Daha önce YEKKOM yöneticiliği yapmış NAV-DEM üyesi Ahmet Çelik 18 Temmuz Cumartesi günü Alman polisi tarafından tutuklanarak gözaltına alınmıştı. Almanya daha sonra Çelik’in tutuklandığını duyurdu.

Almanya’nın Kürt halkına ve onun demokratik siyasi mücadelesine gösterdiği tahammülsüzlüğünün anlaşılamayacağını belirten NAV-DEM açıklamasında şunlar belirtildi: “Yıllardır bu kirli politikalarını sürdüren, antidemokratik bu uygulamalarıyla Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar eden Türt devletine cesaret ve destek veren bu tutumunu artık sadece hukuk dışı görmüyor aynı zamanda insanlığın değerlerine karşı bir saldırı olarak görüyoruz.”

Almanya’nın Türkiye’nin çözümsüzlük siyasetinde ve ısrarında payı bulunduğunun kaydedildiği açıklamada Ahmet Çelik’in yıllardır bulunduğu ülkenin hukukuna saygılı olarak demokratik yaşamı, hoşgörü ve barışçıl siyaseti esas alan siyasal ve sosyal çalışmalarda bulunmasına rağmen tutuklandığı anlatıldı.

Açıklamada devamla şunlar belirtildi: “Bizler NAV-DEM olarak kürt sorununun kendi çözümünü bu kadar acil dayattığı bir süreçte tüm AB ülkelerinden olduğu gibi Almanya devletinden de pozitif ve çözüme dair rol oynamasını beklerken halkımıza ve onun siyasi temsilcilerine karşı böyle antidemokratik uygulamalarına anlam veremiyor ve bu tutuklamaları çözümsüzlüğü derinleştiren yaklaşımlar olarak görüyoruz.

Almanya güvenlik güçlerince tutuklanan arkadaşımızın, bağımsız yargı tarafından bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz.

Bu tutuklamanın, Kürt halkına dört bir yandan antidemokratik ve insanlık dışı saldırıların olduğu bir dönemde Almanya demokrasisine ve yargısına bir leke olarak geçmeden önce düzeltilmesini ve arkadaşımızın özgürlüğüne kavuşmasını bekliyoruz.

Bu tutuklama Almanya da bulunun yüzbinlerce insanımızın vicdanını rahatsız ettiği gibi bağımsız yargının günlük siyasi çıkarların girdabına girdiği kanaatini uyandırmıştır.

NAVDEM olarak arkadaşımız Ahmet Çelik’in tutuklamasını kınıyor bir an önce özgürlüğüne kavuşması için olayın takipçisi olacağımızı ve bunun için demokratik ve hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızı belirtiyoruz.”