'KCK' İstanbul ana davasında tutsaklar savunma yapıyor
'KCK' İstanbul ana davasında tutsaklar savunma yapıyor
'KCK' İstanbul ana davasında tutsaklar savunma yapıyor
Kürt siyasetçilerinin yargılandığı 'KCK' İstanbul ana davasında savunma yapan BDP Kadın Meclisi Üyesi Seda Aktaş, "Emniyet ve savcı benim hakkımda suç teşkil edecek bir şey bulamadıkları için zorla delil üretmeye çalışmışlar. Hiçbir delil bulamadıklarından da suç işleyebilir ihtimali üzerinden deliller üretilmiş. Bunlar savcının kendi düşünceleri. Bende burada savcının kendisine ait olan düşünceleri açıklama mecburiyetinde bırakılıyorum" dedi.
97'si tutuklu 205 Kürt siyasetçi ve insan hakları aktivistinin yargılandığı "KCK" İstanbul ana davasının altıncı duruşması İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonunda tutsak Kürt siyasetçilerin savunmaları ile devam ediyor. BDP İstanbul İl Örgütü Saymanı Cafer Selçuk'un delil ikamesinin ardından duruşma Kadın Meclisi Üyesi Seda Aktaş'ın savunması ile devam etti. Kendisinin "silahlı örgüt yöneticisi olmak" ile suçlandığını belirten Aktaş, "2 yıldır böyle mesnetsiz ve ağır bir iddia yüzünden tutuklu bulunuyorum. Bu kabul edilebilir bir şey değildir" dedi. 2010 yılında BDP Kadın Meclisi'nde yer aldığını ve faaliyetlerinin BDP tüzüğünde yer aldığını belirten Aktaş şöyle devam etti: "İddianamede DÖKH ile ilişkilendiriliyorum. Yalnız dosyada DÖKH ile olan ilişkim ile tek bir kelime yer almıyor. Savcı nasıl böyle bir şey iddia etmiş şaşırıyorum doğrusu. Keza DÖKH içinde yer almak suç değil. Yalnız ben BDP Kadın Meclisi'nde yer aldım. DÖKH'de değil." DÖKH'ün ayrı bir örgütlenme olduğunu ve bir platform olduğunu, BDP Kadın Meclisi'nin ise bir siyasi parti çalışması olduğunun altını çizen Aktaş, "Savcı ve emniyet benim çalışmalarımın yerini değiştirmişler bu da bu iddianamenin ne kadar ciddi hazırlandığını açık net ifadesidir" dedi.
Kadın meclisinde yer almadan önce herhangi bir çalışma yürütmediğini belirten Aktaş, "Ben 2010 yılında siyasete başladım. Ve 2011'de tutuklandım. Bu kadar kısa bir sürede savcının iddiasına göre, ben nasıl 'KCK yöneticisi' oldum anlamakta güçlük çekiyorum. Ben hangi ara üye, hangi ara da yönetici oldum? Doğrusu siyasete girer girmez bir atılım yapmışım. Keza iddia edilen şekilde ben illegal bir yapılanmada değil, legal bir yapılanma olan BDP Kadın Meclisi'nde siyasete başladım. Şunu da belirtmek gerekir, ben siyaseti daha yeni yeni öğrenirken tutuklandım" dedi. Kadınlara yapılan saldırı, baskı ve tacizler yüzünden BDP Kadın Meclisi'nde yer aldığını belirten Aktaş, "Ben bu baskıları ilk başta bir kadın olarak kabul etmiyordum. Kadın meclisi de bu baskılar karşısında mücadele verdiğinden dolayı çalışmalara başladım. Bunun dışında savcının iddia ettiği gibi herhangi bir illegal faaliyette yer almadım. Keza savcının iddia ettiği 'örgüt yöneticiliği'ni ne yapabilirim ne de yaparım" diye konuştu
İddianamede çeşitli tarihlerde BDP tarafından yapılan bir basın toplantılara katıldığının iddia edildiğini de belirten Aktaş, "Bunlar BDP'den çıkarken çekilen üç fotoğrafa dayanarak iddia ediliyor. Bu toplantılara katılmadım. Keza bu toplantılar suç teşkil edecek toplantılar da değildir" dedi. Kendisi hakkında savcı ve emniyetin rastgele dosya hazırladığını ifade eden Aktaş, "Emniyet ve savcı benim hakkımda suç teşkil edecek bir şey bulamadıkları için zorla delil üretmeye çalışmışlar. Hiçbir delil bulamadıklarından da suç işleyebilir ihtimali üzerinden deliller üretilmiş. Bunlar savcının kendi düşünceleri. Bende burada savcının kendisine ait olan düşünceleri açıklama mecburiyetinde bırakılıyorum" diye ifade etti.
Aktaş, kendisine yöneltilen hiçbir suçu kabul etmediğini belirterek beraatını talep etti. Savunmanın ardından yapılan delil ikamesinde Aktaş, Mahkeme Başkanı Ali Alçık tarafından kendisine sorulan "çeşitli tarihlerde yapılan toplantılara katıldığın iddia ediliyor" sorusuna karşılık, "Ben bunu savunmamda belirttim. Bu toplantılara katılmadım" diyerek cevap verdi.
Mahkeme BDP İstanbul İl Örgütü yöneticisi Şemsettin Dülek'in savunması ile devam ediyor.