2014-2020 bütçesini görüşmek üzere Brükselde toplanan Avrupa Birliði (AB) Konseyinde farklı farklı rakamlar havada uçuşurken, zirve net bir sonuç alınamadan bitirildi. Britanya Başbakanı David Cameronun başını çektiði kemer sıkma politikası yanlıları ile, özellikle tarımsal desteklerdeki kesintilerden etkilenecek olan Fransa ve Ýtalya gibi ülkeler arasındaki çekişme bir dahaki zirveye kaldı.
ABnin iki gün süren zirvesinde, birliðin 2014-2020 bütçesi üzerine çok çetin tartışmalar yaşandı, ancak kesin bütçe önümüzdeki Ocak ya da Şubat ayında yapılacak ikinci bir zirveye kaldı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrossonun 27 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına sunduðu 7 yıllık bütçenin daha şimdiden 1 trilyon 61 milyar avrodan, 1 trilyon avro sınırının altına gerilemesine kesin gözüyle bakılıyor.
1 trilyon 7 milyar avroluk 2007-2013 bütçesinin 886 milyara düşürülmesi isteðiyle zirveye gelen Britanya Başbakanı David Cameron politikasında şimdilik kısmen başarılı oldu. Her ne kadar Cameron istediði oranda bir kemer sıkma kararı aldıramadıysa da, olası bir artışın da önüne geçmiş oldu. Camerona en büyük destek ise Almanya Başbakanı Angela Merkelden geldi. Merkelin kulislerde Britanyasız ve ya Britanya karşıtı bir anlaşmaya kesinlikle karşı olduðunu söylediði bildiriliyor.
Zirvede, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuyun 985 milyar avroluk bütçe önerisi de tam destek bulamadı. Bu da, aradan geçen zamana ve enflasyona raðmen AB bütçesinde 2007-2013 dönemine göre en az 20 milyar avroluk bir düşüş demek. Ancak, ocak ve ya Şubatta yapılacak ikinci zirvede bu rakamın kabul edilmesi dahi kesin deðil.
Fransa, Ýtalya ve Polonya gibi ülkeler ise tarımsal sübvansiyonlarda kesintiye gidilmemesi için çabaladılar. 2007-2013 dönemi için 421 milyar avronun (bütçenin yüzde 40ı) harcandıðı bu tarımsal sübvansiyonlardan en çok bu ülkeler yararlanıyordu.
Romanya ve Bulgaristan gibi birçok üye ülkenin üzerinde durduðu bölgelerarası uyum ve eşitlik fonu da merak konusuydu. Bu ülkelerin çabaları sonucu bütçenin bu kaleminde kısmi bir artışın olması kesin gibi. Öte yandan, ekonomiyi canlandırmayı hedefleyen rekabet fonlarının da 47 milyar avroluk artışla 139 milyara kadar çıkarılması düşünülüyor.
ABDEKÝ KRÝZ ŞÝMDÝLÝK ERTELENDÝ
Zirve öncesinde, AB karşıtlıðını gizlemeyen Britanya Başbakanının bütçe tartışmalarını fırsat bilerek, birlik içindeki krizi daha da derinleştirmesinden korkuluyordu. Ýngilizlerin önemli bir kesiminin ülkelerinin ABden çıkmasını istiyor olması da, David Cameronun daha rahat hareket etmesini saðlıyordu. Birlik içindeki en önemli korku ise, Britanyanın bütçeyi yeterince sıkı bulmayarak veto hakkını kullanması.
AB çevreleri ve medya, 2 gün süren zirve öncesinde de herhangi bir uzlaşma beklemiyorlardı. Hatta, Almanya Başbakanı Angela Merkelin zirve başlamadan, 2013 Ocak ayında ikinci bir zirve düzenlenmesini istediði de biliniyor.
ABnin 2014-2020 bütçesinin geleceðini belirsiz kılan bir etken de, ilk defa Avrupa Parlamentosu (AP)nin onayına sunulacak olması. AB Konseyinde yapılacak tartışmaların en geç 2013de sonuçlanması halinde, bütçe APye sunulabilecek. Bütçenin 2013 yılı sonuna kadar onaylanamaması halinde ise, 2014 bütçesi 2013 yılı baz alınarak belirlenecek. Bütçe tartışmaları dolayısıyla keskin bir kriz şimdilik ertelenmiş olsa da, 2013 yılının AB için çok da iç açıcı tartışmalarla başlamayacaðı kesin gibi.