Demirtaş: Gün topyekun direniş günüdür

Demirtaş: Gün topyekun direniş günüdür

Midyat Cezaevi önünde 2 gündür oturma eylemi yapan kitleyi ziyaret eden BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Gün evinde oturup hangi Kürt genci ölecek diye bekleme günü deðil. Herkes alanlara çıkıp, onuruna nasıl sahip çıktıðını herkese gösterme günüdür. Gün topyekun direniş günüdür. Onların direnişi bizim direnişimizdir" dedi.

Midyat Cezaevi önünde 2 gündür açlık grevindeki tutsaklara destek vermek için Şırnak'ın Silopi, Ýdil, Cizre, Uludere ve Beytüşşebap ilçeleri ile Mardin'in Nusaybin ve Dargeçit ilçelerinden gelerek oturma eylemi başlatan halka BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da içinde olduðu BDP milletvekili heyeti ziyaret etti. Dün gün boyu aralıklarla yaðan yaðmur ve soðuk havaya raðmen eylemlerini sürdüren yüzlerce kişi öðlen namazını cezaevi önündeki boş arazide kıldı. Namazın ardından ÝHD heyetinin sabah gerçekleştirdiði ziyaret esnasında açlık grevindeki tutsakların dışarıda kendilerine destek veren kitleye hitaben yazdıðı Kürtçe mesaj okundu. Mesajın okunduðu anlarda duygu dolu anlar yaşanırken, bazı tutuklu yakınları ise baygınlık geçirdi. Tutsaklar mesajında ilk anda neler olduðunu anlayamadıklarını, eylemin ilerleyen saatlerinde durumun fark edilmesiyle tüm cezaevinde coşkunun arttıðını, eylemdeki arkadaşlarının da kitlenin sloganlarına karşılık verdiklerini belirtti. Bazı arkadaşlarının durumunun kritik aşamada olduðunu bildiren tutsaklar, eylemlerini kararlılıkla sürdüreceklerini ve taleplerinin karşılanmaması durumunda yeni katılımlarla direnişlerini güçlendireceklerini söyledi. Mesajın okunmasının ardından kitle tek bir aðızdan, "Biji berxwedana zindana" sloganları attı.

Öðlen saatlerinde Midyat Cezaevi önüne gelen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoðan, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve beraberindeki BDP'li heyet, bir süre halkla sohbet ettikten sonra cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Kitle sık sık, "Biji berxwedana zindana", "Biji Serok Apo" sloganları attı. Heyet adına açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, tutsakların 12 Eylül'den bu yana açlık grevi eylemini sürdürdüklerini belirterek, 43 gündür hükümet yetkililerinin sessiz olduðunu ifade etti.

455 GÜNDÜR KOSTER BOZUK YALANI

Adalet Bakanı'nın Sincan Cezaevi'nde açlık grevine girmiş olan tutuklularla görüşmesinin olumlu olduðunu dile getiren Demirtaş, asıl olumlu gelişmenin taleplerin karşılanması olacaðını ifade etti. Demirtaş, şunları ifade etti: "Bir devlet göz göre göre Anayasa'yı, kanunu çiðneyerek, 455 gündür 'koster bozuk', 'hava bozuk' yalanıyla Ýmralı'da tecrit uygulayamaz. Hükümet açıkça Anayasa'yı ihlal ediyor ve suç işliyor. Hakimler ve savcılar 455 gündür bir devletin Adalet Bakanı'nın suç işlemesine göz yumuyorlar. Ve Ýmralı'da süren tecrit ve hükümetin yaptıðı usulsüzlük, dışarıda da savaş faturası olarak Türkiye toplumuna aðır bir bedel ödetiyor. Bu nedenle tutsak arkadaşlarımızın başlatmış olduðu ölüm orucu kendi kişisel cezaevindeki koşullarıyla ilgili deðil. Gerillanın, polisin ve askerin anasının, babasının yanmaması için kendi bedenlerini ölüme yatırmak gibi onurlu bir direniştir. Patimiz bu konuda gerekli planlamayı programını çıkarmıştır."

‘ARKADAŞLARIMIZIN HAYATI ADALET BAKANI’NA DEÐÝL SÝZE BAÐLI’

"Bizler yarın Bingöl Cezaevi'nin önünde olacaðız" diyen Demirtaş, "Bizim bayram kutlamamız, bayramı sevinçle karşılamamız imkansızdır. Dışarıda, daðlarda, şehirlerde kan akarken, cezaevlerinde arkadaşlarımız genç bedenlerini ölüme yatırmışken, biz bayram kutlayamayız. Bu bayramı Kürt halkı sevinçle karşılayamaz. Ayın 27'sinde Batman'da görkemli bir mitingle halkımızın serhildan gücünü ortaya koyacaðız. 28 Ekim’de Adana'da aynı tutumu sergileyeceðiz. Ayın 30'unda her yerde hayatı durdurmaya çaðırıyoruz. O gün bizim için hayat durmalı tek gündemimiz ölüm orucundaki arkadaşlarımız olmalıdır. Kontak kapatarak, işe gitmeyerek, alanlarda taleplerimizi haykırarak, ancak ölümleri durdurabiliriz. Şundan emin olun içerideki arkadaşlarımızın hayatı Adalet Bakanı'na deðil size baðlıdır. Biz hiçbir şahadete izin vermeyeceðiz. Bize düşen de tıpkı sizler gibi meydanlarda olmaktır. Bunun dışında hiçbir çözümün olmadıðının farkındayız. Biz buradan hükümeti, vicdanlı ve ahlaklı olmaya çaðırıyoruz" diye konuştu.

‘DÝRENÝŞLE CEVAP VERDÝK, DÝRENÝŞLE CEVAP VERECEÐÝZ’

Ýmralı'da sürdürülen tecridin hiçbir gerekçesinin olamayacaðını kaydeden Demirtaş, "Suç işliyorsunuz. Bu suçu göz göre göre işliyorsunuz. Bu suça göz yummayan halkımıza da şiddet uygulayarak, suç işliyorsunuz. Ýstanbul'da Diyarbakır'da gazla, panzerle halka saldırıyorsunuz. Sivil faşistleri saldırtarak, kendi çetelerinizle bu halka saldırıyorsunuz. Bir devlet eðer suç işliyorsa o devletin hiçbir meşruiyeti olamaz. Bu devlet devlet olamaz. Gece gündüz suç işleyen bir mekanizmaya biz devlet diyemeyiz. Çete olabilir. Ama devlet olamaz. Bu devleti yönetenler çeteyi yönetiyor olabilir, ama devleti yönetemez. Kürt halkı nezdinde artık devlet bu pozisyona düşmüştür. Ýçeride tutuklu arkadaşlarımız kendi anadillerinde savunma yapamadan 3 buçuk yılıdır içeride rehine olarak tutuluyor. Bunu yapan hakim suç işliyor. Adı mahkemedir, ama işleyişi çetedir. Orada adalet orada yargılama yoktur. Biz bu hukuksuzluklara karşı sessiz kalmadık ve kalmayacaðız. Sessiz kalan onurunu yitirir. Çocuklarının özgür geleceðini yitirir. Bize köleliði dayatanlar; 'Kürt deðil Türk olacaksınız. Aslınızı inkar edeceksiniz. Çocuklarınızı asimile edeceksiniz. Anadilde eðitimi kabul etmeyeceðiz. Anadilde savunmayı kabul etmeyeceðiz. Sizi de önderliðinizi de hepinizi tutup zindanlara atacaðız' diyor, biz direnişle cevap verdik, direnişle cevap vereceðiz. Başka yol bırakmıyorlar. Halkın önüne sürekli savcılarınızı, hakimlerinizi, tankınızı, topunuzu, uçaklarınızı diktiðiniz için halk meydanlardadır" dedi.

TOPYEKÜN DÝRENÝŞ

"Roboski'nin hesabını vermeyen hükümet kendine demokratik bir yönetim diyemez" diyen Demirtaş, şunları ifade etti: "Geri dönüp bize terörist diyorlar. Bu zihniyet sahipleri teröristtir. Biz hiçbir zaman ölümü kanı savunmadık. Gece gündüz dilimizden barışı eksik etmedik. Eylemlerimizden söylemlerimizden barışı eksik etmedik. Kürt anaları kendi evlatlarını topraða verirken, barış diye haykırıyor. O analardan da mı utanmıyorsunuz? Gece gündüz intikam duygusuyla faşizan saldırılar yaparken, bu halk bu zulüm altında bile barışı haykırdı. Copla, tankla saldırdıðınız o anaların ve gençlerin bu ülkeye barış getirecek tek güç olduðunu bilmenizde fayda var. Bu analar bu gençler arada olmazsa bu ülkede çok daha fazla kan akar. Bu çabalarımızı anlamayan medya, hükümet ve Türk aydınları bu ölümlerden siz sorumlusunuz. Yıl 2012 insanlar aya çıkmış, bunlar hala bizi Türkleştirmeye çalışıyor. 50 bin defa söyledik bu topraklarda bir Kürdistan gerçeði var. Bir halk gerçeði var, sizin anayasanız onu deðiştiremez. Artık bu faşizan politikalardan, bu tekçi politikalardan vazgeçin." Demirtaş, "Kürt halkının gençleri içerde, dışarıda daðlarda bu politikaları kabul etmedikleri için direniyor. Gün evinde oturup hangi Kürt genci ölecek diye bekleme günü deðil. Herkes alanlara çıkıp, onuruna nasıl sahip çıktıðını herkese gösterme günüdür. Gün topyekun direniş günüdür. Sonuç alıncaya kadar, çözümü saðlayıncaya kadar böylesi bir duruşu, böylesi bir direnişi ortaya koymaktan çekinmeyeceðiz. Buradan ölüm orucundaki arkadaşlarımızın taleplerini sahiplendiðimizi belirtmek istiyoruz. Onların direnişi bizim direnişimizdir. Bizim için talimattır" diye belirtti.

Demirtaş ve beraberindeki heyet, Kızıltepe ilçesine geçerek, tutuklu ailelerini ziyaret edeceði öðrenildi. Açıklamanın ardından Şırnak ve Mardin BDP Ýl örgütleri yaptıkları açıklamayla oturma eylemi, bundan sonra Mardin Cezaevi önünde sürdürüleceðini belirtti.