Ýstanbul 1. KCK Davası, Silivri Cezaevi Kompleksi'nin içine kurulan duruşma salonunda bugün başladı. Duruşma salonuna giren izleyiciler, avukatlar ve basın, tutuklu siyasetçilerin "Berxwedan jîyan e" ve "Ýnadına isyan, inadına direniş" sloganları ile karşılandı. Duruşma boyunca, mahkeme heyetinin duruşma başında yaptıðı uyarıya raðmen, alkışlar sık sık tekrarlandı, adliyenin önü gibi içerisi de zaman zaman eylem alanına döndü.
CEZAEVÝ GÝBÝ ADLÝYE
Kent merkezinden uzakta düz bir ova üzerine kurulan adliyede cezaevi güvenliði şartları geçerli. Ýzleyicilerin yanı sıra avukatlar ve basın da adliye binasına girerken, cep telefonu, hafıza kartı da dahil olmak üzere bütün digital malzemeleri dışarıda bırakmak zorunda. X-ray cihazından geçerek adliye binasına girenler, ayrıca elle de "taciz" edilircesine arandı.
HALK ENGELE RAÐMEN ADLÝYE ÖNÜNE AKTI
BDP Ýstanbul'daki bütün ilçe binalarının önünden Silivri'ye araçlar kaldırdı. Araçların büyük bir bölümünün ilçelerden çıkışı engellendi. Ancak halk, devletin bu engeline raðmen bulduðu her araçla yola çıktı. Cezaevinin bulunduðu alan jandarma ile kuşatılırken, araçlar cezaevine 1 kilometre uzaklıkta durduruldu. Adliyenin önüne ulaşan halk, saatlerce kızgın güneşin altında sloganlarla bekledi. Öðleden sonra adliye binasına yakın bir yere BDP çadır kurarak, adalet nöbetine başladı.
TUTUKLULARDAN 2 TEMMUZ ÝÇÝN YAS
Saat 10.25'de başlayan duruşmaya tutuklu bütün Kürt siyasetçiler getirildi. Tutuksuz sanıkların da yargılandıðı duruşmada, tutukluların aðırlıðının siyah renkte kıyafetler giymesi dikkat çekti. Bu durumu tutuklu BDP PM üyesi Hasan Özgüneş, "2 Temmuz Sivas Katliamı'nın yıldönümü için yastayız" sözleriyle açıkladı.
ANADÝLDE SAVUNMA ANA GÜNDEM
Bugünkü duruşmaya beklendiði üzere anadilde savunma talebi damgasını vurdu. Tutuksuz sanıklar yoklama sırasında "Ez li vırım" derken, Kürt siyasetçilerden Kutbettin Yüzbaşı ve Mümtaz Aydeniz, kimlik sorgusu sırasında sorulara Kürtçe yanıtlar verdi. Ancak mahkeme heyeti bu yanıtları, "Türkçe dışında bir dil ile yanıt verildi" şeklinde tutanaða geçirildi.
Savunma avukatları, anadilde savunma hakkının uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındıðının altını çizdi, müvekkillerin yüzde 95'inin Kürt olduðunu belirterek, kendilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri dil olan Kürtçe'de savunma yapmalarının saðlanmasını istedi. Avukatlar uluslararası sözleşmelerin yanı sıra azınlıklara anadil hakkını tanıyan Lozan Anlaşması'nın ilgili hükümlerini de hatırlattı.
Ancak mahkeme heyeti, anadilde savunma talebini reddetti. Mahkeme heyetinin gerekçeleri de dikkat çekici. Mahkeme, Lozan Anlaşması'nın gayri Müslüm azınlıklar için geçerli olduðunu, ayrıca şartların deðiştiðini belirtti. AÝHM'in bazı kararlarını hatırlatan 15. Aðır Ceza Mahkemesi'nin ana gerekçesi ise, "Sanıklar Türkçe anlıyorlar ve konuşuyorlar" oldu. Türkçe konuşmanın sanıklar için "daha iyi" olacaðını söyleyen mahkeme, "Ayrıca çeviri sorunları da ortadan kalkacaktır" dedi.
SAVUNMA AVUKATLARINDAN PROTESTO
Anadilde savunma talebinin kabul edilmemesi üzerine savunma avukatları duruşma salonunu terk etti. Salondan da "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları yükseldi. Adliye önünde açıklama yapan Avukat Ercan Kanar, "Avukatlar mahkeme salonlarında halkın sesidir. Konu mankeni deðildir. Savunma bir kukla deðildir. Asla devlet avukatı olmayacaðız" diye konuştu.
Avukat Meral Danış Beştaş, dava kapsamında Kürt halkının yargılandıðının altını çizdi, "Düşmanla mücadele yöntemi uygulanıyor ve müvekillerimiz rehin tutuluyor" dedi.
'BURADA BDP YARGILANIYOR'
Bugünkü duruşmada öne çıkan bir başka nokta ise, mahkemenin görev ve yetkileri ile ilgiliydi. Savunma avukatları, Kürt siyasetçilere "suç" olarak isnat edilen fiillerin tamamının BDP'nin siyasi çalışmaları olduðuna dikkat çekti: "Kendimi ihbar ediyorum, kampanyası BDP MYK kararıyla planlanmış bir eylem. Siyaset Akademileri BDP'nin tüzüðüne göre kurulmuştur. Ýddianamede 'KCK kadın çalışması' olarak geçen eylemler BDP Kadın Meclisi'nin kararlarıdır."
'POSTMODERN SÝYASÝ PARTÝ KAPATMA DAVASI'
Kürtlerin siyaset yapma hakkının yargılandıðını belirten Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Mehmet Emin Aktar'ın dava ile ilgili "Bu dava postmodern siyasi parti kapatma davasıdır" deðerlendirmesi dikkat çekti.
Savunma avukatları, siyasi partiler ile ilgili kararı ancak Anayasa Mahkemesi'nin verebileceðini belirterek, dosyanın görevsizlik ve yetkisizlik kararı vererek, dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne göndermesini istedi. Ancak mahkeme heyeti bu talebi reddetti. Mahkeme Başkanı'nın ret kararını açıklarken, "Bu dava BDP'nin kapatılması davası deðildir. BDP'nin, Kürtlerin, Kürtçe'nin yargılanması davası deðildir. Sanıklar 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan yargılanıyorlar" demesi dikkat çekti.
BÜTÜN TALEPLERÝ REDDETTÝ
Mahkeme heyeti bugünkü duruşmada savunmanın hiçbir talebini kabul etmedi. Avukatların, sanıklara isnat edilen suçların BDP'nin siyasi çalışmaları olduðunun belirlenmesi için bilirkişi atanması, CMK 202. maddenin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkartılması, iddianamenin iadesinin istenmesi yönündeki talepleri hiçbir hukuki gerekçe göstermeden reddetti.
DURUŞMA YARIN DEVAM EDECEK
Bugünkü oturumda Türkçe konuşan Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın da aralarında bulunduðu 14 sanıðın kimlik tespiti yapıldı. Ýstanbul 15. Aðır Ceza Mahkemesi yargılamaya yarın devam edecek. Yarın ki oturumda kimlik tespitine geçilecek. Ancak, sanıkların "anadilde savunma" talebini kabul etmeyen mahkemenin, yarın nasıl kimlik tespiti yaparak duruşmayı devam ettireceði merak konusu.