Şırnak'ta 1993-95 yılları arasında işlenen 52 faili meçhul cinayetten yargılanan ve aralarında Kayseri eski Ýl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ile Cizre eski Belediye Başkanı korucubaşı Kamil Atak'ın da yargılandıðı Jitem davasında tanık olarak dinlenen Başçavuş Tufan Aras, 1995 yılında görev yaptıðı Şırnak'ın Silopi ilçesinde Jitem ve farklı istihbarat gruplarının olduðunu söyledi.
Şırnak'ta 1993-95 yılları arasında işlenen 52 faili meçhul cinayetten yargılanan ve aralarında Kayseri eski Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı korucubaşı Kamil Atak ile itirafçıların da bulunduðu sanıkların yargılanmasına Diyarbakır 6. Aðır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Duruşmaya tutuklu korucubaşı Kamil Atak, itirafçılar Abdülhakim Güven ve Adem Yakın ile tutuksuz yargılanan korucu Tamer Atak katılırken, Albay Cemal Temizöz ile itirafçı Hıdır Altuð katılmadı.
Duruşmada 1995 yılında Abdullah Eyfelti'nin öldürülmesi olayına ilişkin tanıklar dinlendi. Duruşmaya tanık olarak çaðrılan Bartın Ýl Jandarma Komutanlıðında görevli Astsubay Başçavuş Tufan Aras ifade verdi. Aras, ilk görev yerinin Silopi olduðunu belirterek, 1993 - 95 yılları arasında Silopi Yankale Sınır Jandarma Karakol Komutanlıðı'nda takım komutan yardımcısı olarak 7 - 8 ay görev yaptıðını, kalan süreyi ise Silopi merkezde tamamladıðını söyledi.
Abdullah Eyfelti'yi tanıdıðını anlatan Aras, "Bizim adli görevimiz yoktu. Sadece sınır güvenliði görevimiz vardı. Bazen köyü gezer, kimlerin köyde olup olmadıðını kontrol ederdik. Ama o döneme ilişkin çok şey hatırlamıyorum. Köy devlet yanlısıydı" diye konuştu.
Mahkeme başkanı Ömer Yıldırım'ın Sizin karakoldaki kontrol noktasını geçmeden köye girmek ve birini alıp götürmek mümkün müydü?" şeklinde sorusuna Başçavuş Aras, "Mümkün deðildi. Ama kontrol noktasının yanında boş bir ev vardı. Oradan alıp götürebilirlerdi" diye yanıt verdi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı Yıldırım, "O ev boşaltılmış ve karakolda görevli uzman çavuşlar kalmıyor muydu?" diye sordu. Tanık Aras, bu olayı doðrulayarak, Abdullah Elfeti'nin Bölük Komutanı Serdar Güngör tarafından karakol çaðrıldıðını söyledi.
Tanık olarak daha önce dinlenen Mehmet Eyfelti, "Bölük Komutanı ona 'yarın sana kahve içmeye geleceðiz' demiş. Aðabeyim köyde karakol komutanını beklerken 2 tane Toros marka otomobil gelip aðabeyimi alıp götürmüşler. Köyün girişinde nizamiye var. Köye girmek için mutlaka nizamiyeye uðramak gerekliydi. Aksi taktirde köye girilmezdi. Askerin haberi olmadan köye birinin girmesi mümkün deðildi. Aðabeyimi götürenleri Bölük Komutanı ve Karakol Komutanı mutlaka biliyordur. Bir süre sonra aðabeyimin cesedi Silopi-Cizre karayolunda bulunan Katran Karakolu yakınlarındaki bir çukurda bulundu. Bu olaydan 3 gün önce araçla Silopi'den Cizre'ye giderken kimlik kontrolü yapan astsubay bana 'Abdullah Eyfelti'yi tanıyor musun?' diye sordu. Bende 'Benim aðabeyim olur. Ancak bir süredir kayıp' dedim. Aðabeyimin cesedini bulduktan sonra onu almaya giden babama, 'bu cesedi alırsan diðer oðlunda ölür' demişler. Aðabeyimin cesedini belediye mezarlıðına gömdüler" dedi.
Diyarbakır 6. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülen Jitem davası, tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.