Gençlik örgütü Komalen Ciwan, Batı Kürdistan’ın Halep kentinde Komalên Ciwan Rojava Örgütü yöneticisi Çekdar’ın kaçırılarak öldürülmesini sert bir dille kınayarak, anısana mücadeleyi yükselterek sahip çıkacaklarını söyledi.

Komalen Ciwan Koordinasyonu, Halep’te silahlı bir grup tarafından kaçırılarak öldürülen Çekdar için yazılı bir açıklama yaptı. Çekdar’ın Baas rejimi, Türk devleti ile ‘işbirlikçilerinin’ Batı Kürdistan’da uyguladıkları provokasyon-komplo sonuçu kaçırılarak katledildiði belirtilen açıklamada, anısına mücadeleyi yükselterek sahip çıkacakları ifade edildi.

Açıklamada şunlar belirtildi:

“Ýnsanlıðın kadim beşiði Orta Doðu da halkların baharı devam ederken, Kürt halkı da yıllardır Kürdistan üzerinde devam eden kölelik sistemini kırmak için çok yönlü bir direniş içerisine girmiştir. Suriye’de devam eden halk kakışması ile birlikte ülkemiz Kürdistan’ın batısında da bir süredir böylesi bir direniş süreci yaşanmaktadır. Batı Kürdistan halkımız temel ulusal haklarını almak, demokratik-özgür bir gelecek yaratmak için kendini her alanda örgütlemekte, gerçekleştirdiði serhildanlarla yaşanan gelişmeler karşısında tavrını-tutumunu ortaya koymaktadır. Halkımızın bu direnişçi tutum ve çabalarıyla, Batı Kürdistan adım adım özgür bir yaşama doðru yürümektedir. Halkımız bu haklı mücadelesinde şimdiye kadar tamamen kendi öz gücüne dayanarak yürümüş, ne bölge statükoculuðuna, ne emperyalist dış güçlere ne de onun bölgede ki maşalarına itibar etmemiş, baðımsız bir duruşun sahibi olmuştur. Halkımızın bu duruşu bütün Kürt ulusu adına önemli kazanımlar yaratırken, Kürt inkârı ve düşmanlıðının öncülüðünü yapan Türk devleti bu durumdan büyük bir rahatsızlık ve korku duymaktadır. Batı Kürdistan’da halkımızın özgürlüðünü saðlamasının bütün Kürdistan üzerinde ki sömürgeciliðe büyük bir darbe vuracaðı bilindiðinden, Türk devleti bu alanda halkımızın herhangi bir kazanım elde etmemesi için telaşlı bir çaba içerisindedir. Bu gerçeklik Suriye’de devrim sürecinin başlamasının başından itibaren böyle olmuştur. En son Türk devletinin Hewlêr temsilciliðine gönderdiði bir genelgenin deşifre olmasıyla birlikte, Türk devletinin bu politikasını nasıl komplo ve oyunlarla sonuca götürmek istediði de açıða çıkmıştır. BAAS rejiminin yaklaşımı da konu Kürt halkı olunca Türk devleti ile aynı çerçevededir. Suriye’de ki devrim süreci başlayana kadar Türk devleti ve Esad hükümeti Kürt karşıtlıðının iki temel ortaðı olduðu gibi bugün de deðişen bir şey yoktur. Bu sürecin başlamasından bu yana deðişen şey, Türk devletinin emperyalist maşalarının talimatlarına göre Esad’a tavır alması, Esad’ın da aynı şekilde cevap vermesidir. Kürt halkına yaklaşım konusunda her iki tarafta da bir şey deðişmemiştir.

Hem Türk devleti hem BAAS rejimi Batı Kürdistan’daki halkımızın mücadelesini zayıflatmak için yoðun bir çaba ve komplo girişimleri içerisindedirler. En son Afrin’de kaçırılarak şehit edilen Komalên Ciwan Rojava Örgütü yöneticimiz Çekdar yoldaş da böylesi bir komplo-provakasyon planı çerçevesinde şehit edilmiştir. Daha önce de Halep şehrinde yurtsever halkımıza karşı geliştirilip üç insanımızın şahadetiyle sonuçlanan bu komplo-provakasyon politikası bu defa Afrin’de devreye konulmuştur. Bu saldırıların açıða çıkardıðı en acı gerçeklik ise Türk devleti başta olmak üzere sırtını dış güçlere dayayan Kürt işbirlikçiliðidir. Bu sürecin başından beri ulusal deðerlerden ve söylemlerden olabildiðince kaçınan, ‘’demokratik Suriye’’ demagojisiyle, Türk devletinin düzenlediði toplantılarda boy gösteren ve maaşını buralardan alan paralı örgüt ve çevreler açıktan halkımızın aleyhine çalışmaktadırlar. Bu çevreler alanda ki halkımızın demokratik örgütlenmesi olan TEV-DEM in samimi ve ısrarlı ulusal birlik çaðrılarından ısrarla kaçtıðı gibi Kürdistan özgürlük hareketine karşı düşmanca bir tavır içerisinde olmuş, yalan ve iftiraya dayalı bir kara propaganda yürütmüşlerdir. Halep’de üç insanımızın katledilmesinde bu çevrelerin takındıðı tutum ile en son Afrin’de Çekdar yoldaşın şahadetiyle açıða çıkan gerçeklik, işbirlikçiliðin tehlikeli boyutlara vardıðını göstermektedir.

Çekdar yoldaşın şehit edilmesinin diðer önemli bir boyutu ise alanda yürüyen Gençlik hareketi çalışmalarının Kürt düşmanlarına ve işbirlikçilere karşı takındıðı devrimci tutumdur. Batı Kürdistan gençliðinin öncü örgütlenmesi olan KCRK daha çok Kürt gencine ulaşıp örgütlendikçe, gençlik içerisinde bilinçlendirme faaliyetleri yürütüp kirli politikaları deşifre ettikçe Kürt düşmanları ve işbirlikçileri bundan büyük rahatsızlık duymaktadır. Çünkü bu güçler Kürt gençliðini bir şekilde kendisine baðlayıp kullanma hesapları yapmaktadır. KCRK çalışmalarını güçlendirdikçe bu güçlerin oyunları bozulmaktadır. Çekdar yoldaş bu temelde seçilerek şehit edilmiştir. Bu saldırı ile Kürt gençliðine gözdaðı verilmek istenmiş, Apocu Gençlik Hareketi çalışmaları zayıflatılmak istenmiştir. Ancak bu hesabın tersine Kürt gençliði ve yurtsever Batı Kürdistan halkı gerek Çekdar yoldaşın cenazesine yüksek katılımı ve gerekse de geliştirdiði sahiplenme eylemleriyle bu tür saldırılarla yılmayacaðını, Şehitlerin anısına mücadeleyi daha da yükselteceðini dost-düşman herkese göstermiştir.

Apocu Gençlik Hareketi ilk defa bir kadrosunu şehit vermemektedir. Hiçbir şahadet mücadelemizden geri adım attırmadıðı gibi, şehitlerimizin anısına mücadeleyi daha da yükseltmek temel yaklaşımımız olmuştur. Çekdar yoldaşın şahadeti de Batı Kürdistan başta olmak üzere tüm alanlarda Apocu Gençlik Hareketi çalışmaları ve mücadelesinin yükseltilmesi için büyük bir gerekçedir. Çekdar yoldaşın şahadeti bizim için mücadeleyi yükseltme ve zafere ulaştırma emridir. Bu temelde bütün Kürdistan gençliðini mücadele saflarına katılarak Kürt düşmanları ve işbirlikçilere karşı özgür yaşam bayraðını yükseltmeye çaðırıyoruz.”