Demirtaş: Kendi güvenliğimizi almalıyız
HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, Suruç Katliamı için basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, hükümetin hesap vermesini isterken, Meclis'in olağanüstü toplanması gerektiğini belirtti.
HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, Suruç Katliamı için basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, hükümetin hesap vermesini isterken, Meclis'in olağanüstü toplanması gerektiğini belirtti.
HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, Suruç Katliamı için basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, hükümetin hesap vermesini isterken, Meclis'in olağanüstü toplanması gerektiğini belirtti. Demirtaş, halka ve kurumlara 'kendinizi koruyun' çağrısı yaptı. Yüksekdağ ise "Gençler Kobanê'ye çocuklara oyuncak, parklara ağaç, kütüphanelere kitap götürmek için yola çıktı. Bu kadar soylu bir hareket için yola çıktılar" dedi.
HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Suruç'taki katliam gündemiyle bir araya gelen MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.
DEMİRTAŞ: İNSANLIK ONURUNDAN NASİBİNİ ALMAYANLAR...
Demirtaş, "Dün ülkemiz böylesine 32 önemli evladını, mücadele geleneğinden gelen yiğit devrimcilerini kaybetmiş oldu. Bir kez daha yüreği yananların, acı duyanların başı sağ olsun" dedi.
Demirtaş, katliamdan memnuniyet duyanların olduğuna da dikkat çekerek, "Çoğunluk olarak bir aradayız. Anladık ki bu ülkede barış isteyenler çoğunluktayız. Bu acıyı paylaşanların dayanışma ruhu bizi mutlu etti. Her yerden kardeşlik mesajları aldık, katliamı lanetleyen mesajlar aldık" dedi.
Katliamı gerçekleştirenlerle benzer zihniyeti taşıyanların ortaya çıktığını belirten Demirtaş, "İlk kez yüzleşmedik. 'IŞİD PYD'den, HDP'den daha iyidir' diyenler, 'elinize sağlık' diye mesajlar yayımlayanlar da oldu. İnsanlık onurundan ve haysiyetinden nasibini almayanlar onlar" dedi.
Demirtaş, "Biz yüzümüzü aydınlık insanlara döneceğiz" diyerek, şöyle devam etti: "Partimiz olarak ilk kez karşılaştığımız bir saldırı değil, daha da olacak. Yakalanır mı arkası, yakın tarihimiz çok kez gösterdi ki, devletin parmağı olan, devletten destek alınarak gerçekleşen katliamların arkasındakiler hiçbir zaman çıkarılmadı. Diyarbakır mitingi katliamcısı, tutuklu sadece. Hangi devlet elemanından, görevinden görevlisinden destek aldı, bunları ortaya çıkarmak yarım günlük iştir. Biz iktidarda olsaydık, yarım gün içinde bütün bağlantıları ortaya çıkarır, savcılığa teslim ederdik. 5 Haziran'dan beri bir sonuç yok. Mersin ve Adana'da arkasında kimler var bunların yanıtı yok. İl binalarımızı bombalayanlar ortalıkta yok. Biz saldırıları unutmuyoruz, halkımız da unutmuyor. Yarım günlük soruşturmayla 34 kişinin katilleri, emri kimin verdiğini bulabilirdiniz."
Berkin Elvan, Gezi şehitlerinin, Ceylan Önkol'un, Uğur Kaymaz'un katillerinin açığa çıkarılmadığını hatırlatan Demirtaş, "Tek bir suçlu yok. İşin içine devlet bulaşmışsa failler bulunmuyor" dedi.
HÜKÜMETE: HESABINI VERİN
Demirtaş, konuşmasında Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarına da değinerek, "Şimdi 'bir arada olalım, beraber olalım, bütün teröre karşı çıkalım' diyenler, bir arada olalım da devleti siz yönetiyorsunuz. Bir arada olalım da önce işlediğiniz suçların hesabını verin. İktidarda olduğunuz dönemde gerçekleştirdiğiniz katliamların hesabını verin" şeklinde konuştu.
'MECLİS'İ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRIYORUZ'
Parlamentoyu üç temel gündemle olağanüstü toplantıya çağırdıklarını belirten Demirtaş, şunları kaydetti: "TBMM olup bitenlere sessiz kalamaz. 80 ek olarak 30 milletvekili imza verirse parlamentoyu olağanüstü toplantıya çağırabiliriz. Barıştan yana olan milletvekillerini de imza vermeye çağırıyoruz. Birincisi, çözüm süreci. Çözüm süreci eğer parlamentonun dahiliyle, alacağı kararla bir selamete kavuşursa barışı sağlamamız daha da kolaylaşacak. İkincisi, Türkiye ve Rojava bölgesiyle ilişkileri ne olacak? Bütün bunları parlamentonun netleştirilmesi lazım. Üçüncüsü, dış politika ve IŞİD tehdidi de üçüncü gündem maddemiz olmalı. olağanüstü toplantıya çağırabiliriz."
'KENDİNİZİ KORUYUN' ÇAĞRISI
MYK toplantısında güvenlik tehditleriyle ilgili konuştuklarını aktaran Demirtaş, "Çağrı yapıyoruz. Kendinizi koruyun diye. Parti binalarımıza giriş çıkış, tanınmayan paketlerin, çiçeklerin parti binalarına sokulmaması, şüpheli kişilere dikkat edilmesi. İbadet yerleri camiler, cemevleri veya cemaatler dikkatli olmalı" dedi.
Barbarlık çetelerinin vahşet uygulamasına izin verilmemesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, şunları söyledi: "Kendi güvenliğimizi almalıyız. 'HDP silahlanma çağrısı yapıyor diyenlere' söylüyoruz. IŞİD'in bizi öldürmesinden memnunluk duyuyorsunuz. Siz istiyorsunuz ki, IŞİD Türkiye'nin her yerinde katliam yapsın. Biz sorumlu bir partiyiz. Herkesin dikkatli olması lazım. Hükümet güvenlik zaafı içinde olduğunu herkes biliyor. Herkes çalışma yürüttüğü yeri denetlemelidir. MYK bu konuda kapsamlı bir genelge yazacaktır."
YÜKSEKDAĞ: İNSANLIĞIN YÜCE DEĞERLERİNİ SIRTLADILAR
Yüksekdağ ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bütün Türkiye toplumunu sarmış durumda. Alçakça bir katliam gerçekleşti. 32 kardeşimiz katledildi, 150 genç kardeşimiz yaralı. Katledilen gençler Kobanê'ye çocuklara oyuncak, parklara ağaç, kütüphanelere kitap götürmek için yola çıktı. Bu kadar soylu bir hareket için yola çıktılar. Ne yazık ki siyasette soysuzlaşmak, yaşanabilecek olumsuzlukların en kötüsüdür. Türkiye artık bu eşiğe götürülüyor. Siyaset insani değerlerden koparılıyor, insanlığın yüce soylu değerleri sırtlamaya çalışanlar, soysuzlaşan siyasi zihniyetin katliamlarıyla karşı karşıya kalıyorlar. IŞİD çetelerinin dün gerçekleştirdiği saldırı işte böyledir. IŞİD'e 'terör örgütü' demeyenler işte böyle zihniyettir.
Türkiye'deki siyasi iktidar insani güçlerin direnişi, mücadelesini terör kefesine koydu. Onlara dostluk, kardeşlik, komşuluk elini çok gördü. Katliamın gerçekleşmesinin önünü açtı. Böyle olmak zorunda mıydı? Değildi.
32 genç iktidarın yapmadığı görevleri yerine getirmek için yola çıktı. Kobanê halkına, Türkiye halkının kardeşlik elini uzatmak, faciaların kuşatmaların yıktığı bir kenti yeniden kurmak için yola çıktılar. Türkiye'deki egemen siyaset kurmaktan anladığı bir şey yok, zaten yıkıyor. Gençler önce siyasi iktidar tarafından Suruç'taki kolluk güçleri tarafından durduruldu, Kobanê'ye girişleri engellendi. Kısa bir süre sonra IŞİD saldırısının hedefi haline getirdiler."