Cumhuriyet çalışanlarının duruşması: Bizi korkutamazlar

Cumhuriyet gazetesinin çalışanlarının ilk duruşması Çağlayan Adliye’sinde görüldü.

Cumhuriyet gazetesinin 11'i tutuklu 17 çalışanın yargılandığı davanın ilk duruşması, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'ndeki 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. IFJ, EFJ, IPI, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, PEN gibi çok sayıda uluslararası gazeteci ve yazar örgütlerinin temsilcileri destek için gelirken, duruşmada, HDP, CHP, Haziran Hareketi, EMEP, Halkevleri, DİSK gibi birçok parti ve sivil toplum örgütü de hazır bulundu.

ŞIK: TEK DİKİLİ AĞACIM KIZIM!

Kimlik tespitinde Gazeteci Ahmet Şık'a "Çocuğunuz var mı" diye soran Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'a Şık, "Gurur duyduğum bir kızım var" sözleriyle cevap verdi. Şık, malvarlığına ilişkin sorulan soruyu ise "tek dikili ağacım kızım" diye yanıtladı.

Cumhuriyet gazetesinin Yayın Danışmanı Gazeteci Kadri Gürsel'in oğlu Erdem Gürsel'in babasına sarılması jandarma tarafından engellendi. Kimlik tespitinden sonra iddianamenin özet hali okundu... Mahkeme heyetinin kişi başına 3 avukat kısıtlaması getirmesi duruşmada büyük tepkiye yol açtı. Söz alan Avukat Yıldız İmrek, bu uygulamanın savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiğini vurguladı. Avukat Abbas Yalçın ise gazete yaşananların ne hak, ne vicdan, ne de hukukla alakası olduğunu söyledi.

Savunma için ilk söz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'ya verildi. Sabuncu, savunma belgelerine cezaevinde jandarmanın el koyduğuna dikkat çekerek savunmasını yarın yapacağını söyledi.

GÜRSEL: NE KADAR HAKLI OLDUĞUM GÖRÜLDÜ!

Kadri Gürsel, savunmasında suçlamaları reddetti.

Gürsel, "Gazeteciler meraklı insanlardır ve herkesle görüşebilirler. Bunun adı gazeteciliktir, gazetecilik suç değildir” dedi.

Tutuklanmama sebebiyet vererek mağduriyetime yol açan iftiralardan başka bir içerik olmadığını kaydeden Gürsel, Cumhuriyet gazetesinde, "Erdoğan Babamız Olmak İstiyor” başlıklı bir yazısı hakkında ise şunları belirtti: “Türkiye’de otoriter bir rejim bulunduğu algısını yaratmaya çalışmakla suçlanıyorum. Bu hukuki değil, siyasi nitelikte bir suçlamadır. Gazetecinin işi algı yaratmak değil, olguları nesnel biçimde değerlendirmektir. Gazeteci bir görüş ifade ediyorsa bunu olgularla destekler. Benim suçlanan yazım da sarsılmaz olgularla desteklenip doğrulanmış bir görüşü içermektedir. Şimdi tutukluluğum bir cezaya dönüşmüş ise ve otoriterlik hakkındaki eleştiri ve uyarılarım bu tutukluluğun gerekçeleri arasına konulmuşsa, bu durum görüşlerimin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu gösterir sadece.”

ATALAY: BİZİ KORKUTAMAZLAR

Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, gazeteciliğin yargılandığı Cumhuriyet davasında 41 sayfalık bir savunma sundu.

“Bizleri, baskı, tehdit ve hapisle korkutamazlar” diye vurgulayan Atalay, “Gazetecilik faaliyetini mesleğin etik gereklerine uygun şekilde yerine getirme, olayları çarpıtmadan, nesnel, gerçeğe uygun ve adil olarak kamuoyuna aktarma konusundaki irade, kararlılık ve direncimiz tamdır" dedi.