Ölümleri durdurmak için PVSK yeniden düzenlenmeli

Ölümleri durdurmak için PVSK yeniden düzenlenmeli

Baran Tursun Ýnsani Yardım Vakfı (Baran-Sav) Kurucu Başkanı Mehmet Tursun, AKP’nin düzenlemesiyle Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun (PVSK) polise silah kullanmada getirdiði kolaylıða 125 insanın kurban gittiðini vurgulayarak, ölümlerin artmaması amacıyla Ankara’da konferans düzenleyerek, bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Tursun, yasada net ifadeler kullanılmasını isteyerek, “2007’de yapılan PSVK deðişikliðinden sonra 125 kişi katledildi. Bu sayı içinde askerlerin öldürdüðü yurttaşlar yok. Sadece polisler tarafından yapılandır. Askerler eklenince bu rakam daha da büyüyor. Polisin hangi hallerde silah kullanacaðı netleşsin ki, bundan sonra çocuklarımız yaşasın” dedi.

Ýzmir’de 2010 yılında kurulan Baran-Sav öncülüðünde polis şiddetinden ötürü yakınlarını yitiren maðdur aileler, adalet arayışları için 7, 8 ve 9 Aralık’ta polise rahatlıkla zor ve silah kullanma yetkisi veren PVSK’nin deðiştirilmesi amacıyla Ankara’daydı. Aileler, sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek, çeşitli temaslarda bulundu. Yapılan görüşmelerin ardından yapılacak etkinlikler netleştirilerek, karar altına alındı. Vakıf yetkilileri ve maðdur aileler, polis şiddetiyle hayatını kaybedenlerin faillerinden hesap sorulması amacıyla kampanya yürütecek.

Baran-Sav Kurucu Başkanı Mehmet Tursun, Ankara’ya gelerek Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin vekilleriyle görüşme niyetleri olduðunu ancak vekillerin Meclis’te olmadıklarını söyledi. “Zaten olsalardı bile görüşmeyecektik. MAZLUMDER ve Baran-Sav ortak konferans düzenleyecek ve tasarı hazırlayacak” diyen Tursun, ardından bütün aileler ile Meclis’e giderek bu tasarıyı gerçekleştireceklerini söyledi. Konferansın bir ay içinde gerçekleştirileceðini dile getiren Tursun, “Diðer direnişlere benzemeyen bir faktör var. Biz bu deðişiklik olana kadar Ankara’dan ayrılmayacaðız. Her gün sayı artıyor. Bu sayı daha fazla artmadan bunu yapmamız gerekiyor” dedi.

5 YILDA 125 KÝŞÝ ÖLDÜRÜLDÜ

MAZLUMDER ile görüşerek bunu kararlaştırdıklarını ifade eden Tursun, “Biz aileler olarak yıllardır çalışıyoruz. PSVK reklam olsun diye deðil ciddi bir deðişiklik gerektiriyor. Muhalefet partileri önerge veriyor ama reddediliyor. Bizim amacımız ise bunun deðiştirilmesidir. Bu güç AKP’nin elindedir. Bizde AKP hükümetine baskı uygulayacaðız. Muhalefet partileri bizi başlarının üstüne koyuyor ama bu yeterli olmuyor. Mücadeleye raðmen PSVK orada duruyor. Ondan dolayı mücadeleyi yükselterek bunu gerçekleştireceðiz. 2007’de yapılan PSVK deðişikliðinden sonra 125 kişi katledildi. Bu sayı içinde askerlerin öldürdüðü yurttaşlar yok. Sadece polisler tarafından yapılandır. Askerler eklenince bu rakam daha da büyüyor” diye konuştu.

POLÝSÝN KAMPANYASIYLA BU HALE GELDÝ

Tursun, polisin daha önce de silah kullanma yetkisine sahip olduðunu ancak PSVK’de 2007’de yapılan düzenleme önceinde aðır cezalarda kaçanlara, dur ihtarı sonucu veya çatışmalarda silah kullandıðını belirterek, “Kamu hukuku konularında bunlar nedir? Silah doðrultulmuş veya bıçak çekilmiş, polis o durumlarda silah kullanıyordu. Her şartta genelde amirlerinden izin alma durumu söz konusuydu. Bunlar 2007 öncesinde. Ancak bundan sonra geniş bir ahlaksız kampanya başlattılar. Bu kampanyada ‘Polisin eli kolu baðlı, görev yapamıyor. Suçluyu yakalıyor mahkeme bırakıyor’ gibi şeyler söylemeye başladılar. Bu kampanya birkaç ay içinde sonuç verdi. Meclis üzerinde bir baskı oluştu ve sonuç verdi. Ardından PSVK’de deðişiklik oldu. Silah kullanma koşulları sınırlı iken o deðişiklik ile polise artık her koşulda silah kullanma hakkı tanındı” dedi.

YARGI DA POLÝSTEN YANA

PSVK’nin yeniden düzenlenmesinin ardından polisin şüphelerde bile silah kullanmasının önünü açtıðına dikkat çeken Tursun, şunları söyledi: “Polisin kendi kendine karar vermesi denince durum deðişiyor. Cani, suça meyilli, şebekelerle işbirliði yapan polisler de var. Bunlar her an birini de öldürebilir. Baran Tursun ve 125 kişinin öldürülmesi bunlardan meydana geliyor. Bunların içinde 4-5 tanesi politik kişilerdir. Diðerleri siyasi deðildir. 2007’den bu yana polis artık durmayan herkesi öldürüyor. Birde çıkıp davalarda ‘Dursaydı ölmezdi’ diyorlar. Demek ki birisi durmayınca bunlara bu insanı öldürme hakkı doðuyor. Polis bunu yaparken mahkemelrede ‘Görevimizi yaptık’ diyorlar. Yani görevleri insan öldürmek. Bu davaların yargılamasında ise yargı, polisten yana taraf alıyor. Polisler ya aklanıyor ya da sembolik ceza alıyor. Ardından ise öldürmeler hız kesmeden devam ediyor.”

AMACIMIZ ÝNSANLARIN ÖLMEMESÝ

Amaçlarının PSVK’nundaki algıyı deðiştirerek insancıl bir hal yaratmak olduðunu ifade eden Tursun, “Yasada net ifadeler kullanılmasını istiyoruz. Bu durumda çocuklarımız öldürülmekten kurtulacak. PVSK 16. maddesinin deðişmesi gerekiyor. Polisin hangi hallerde silah kullanacaðı netleşsin ki, bundan sonra çocuklarımız yaşasın. Bizim bu çalışmamız polislerin de yararınadır. Onların da katil olma etiketinden kurtulmasını saðlamaya çalışıyoruz” diye belirtti.

PSVK’NÝN 16. MADDESÝ

4 Temmuz 1934’te kabul edilen PSVK’nin 2 Haziran 2007 tarihinde polisin baskısıyla AKP tarafından yeniden düzenlenen 16. maddesine göre polise, “(a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında, (b) Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediði direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, (c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını saðlamak amacıyla ve saðlayacak ölçüde” silah kullanma yetkisi tanıyor.

Yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceði şekilde "dur" çaðrısında bulunacaðı belirtilen polisin silah kullanımı konusunda “Kişinin bu çaðrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna raðmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını saðlamak amacıyla ve saðlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir. Direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir” tanımı yer alıyor.

ÖLÜMLERÝN SORUMLUSU AKP ÝKTÝDARI

Ancak yasada belirtilen “dur ihtarına uyulmaması halinde yapılması gereken uyarı atışları” ise 2007’den beri ya yapılmayarak ya da direkt olarak öldürme amacıyla gerçekleştirildiði için 125 insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Söz konusu rakam Baran-Sav’ın çalışmalarındaki istatistiki verileri yansıtıyor. AKP’nin söz konusu yasal düzenlemeyle birlikte verdiði yetkiyle polis, özellikle Kürt illerinde silahı pervasızca kullanıyor. Bu nedenle PSVK’deki bu düzenlemenin, yaşam hakkı ihlallerinin son yıllarda artmasında da etkisi oldukça yüksek.