19-22 Aralık cezaevleri katliamının 12inci yıldönümüne ilişkin açıklamada bulunan KESK Yürütme Kurulu, Cezaevlerinde hakimiyeti saðlama adı altında gerçekleştirilen vahşetin üzerinden 12 yıl geçmesine toplumsal muhalefeti susturmayı hedefleyen katliamlara yenileri eklenmiştir. Cezaevlerinde işkenceyi sürekli hale getirme politikasının ürünü F Tipi sistemden beslenen insanlık dışı uygulamalar artarak sürdürülmektedir dedi.
KESK Yürütme Kurulu 19-22 Aralık cezaevleri katliamının yıldönümü olması nedeniyle yaptıðı yazılı açıklamada katliamı kınayarak, sorumluların yargılanmasını istedi.
19-22 Aralık 2000de 20 cezaevine yönelik Hayata Dönüş operasyonu altında 28 tutuklu ve hükümlünün devletin "güvenlik" güçleri tarafından katledildiðinin, yüzlercesinin de yaralandıðının ve sakat kaldıðının hatırlatıldıðı açıklamada, Tüm bunlara raðmen operasyon emrini verenlerin adını utanmadan Hayata Dönüş koydukları katliamın 12. yıl dönümü. 20 hapishanede eş zamanlı olarak yaptıkları operasyonla Cumhuriyet tarihinin en büyük cezaevi katliamını gerçekleştirenler bugün yeni katliamlara imza atmaya devam etmektedir denildi.
Katliam esnasında kullanılan silahların niteliði ve uygulanan şiddetin ölçüsüzlüðü ancak bir savaş durumunda yaşanacak boyuttadır ifadesinin yer aldıðı açıklamada şöyle denildi: Diðer taraftan yılardır devam eden davada bazı askerlerin ifadeleri yaşanan vahşeti açık olarak ortaya koymaktadır. Ýfadelere göre daha önce denenmemiş ve askeri envanterde kayıtlı olmayan silahlar kullanılmış, insanların üzerine atılan kimyasal tozlarla ölmelerine neden olunmuştur. 6 kadın mahkum diri diri yakılarak katledilmiştir. Ýnsanların üzerine benzine batırılmış battaniyelerin atılması insanlıktan ne kadar çıkıldıðının açık kanıtıdır.
Cezaevlerinde hakimiyeti saðlama adı altında gerçekleştirilen vahşetin üzerinden 12 yıl geçmesine toplumsal muhalefeti susturmayı hedefleyen katliamlara yenileri eklenmiştir. Cezaevlerinde işkenceyi sürekli hale getirme politikasının ürünü F tipi sistemden beslenen insanlık dışı uygulamalar artarak sürdürülmektedir. 2000-2012 yılları arasında saðlık sorunları nedeniyle cezaevlerinde bine yakın insanımız yaşamını yitirmiştir. Özellikle siyasi mahkumlara yönelik olarak aðır tecrit ve izolasyon politikaları sürdürülmektedir. Geçtiðimiz günlerde Ýnsan Hakları Derneði (ÝHD) ve Türkiye Ýnsan Hakları Vakfının (THÝV) birlikte açıkladıðı rapor bu durumu açık olarak ortaya koymaktadır.
Hayata Dönüş operasyonu adı altında yapılan katliamın sorumluları hakkında yürütülen soruşturmalarda somut bir sonuca ulaştırılmamasının toplumun vicdanında hukuk ve adalet duygusunun büyük ölçüde yok olmasına yol açmaktadır ifadelerine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi. KESK olarak, TBMM başta olmak üzere, Hükümeti ve Adalet Bakanını 19 Aralık katliamının asıl sorumluların yargı önüne çıkarılması için bir kez daha göreve çaðırıyoruz. Bugüne kadar benzer sorunlar karşısında susarak ya da görmezden gelerek bu sorunu çözümsüz bırakmanın kimseye yararı olmadıðı görülmüştür. Cezaevleri koşulları uluslararası insan hakları normlarına uygun hâle getirilmeli ve her türlü tecrit ve izolasyon politikalarına son verilmelidir.
Açıklamada, Türk cezaevlerinin ve hasta tutsaklarında durumuna dikkat çekilerek, Türk cezaevlerinde 125 bini aşkın tutuklu ve hükümlü olduðu bunun 2091ini ise çocuk mahpusların oluşturduðu belirtildi.