BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, 3. Yargı Paketi’ndeki düzenlemelerin, evrensel hukuk kuralarına göre derhal ve resen mahkemeler tarafından uygulanması gerektiðini vurgulayarak, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması gerektiðini, ardından da yemin içmeleri için Meclis'in 1 günlük toplantı yapabileceðini söyledi.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, gündemdeki konulara ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Samsun’daki sel felaketinde yaşamını yitiren yurttaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsaðlıðı dileyen Kaplan,"En son yasama sürecinde Sayıştay denetimi dışında bırakılan TOKÝ'nin, yani devlet müteahhitliðinin bir rant kapısına dönüştüðü yönünde ciddi iddialar var. Saðlıksız, plansız, projesiz, özellikle mühendis odalarının, belediyelerin uyarılarının dinlenmediði konusunda. Biz bunun takipçisi olacaðız ve Meclis'te denetimini yapmaya devam edeceðiz" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin, siyasi partilerin tabelalarının çift dilli veya daha fazla dilli olması yönündeki açılan soruşturmaları iptal ettiðini de hatırlatan Kaplan, "Burada dikkat çeken bir hukuk Siyasi Partiler Yasası'na göre tüzel kişilerin aldıðı kararların tüzel kişilere ait olacaðı yönündeki kararı son derece önemlidir. Bu nedenle birçok siyasetçi tutukludur. Aslında son üç senedir şöyle bir sorun yaşanıyor: Siyasi partiler Anayasa Mahkemesi’nin denetiminde olmalarına raðmen Parti Meclisi, MYK kararları, tüzük ve programla ilgili çalışmaların tamamı Anayasa Mahkemesi’nin, AYM'lerin denetiminde olmasına raðmen maalesef ÖYM'lerin denetimine alınmış ve KCK soruşturması ile bu sayı 10 binin üzerinde gözaltı, 8 bin tutuklama olarak ortaya çıkmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin, Türkiye’de siyasi partilerin varlık ve çalışma güvencesi ise, asıl bu konuda köklü bir çalışma yapmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı.
'TUTUKLU VEKÝLLER ÝÇÝN BAŞVURU YAPTIK'
Kaplan, 3. Yargı Paketinde adli kontrolde üst sınırın kaldırılmasıyla tutuklu vekiller konusunun yeniden gündeme geldiðini ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdað'ın tutuklu vekiller için de adli kontrol uygulanabileceðine ilişkin açıklamalar yaptıðını hatırlattı. 3. Yargı Paketi’ndeki düzenlemelerin, evrensel hukuk kuralarına göre derhal ve resen mahkemeler tarafından uygulanması gerektiðini vurgulayan Kaplan, "Bizim tutuklu milletvekillerimiz başvurularını yapmışlardır. Umarız ki, geciktirmeden, çünkü özgürlükler söz konusu olduðu zaman bütün işler durur, mahkemeler bunun gereðini yapar ve yeni bir tartışma ortamına neden olmazlar" dedi.
Bu deðişikliklerin kapsamı itibariyle sadece milletvekillerini kapsamadıðını ifade eden Kaplan, "Bütün seçilmişleri kapsıyor; belediye başkanlarını, il genel meclisi üyelerini, belediye meclis üyelerini ve partinin muhtelif kademelerinde kongrelerde seçilmiş tüm siyasetçileri kapsıyor. Zaten bu deðişiklikler bugüne kadar KCK soruşturmalarında açılan ve gizli dinlemeye dayanan, hiçbir şiddet eyleminin olmadıðı dosyalar. Bu açıdan baktıðınız zaman propaganda suçları, terör suçları sayılmış, tutuklamalar verilmiş, çoðu da 3 yıldan fazla süredir tutuklu. Bugün itibariyle ÖYM'lerin bir sınavda olduðunu söylüyoruz" diye konuştu.
Kaplan, ceza hükümleri evrensel bir kural olarak yürürlüðe girdikleri andan itibaren geçmişe şamil uygulanan hükümler olduðunu belirterek, "Bu durumda iş yoðunluðu dışında mahkemelerin hiçbir bahanesi yoktur. Hele hele 3 yılı aşkın süredir tutuklu olanlar için mahkemelerin hiçbir bahanesi olamaz" dedi. Milletvekilleri eðer özgürlüklerine kavuşurlarsa Meclis’in bir günlüðüne toplanmasının mümkün olacaðını belirten Kaplan, "Zaten 1 Ekim’den önce Meclis’in zorunlu olarak bir iki toplantı yapması gereken tezkereler var. Bu tezkereler nedeniyle Meclis bir günlüðüne zaten bir araya gelecek" dedi.