Gülmen'e 10, Karadağ'a 12 yıl hapis

Dosyada polisin delil olarak gösterdiği dijital materyallerin sahte olduğu ispatlanmasına rağmen Akademisyen Nuriye Gülmen’e, “ örgüt üyeliği” iddiasıyla Akademisyen Nuriye Gülmen’e 10, Yasemin Karadağ'a 12 yıl hapis cezası verildi.

İstanbul'un Okmeydanı semtinde bulunan İdil Kültür Merkezi'ne yönelik polis baskınında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden ihraç edilen Akademisyen Nuriye Gülmen'in aralarında bulunduğu 4 kişinin yargılandığı davanın duruşması İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Nuriye Gülmen ve beraberinde yargılanan Yasemin Karadağ’ın tutuklu bulunduğu cezaevinden getirildiği duruşmaya, Gülmen’in kardeşi Beyza Gülmen, HDP milletvekilleri Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

‘DİGİTAL MATERYALLERİN SAHTE OLDUĞU İSPATLANDI’

Duruşmada savunma yapan Gülmen’in avukatı Oğuzhan Topalkara, müvekkilinin “örgüt üyeliği” suçlamasına istinaden delil olarak gösterilen dijital materyalin sahte olduğu ispatladığını vurguladı. Bu dijital materyallerinin sonradan dosyaya dahil edildiğine işaret eden Topalkara, 14. 10.2020 tarihinde ele geçirildiği iddia edilen materyallerin raporunun 13. 10.2020 tarihinde, yani ele geçirilme tarihinden 1 gün sonra çıkarıldığına işaret etti. Ancak tüm taleplerine rağmen bu hususun mahkeme heyeti tarafından incelenmediğini belirten Topalkara, “ Emniyet tarafından resen dosyaya bir evrak gönderilmiştir. Evrak ile Tuncay Göktürk isimli, dijital imaj raporunu hazırlayan polis memuru sehven tarihten yanlışlık yaptığını ve bu yanlışı 1 yıl 1 ay sonra fark ettiğini iddia etmiştir” dedi.

‘DAVA HUKUKİ DEĞİL SİYASİ!’

Aynı dijital materyallerin yine delil olarak gösterildiği başka bir yargılamada, mahkeme tarafından incelenmeye gönderildiğini ve sahte olduğu ortaya çıktığını vurgulayan Topalkara, yapılan incelemede söz konusu polisin yazdığı rapordan başka bir delil sunulmadığına işaret etti. Müvekkilinin örgüt talimatıyla açlık grevi yaptığı iddiasına da değinen Topalkara, Gülmen’in bu konuda yargılandı davadan beraat ettiğini ancak bugün mahkeme başkanının sadece polislerin yorumlarına dayanarak açlık grevini “örgütsel tavır” olarak değerlendirdiğini söyledi. Bu davanın hukuki değil siyasi olduğunun altını çizen Topalkara, “ Örgütsel tavır derken neyi kast ediyorsunuz? Müvekkilimin pişmanlık göstermediğini söylüyorsunuz. Suçlular pişmanlık gösterir. Nuriye Gülmen sırf önünüzde ağlayıp, eğilmediği için mi bu acemi hikaye kurgulandı” diye tepki gösterdi. Topalkara, iktidar değiştiğinde bu dosyaların tekrar gözden geçirileceğini ve tıpkı daha önce cemaatin yaptığı yargılamalar gibi mahkum edileceğini kaydetti.

Avukat Sevim Güçlü de, müvekkili Nuriye Gülmen hakkında örgüt üyeliği üzerinden kurulmak istenilen hükmün dosyada olmadığını söyleyerek, Gülmen’in tahliye ve beraatini istedi.

MÜCADELENİN BAŞLATICISI OLMAKTAN ONUR DUYUYORUM!’

Son savunmasını yağan Nuriye Gülmen ise, “İşimi geri istiyorum” mücadelesinin başlatıcısı ve sürdürücüsü olmaktan onur duyduğunu kaydetti. Suçlamaların hepsini reddettiğini vurgulayan Gülmen, “ 25 yıllık emeğini, eğitim hayatını, geleceğini kaybeden benim. Kim bana neyin talimatı verecek? Onuru kırılan, adaletsizliğe uğrayan halktan biriyim. Aynı zamanda bu halkın okumuş yazmış, tarihsel ve bilimsel olarak yaşatılan süreci kavrayan bir üyesiyim. Sorumluluklarımı yerine getirmemi bir örgüt talimatına bağlayan akıl, ancak sorgulama yeteneği olmayan, emir ve talimat dışında bir hareket serbestisi tahayyül edemeyen bir akıldır” dedi.

‘YÜKSEL DİRENİŞİ TUTUNACAK DAL VE UMUT OLDU!’

Yüksel Direnişi’nin işinden atılan başka emekçiler için de AKP’nin sürdürdüğü dizginsiz terör karşısında sesini çıkarma mevzisine dönüştüğünü hatırlatan Gülmen, OHAL2in yarattığı baskı ortamında sadece kendine değil, birçok insana tutunacak dal ve umut olduğunu vurguladı. “ Hak bilincine sahip olmak sadece haksızlık karşısında susmamak değil, bunu pratikte de uygulamaktır” diyen Gülmen, “ Değerli avukatım Ebru Timtik’in deyişiyle; gocuklu celep sopasını kaldırınca salhane koşmayan, yani bedel ödemekten kaçmayıp, hakkını arayanların sahip olduğu bir şeydir hak bilinci” dedi.

Duruşmaya ara veren mahkeme Akademisyen Nuriye Gülmen’e 10 yıl, Yasemin Karadağ’a 12 yıl hapis cezası verdi. Bu kararı sloganlarla protesto eden kardeşi Beyza Gülmen ve izleyiciler polis ve özel güvenlik saldırdı. Zorla duruşma salonundan çıkarılan izleyiciler, adliye koridorunda oturma eylemi başlattı.

ABLAM SAHİPSİZ DEĞİL BUNU HİÇ KİMSE UNUTMASIN!’

Zorla adliyenin dışına çıkarılan kitle basın açıklaması yaptı.

Burada söz alan Nuriye Gülmen’in kardeşi Beyza Gülmen, kararı açıklayan mahkemenin korkusunu ve kaçışını gördüğünü vurgulayarak, “ Dosyada hiçbir şey yok. 7 duruşmadan beri bunu söylüyoruz ama hakim geldi 10 yıl verdi. 10 yıl ne demek? Siz hiçbir zaman hapishaneye girdiniz mi? Orada bir yakınınızı ziyaret ettiniz mi? Bir insanın ömründen 10 yıl gitmesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Ablam sahipsiz değil, bunu hiç kimse unutmasın, bunu polisler, hakimler, savcılar sakın unutmasın. Onu bırakmayacağım ve bu devran dönecek o zaman bize bu yaşattıklarınızı siz de yaşayın” dedi.