Çok sayıda avukatının katıldığı tanıtımda, söz alan Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV) Baro Başkanı adayı Several Ballıkaya, “El birliği ile bu tekçi, tek başkanca yönetime karşı biz varız ve artık değişim zamanı diyoruz" dedi.

Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV), 22-23 Ekim tarihleri gerçekleştirilecek İstanbul Baro seçimleri öncesi Taksim Hill Otel'de basın toplantısı gerçekleştirerek adaylarını tanıttı. Toplantı salonuna, “Avukatlık mesleğini savunmak için biz varız ve birlikte yaparız" tanıtım afişleri asılırken, baro seçiminde aday olan avukatlara destek olmak amacıyla Asrın Hukuk Bürosu, Çağdaş Hukuk Bürosu ve çok sayıda avukat katıldı.

‘DEĞİŞİM ZAMANI DİYORUZ’

Aday tanıtımı ardından konuşan ÖÇAV Baro başkan adayı olan Several Ballıkaya, baro seçimlerine birlik oldukları için büyük bir umutla başladıklarını belirterek, seçim sonucu ne olursa olsun başta kazanmış olduklarını ifade etti. Ülkenin içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurulduğunda baro seçimlerinde önemli bir mevzi olduklarını vurgulayan Ballıkaya, "Ülke şuan KHK'larla açık bir cezaevine dönüştürülmüş durumda. İktidarın hazırladığı yasalarla OHAL'in kalıcı hale getirilmek istendiği bir süreçteyiz. Böyle bir süreçte İstanbul Baro seçimlerine hazırlanıyoruz" dedi.

Yaşanan hak ihlalleri karşısında İstanbul Barosunun mevcut yönetimin izleyici konumunda olduğuna dikkat çeken Ballıkaya, 1990’larda art safhaya çıkan işkencelerin bugün yeniden cezaevlerinde, emniyet müdürlüklerinde sistematik hale gelmesine karşı bu tavrın anlamın mümkün olmadığını kaydetti. Adliyelerde çalışan özgürlükçü avukatların savcı ve hakimlerin aldığı tutum ile çalışamaz duruma geldiğine işaret eden Ballıkaya, "Bunun müsebbibi iktidar ve baronun da buna ortak olmasıdır. Artık avukatlar müvekkillerini değil kendilerini savunma zorunda kalıyor ve baro yönetimi de bunu izliyor” dedi. "Farkımızı ortaya koyarak mücadele edeceğiz” diyen Ballıkaya, “El birliği ile bu tekçi, tek başkanca yönetime karşı biz varız ve artık değişim zamanı diyoruz" diye konuştu.

‘BÜTÜN GÜÇÜMÜZLE SEÇİMLERİ KAZANMAMIZ GEREKİYOR’

Disiplin Kurulu adayı olan avukat Alp Selek, 12 Mart 1971’de sosyalist avukatların baro seçimlerini nasıl kazandığına dair yaşadığı bir anekdotu anlatarak sözlerine başladı. O dönemlerde baro genel kurulunun eskiden beri işveren avukatlarının hakimiyetinde olduğunu anlatan Selek, “Biz solcu avukatlar olarak hadi biz de seçime girelim dedik. Son dakikada bir liste yaptık ve seçilere girdik ama yine onlar kazandı. Yaptığımız bir toplantıda karar alındı ve bir komite oluşturarak mahalle mahalle, sokak sokak gezerek bir dahaki seçim için çalışma yürüttük ve o seçimi kazandık” dedi. Bu salondaki tüm avukatların seçimlerini kazanmaya hak eden avukatlar olduğunu ifade eden Selek, "Tüm gücümüzle seçimi almamız gerekiyor, alamasak da bir sonraki seçime güçlü bir şekilde girmeliyiz" dedi.

‘SEÇİMLERDE YÜZDE ELLİ KADIN KOTASI’

Baro Yönetim Kurulu adayı Filiz Aydın ise baro seçimlerinde yüzde elli kadın kotasını uygulayacaklarını belirterek, İstanbul Barosunun erkek egemen toplum sisteminin temsilcisi olduğunu söyledi. Hukuk bürolarında yaşanan taciz, mobbing vakalarına da değinen Aydın, İstanbul Barosuna yapmış oldukları şikayetlerin ise dikkate alınmadığını vurguladı. Kadın avukatlara yönelik ayrımcı bakış açısının kadın cinayetlerinin yaşanmasından bağımsız olmadığını kaydeden Aydın, "ÖÇAV grubu olarak seçimi aldığımızda kadın haklarını savunan bir tarafta yer alacağız ve ayrımcılığın takipçisi olacağız" diye konuştu.

Son olarak genç avukatlar adına konuşan Özgür Urfa ise, genç ve işçi konumundaki avukatların durumuna dikkat çekerek, "Genç avukatlarla çalışma iddiamız bulunmaktadır. Baroda genç ve işçi avukatların temsiliyetini arttıracağız. Bunun sözünü veriyoruz" dedi.