendirecekler. Her biri farklı bir yerel kıyafet giymiş olan kızlı-erkekli grupla sohbet ediyoruz. 8 yaşındaki Mihemed, YPG elbiseyi giymiş. Elbiseyi Tev-Dem üyesi bir kadın arkadaşın yaptığını, büyüyünce YPG’ye katılacağını söylüyor. Birkaç arkadaşı ile oturan Arap asıllı Nuran adlı çocuk ile tercüman aracılığıyla konuştum. Kürt arkadaşları tarafından getirilmiş ve onları çok seviyor.
Birkaç gün önce Serêkanîyê, Dirbesiyê gibi yerlerde komün ve yerel meclis seçim sürecinde de gördüm: Rojava devriminin en büyük özelliği, Kürt Halk Önderliğinin felsefesi çerçevesinde halklar ve cinsler arası birlik ve özgür yaşam imkanlarının ortaya çıktığını...
Şehit anneleri salonun onur konuklarıydı. Program boyunca onları gözetledim, her fırsatta sohbet etmeye çalıştım. Analar hem özgürlük mücadelesinde hem de Rojava Devriminde bedenlerinden bir parça vermişler. Ama hepsinde var olan temel yaklaşım; özgürlük bilincinin yarattığı onurlu duruştu.
Cizire Kantonu adına Erem Hiso, "21 Ocak’ta Kantonlarının 1. yılını doldurduğunu, saldırılara rağmen büyük gelişmeler kaydettiklerini, ambargo ve savaşa rağmen birçok çalışma programını yaptıklarını" söyleyerek, yeni yılın Rojava ve Kürdistan’a özgürlük getireceği inancını paylaştı.
'GÜCÜMÜZÜ ÖCALAN'IN FELSEFESİNDEN ALIYORUZ'
En ilgi çeken; zılgıt ve sloganlarla karşılanan konuşmayı ise şüphesiz Kobanê'den yaralı kolu ile gelen Meclis Üyesi Ahmed Şexo yaptı. Kobanê Direnişinin kahramanlık ve kazanımlarına dikkat çekti, direnişin devam edeceği mesajını verdi. Şexo, Kobanê’ye teslimiyetin dayatıldığını, buna rağmen direnişin yükseldiğini hatırlatırken; Afrin Kantonu adına Dr. Osman ise Rojava Devriminin halkların barış ve özgürlük umudu haline geldiğine değinirken, "kültürel, ahlaki ve insani değerlerimizin gücünü Kürt Halk Önderi, Serok Abdullah Öcalan’ın felsefesinden alıyoruz” dedi.
GÜNEŞ YERİNİ GÖLGEYE BIRAKIYOR; DÖNÜYORUZ
Gecede yeni yıla dair birçok konuşma yapıldı. Cizîre Kantonunun tüm şehirlerinden gruplar sahneye çıkarak mesajlarını verdi, direniş parçalarını geceye katılanlarla birlikte söyledi. Sık sık Kobanê ve Şengal direnişleri selamlandı; YPG,YPj ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı. Gecenin sonunda halaylar çekildi.
Dışarı çıkıp geri dönüş yoluna girdiğimizde güneş yerini gölgelere yerini bırakmıştı.