Demirtaş: Erdoðan KCK ve aydınlara cevap vermeli

Demirtaş: Erdoðan KCK ve aydınlara cevap vermeli

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin açtıðı Daðkapı Ýtfar Çadırı’nda bu yılın ilk iftarını açan BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoðan’dan KCK’nin ateşkes konusundaki açıklaması ve aydınların çaðrısına cevap vermesini istedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kentte kurduðu dört çadırdan biri olan Daðkapı Ýftar Çadırı’ndaki iftar yemeðine BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Eşbaşkan Yardımcısı Filiz Koçali, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoðan, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Ýl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, Baðlar Belediye Başkanı Yüksel Baran, Yenişehir Belediye Başkanı M. Selim Kurbanoðlu, Kayapınar Belediye Başkanvekili Mahmut Dað, Sur Belediye Başkan Yardımcısı Gülbahar Örmek de katıldı.

BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş Ramazan’ın bütün inananlara ve Ýslam alemine hayırlara vesile olmasını dilerek, “Sadece Ramazan ayında deðil ama bütün Ýslam aleminin her zaman ihtiyaç duyduðu talebi barıştır” dedi. Ramazanın bütün dünyaya ve bölgeye barış getirme temennisinde bulunan Demirtaş, “Dinimiz Ýslamiyet her şeyden önce barış, eşitlik ve kardeşlik dinidir. Yüreðinde semavi dinlerin zerresini taşıyan her insanın barışa ve kardeşliðe hizmet etmesi lazım. Ancak eşitliðin gelişmesiyle barış ve kardeşlik olur. Bu nedenle dinimizin, inancımızın, dünya görüşümüzün insanlıða, coðrafyamıza, kültürlere verdiðimiz deðerin gereði olarak herkesin adalet, barış ve kardeşlik için çaba sarf etmesi lazım” diye konuştu.

ERDOÐAN KCK’NÝN AÇIKLAMASINA YANIT VERMELÝ

Ramazan ayının akan kanın durması için bir vesile olmasını dileyen Demirtaş, bir gazetecinin aydın, yazar ve sanatçıların başlattıðı imza kampanyasını hatırlatması üzerine “BDP olarak bu çaðrının muhatabı deðiliz. Devlete ve KCK’ye bu çaðrılar yapılıyor. KCK bir açıklama yaptı ‘Biz barış için her zaman hazırız, barış için çaba sarf ettik ama şu aşamada işin muhatabı Başbakandır. Sorunun çözüm yetkilisi Başbakan’dır’ diye bir cevap geldi. Başbakan’ın da buna bir cevap vermesi lazım” şeklinde konuştu.

Barışın tek taraflı bir iş olmadıðını vurgulayan Demirtaş, “Barış dediðimiz şey çözümden ayrı, çözümden baðımsız bir şey de deðildir. O nedenle KCK’nin yaptıðı açıklamaya karşı Başbakanın cevap vermesi gerekir diye düşünüyorum. Aydınların çaðrısına karşı Başbakan’ın bir cevap vermesi lazım” diye konuştu.

PROTOKOLLER YENÝDEN TARTIŞILSIN

Demirtaş, şöyle devam etti: “BDP olarak arzuluyoruz ki akan kan dursun çözüm sürecine girilsin, müzakere yeniden başlasın, tecrit son bulsun. Ortada protokoller vardı, bu protokoller tartışılsın. Bence de top Başbakandadır. Top başbakanın sahasındadır. Doðru deðerlendirilirse çözüm sürecinin önünün açılabileceðini düşünüyorum. Ýnşallah Başbakan bunu iyi deðerlendirir diye temenni ediyorum.”

SURÝYE’DEKÝ MEŞRU SAVUNMA KOMÝTELERÝ GÜVENCEDÝR

Demirtaş, Suriye ile ilgili gazetecilerin sorusu üzerine de Suriye’de hala kanın akıyor olmasının kendilerini derinden üzdüðünü söyledi. Demirtaş, “Gerek Esat rejiminin, Baas rejiminin yarattıðı baskı ve terör, gerekse orada muhalefetin ve dışarıdan desteklenerek –özellikle Türkiye ve batı blokunun silah desteði vererek- yarattıðı şiddet ve terör kabul edilebilir deðil. Bir taraftan da oradaki Kürt halkını, Kürdistan coðrafyasını savaşın içine çekmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

“Suriye’de Kürt halkının kendi içindeki birliðini oluşturmasını bir kazanç olarak görüyoruz” diyen Demirtaş, Suriye ordusunun ve hükümetinin Kürt bölgesinden çekilmiş olmasını Kürt halkının kendini korumak amacıyla sivillerden oluşan meşru savunma komitelerini kurmuş olmasını güvence olarak gördüklerini söyledi. “Suriye’deki Kürt halkının kendi statüsü ile kendisini yönetme hakkını da halkın hakkı olarak, ulusların kendi kaderini tayin hakkı olarak tanımlıyoruz” diyen Demirtaş, Türkiye’nin, gelişmeleri doðru okumasını önerdi. Demirtaş, “Oradaki Kürtlerle uzlaşma çerçevesinde, oradaki Kürtlerin hakkı ve hukuku tanıma çerçevesinde bir işbirliði geliştirebilir. Bunun Türkiye’ye yansıması da pozitif olur. Türkiye’deki Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıran bir gelişme olur. Ama Türk dış politikası oradaki Kürtleri ezme şeklinde seyrederse bu bölgede başka tehlikelere veya başka gerilimlere yol açabilir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.