Kemal Bülbül: Ýdam tartışmaları utanç verici

Kemal Bülbül: Ýdam tartışmaları utanç verici

Aleviler olarak açlık grevindeki tutsakların yanında olduklarını dile getiren Pir Sultan Abdal Küldür Derneði (PSAKD) Genel Başkanı Kemal Bülbül, Başbakan Erdoðan’ın açlık grevlerine olan yaklaşımının tekçi ve ırkçı zihniyetle idam tartışmalarını ortaya atarak utanç verici bir hale getirdiðini vurgulayarak, "Başbakan 'açlık grevini sürdürürseniz idamı gündeme getiririm' diyerek tehdit ediyor" dedi.

Türkiye cezaevlerinde 10 bin tutsaðın yürüttüðü süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 66. gününde. AKP’nin inançlarına hakaret edip, katliamcılarını serbest bıraktıðı Aleviler, açlık grevlerine karşı gösterdiði duyarlılıkla AKP’ye karşı tavrını da ortaya koyuyor. PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül, Alevi toplumundaki duyarlılıða dikkat çekerek, gerek kurumsal gerekse de birey olarak Alevilerin açlık grevi eylemlerine destek etkinliklerine ciddi katılım saðladıklarını söyledi.

PSAKD, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri Başkanı ve Alevi Kültürünü Yaşatma Derneði genel başkanları olarak DTK binasındaki açlık grevi yapan vekilleri ziyaret ettikten sonra Diyarbakır Cezaevi’ndeki tutuklu ve hükümlülerle görüşmek amacıyla 12 Kasım’da Adalet Bakanlıðı’na başvurduklarını söyleyen Bülbül, “Aleviler olarak tutsakların taleplerinin tamamen insani, haklı, tartışmasız kabul edilmesi gereken haklar olduðunu, bu uðurda yürütülen mücadelenin demokratik bir mücadele olduðunu düşünüyoruz. Bu mücadelenin yanındayız. Adalet Bakanlıðı’na 14 Kasım günü için görüşme talebimize dair başvurmuştuk. Onlar da bize dönmediler. Tabi biz de bunun bir reddetme durumu olduðunu kabul ediyoruz” dedi.

KENDÝNÝ PADÝŞAH SANIYOR

Başbakanın tavrının ne siyasi ne de insani etikle örtüşen bir tavır olmadıðını söyleyen Bülbül, “Başbakan yok kebap yiyorlar kilo versinler sözleriyle adeta alay edip aşaðılıyor. Başbakanın ruh saðlıðı tedavisi görmesi lazım. Padişah edasıyla konuşuyor. Bu çok basit bir şey. Anadilde eðitim ülkeyi böler saçmalıkları bitti. Senin ülken bölünmesin diye anadilimi mi konuşamayacaðım? Kaldı ki benim anadilimi konuşunca ve eðitim alınca senin ülkenin bölüneceðini kim iddia etti? Dünyada bunun birçok örneði var. 4 resmi dili olan ülkeler var. Onlar bölünmüyor. Bu ipe un sermektir. Başbakan ırkçılıðı kışkırtıyor” ifadelerinde bulundu.

AKP'DE BAŞBAKANA SÖZ SÖYLEYECEK KÝMSE YOK MU?

Başbakanın meyhane ve sokak kabadayısı edasıyla yaklaştıðını dile getiren Bülbül, Başbakanın tavrının demokratik gelişmeyi içerecek bir tavır olmadıðını vurguladı. Ýdamın tekrar tartışılmasının utanç verici bir şey olduðunu belirten Bülbül, Başbakanın “Bunu sürdürürseniz idamı gündeme getiririm demekte” olduðunu kaydetti.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “gündemimizde böyle bir şey yok” diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştıðını, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın ise başka bir şey söylediðini ifade eden Bülbül, “Şimdi başbakan dönüp muhalefetteki siyasi partilere bir akıl ortaklıðının olmadıðını daðınıklıðın olduðunu farklı şeylerin olduðunu söylüyor kendi durumunu görmüyor. Tek adam hastalıðı ve paranoyası yaşıyor. AKP’de buna itiraz edecek onurlu bir insan yok mu acaba? Başbakana demokratik teamül ve akıl saðlıðı önerecek bir bakan, yetkili yok mu acaba? Yani hükümet içinde örneðin Kürt milletvekillerinden insani özelliði olan yok mu?”

ÝDAM KONUSU BÝR TEHDÝT

Ýdam konusunun tehdit unsuru olduðunu düşündüðünü söyleyen Bülbül, Başbakanın “Açlık greviyle bir gündem yarattınız. Bu gündem beni zorluyor. Ben bir takım şeyleri tanıyorum. Bunu yapmamak için idamı gündeme getiriyorum” demek istediðini dile getirdi. “Demokratik bir devlette başbakan şunu yapmaz; hükümlünün avukatıyla görüşüp görüşmemesi konusunda, idam cezasının hukukun yürürlüðünde olup olmaması konusunda ulu orta görüş belirtemez” diyen Bülbül, Başbakanın konumunun bu olmadıðına dikkat çekti.

ERDOÐAN KRALLIK, PAŞALIK PEŞÝNDE

Başbakanın hukuktan yargıya, yürütmeye; yasamadan saðlıða, eðitime, kültürel ve inançsal yaşamın tüm alanına hükmediyor edası içinde olmak istediðini ifade eden Bülbül, şunları belirtti: “Devletin tüm kurumlarını başbakan iptal etmiştir. Yasama yürütme ve yargı, erkler ayrılıðı ilkesi ortadan kalkmıştır. Yargı baðımsız deðildir. Yasama grevini yapamamaktadır, yürütme başbakanın şahsında oluyor. Bunu yok edip tekçi bir şey oluşturmak niyetinde o da; krallık, paşalık. Başka izahı yok. Ufak tefek muhalefetten itirazlar, ne anlama geldiði belli olmayan şeyler, MHP’nin kışkırtılmış ırkçı, faşist yaklaşımı bu ortamda tam da demokratik kurum ve kuruluşların, Alevilerin, sosyal demokratların, sosyalistlerin Kürtlerin ismini çizdiðinizde bile Türkiye’yi örten bir tablo ortaya çıkıyor.”

Bülbül, tekçi faşizmle başa çıkabilmek için ortak bir akıl ve ortak bir güçle, ortak bir çıkış oluşturulması gerektiðinin altını çizdi.