Beşikçi: Roboski, 33 Kürdün kurşuna dizilmesi gibi gözdaðıdır

Beşikçi: Roboski, 33 Kürdün kurşuna dizilmesi gibi gözdaðıdır

Mazlumder’in Roboskî katliamına ilişkin açtıðı standı ziyaret edensosyolog Ýsmail Beşikçi, Roboskî’nin hukuk, demokrasi ve insan hakları açısından önemli bir dönüm noktası olduðunu söyledi. Beşikçi, “34 kişinin kaçakçılık yaptıðı ve geçiş saatleri bilinmesine raðmen katledilmesi, 1943 yılında 33 Kürdün kurşuna dizilmesi gibi bir gözdaðıdır” dedi.

Mazlumder Genel Merkezi’nin, devletin bilgisi dâhilinde Roboskî’de 19’u çocuk 34 sivilin bombalanarak katledilmesine ilişkin Konur Sokak’ta açtıðı süresiz standın 34’üncü gününde sosyolog Ýsmail Beşikçi ile söyleşi düzenledi.

“Roboskî’ye adalet gelene kadar #yatıpkalkıpuludere diyeceðiz” yazılı pankart asan ve katliama ilişkin basında yer alan haber başlıklarına da stantta yer veren Mazlumder, Roboskî’de 34 Kürdün, TSK’ya ait F-16 savaş uçakları ile bombalanarak katledilmesinin üzerinden ayı aşkın bir süre geçmesine raðmen bu katliam emrini verenlerin ve katliamı gerçekleştirenlerin açıða çıkarılmamasına tepkisini sürdürüyor. Mazlumder standının bu haftaki konuðu sosyolog Ýsmail Beşikçi oldu. Katliamda 11 yakınını kaybeden Ferhat Encü’nün de katıldıðı söyleşide Beşikçi, Roboskî’nin hukuk, demokrasi ve insan hakları açısından önemli bir denek taşı olduðunu söyledi.

1961 yılında Barzani’nin Güney Kürdistan’da başlattıðı mücadeleyi ve takip ettiði yolu hatırlatan Beşikçi, o süreçte Roboskî halkının mücadeledeki etkilerini de dile getirdi. Bunun önemli bir dönüm noktası olduðunun altını çizen Beşikçi, “Roboskî denilince, 1943’de 33 Kürt köylünün kurşuna dizilmesi akla geliyor” dedi.

Ýran’ın kuzey ve batı bölgelerinde yapılan işgalleri de hatırlatan Beşikçi, 1941-45 yılları arasında Mabat bölgesinde Kürtler arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. “Bu bölgede gelişen milli hareket Özalp bölgesindeki Kürtleri de hareketlendirecek korkusuyla 1943 yılında 33 Kürt kurşuna dizildi. Bu bir gözdaðıdır” diye konuştu.

1920 yılında sınırların çizilmesiyle aşiretlerin bölünmesine raðmen ilişkilerin fiili olarak devam ettiðini belirten Beşikçi, 1984 yılında Roboskîlilere koruculuðu dayatan devletin, buradaki kaçakçılıða da göz yumduðunu söyledi. Beşikçi, “34 kişinin kaçakçılık yaptıðı ve geçiş saatleri bilinmesine raðmen katledilmesi, 1943 yılında 33 Kürdün kurşuna dizilmesi gibi bir gözdaðıdır” diye vurguladı.

“Kürtlerin birbirinden tecrit olmaları için yoðun bir çaba harcanıyor” diyen Beşikçi, “Arap baharı ile başlayan sürecin başka bir yöne evrilmesinden korkan devlet Roboskî’de gözdaðı verdi” ifadesini kullandı.

Kaçakçılık olgusunu da açıklayan Beşikçi Roboskî’de yapılan kaçakçılıðın halkın günlük ihtiyaçları üzerinden yapılan kaçakçılık olduðunu belirtti ve “Ýnsan kendi ülkesinde neden gizli gizli dolaşıyor?” diye sordu.

‘TÜRKÝYE KATLÝAMLAR ÜLKESÝNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’

Beşikçi’nin konuşmasının ardından söz alan Ferhat Encü ise, Roboskî’nin Kürt bilincinin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadıðını ifade etti. Katliamda bunun etkili olduðunun altını çizen Encü, “Çünkü devlet geçmişi unutmuyor. Hiçbir insan sınır ticareti yaptıðı için katledilmeyi hak etmiyor. 34 insanın vahşice, canice katledilmesi insanı geçmişe götürüyor. Bu insanlık suçudur. Türkiye katliamlar ülkesine dönüşmüştür” diye konuştu.

Encü, katliamın daha önceden planlanan bilinçli bir katliam olduðunun altını çizdi. Katliamın ardından devlet yetkililerinin yaptıðı açıklamaları da hatırlatan Encü, “Aileler, çocuklarının parçalanmış bedenlerini elleriyle topladı, katır sırtlarında morga getirdi” dedi.

Encü, Başbakan Tayyip Erdoðan’ın, “Tazminatsa tazminat ödedik” yönündeki söylemlerini de hatırlatarak, “Türkiye devleti, Kürtlere satın alınacak bir eşya gibi yaklaşıyor” dedi.

Söyleşinin ardından sosyolog Ýsmail Beşikçi, “Duygunu paylaş” sloganıyla açılan deftere duygularını yazdı.

Ayrıca Mazlumder standında bu akşam Van’ın Başkale ilçesinde kaçakçılık üzerine çekilen “Sınır ve Ölüm” adlı film gösterimi yapılacak.