Ýstanbul 15. Aðır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri'de görülen Ýstanbul KCK Davası'nda Kürtçe'nin her hali yasak. Geçtiðimiz Pazartesi günü başlayan davanın ilk günü mahkeme heyeti, anadilde savunma talebini reddetti. Mahkeme heyeti, 4 gün boyunca gelen "anadilde savunma" taleplerini de "Daha önce reddedilmiştir" diyerek kabul etmedi.
Mahkeme heyetinin, anadilde savunma talebini reddederken gerekçesi şu: Sanıklar, soruşturma aşamasında Türkçe savunma vermişlerdir.
Ancak bu tezine raðmen, savcılıkta da tercümanla Kürtçe ifade veren Cemale Eser'in de tercüman talebi kabul edilmedi. Mahkemenin bu kez savunma avukatlarının "Meslektaşlarımız Türkçe anlayabiliyor. Ancak kendilerini en iyi şekilde ifade edebildikleri dil anadilleridir" savunmasını gerekçe yaptı.
Mahkeme heyeti, Arapça tercüman talebi karşısında da aynı "red" tutumunu sürdürdü. Gerekçe aynı; "Sanık kendini Türkçe gayet iyi ifade edebiliyor."
Sadece mahkeme heyetinin, Kürtçe karşısındaki yasakçı tutumu deðil, TRT spikerlerinin tavrı da dikkate deðer.
TRT'nin iddianamenin okunması için gönderdiði iki spikeri, mesleki eðitim dışında ideolojik-politik eðitimlerini de almış görünüyorlar.
Ýddianamede, çeşitli Kürt haber sitelerinden alıntılanan yazılardaki "PKK'ye, PKK'nin, KCK'ye, KCK'nin" şeklindeki ifadeler bile, ideolojik formasyona uygun olarak, "PKK'ya, PKK'nın, KCK'ya, KCK'nın" haline getirildi.
Türk dil kurallarına uymakla ünlü TRT'nin spikerleri, böylece Türkçe dil kurallarını da altüst etmiş oldu. Çünkü, Türkçe'de bütün sessiz harfler okunurken "e" harfini yanına alır. Bu durumda, "K" harfi "Ke" diye okunur.
Ýddianamede yer alan Ýngilizce kelimeleri teklemeden kurallarına uygun okuyan TRT spikerlerinin Maxmur'u, "Bu kadarına da pes" dedirtecek tarzda "Maksimur" diye okuması bu davanın unutulmazları arasına girdi.
Avukatların, "Spikerler dil kurallarına uysun" talebi de, "Spikerler gayet eðitimli" denilerek kabul edilmedi.