Av. Uysal'dan CPT, AKBK ve BM'ye 'İmralı' tepkisi

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal, CPT, Avrupa Konseyi Bakanlık Komitesi ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlara tecride sessiz kaldıkları için tepki gösterdi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 20 yıldır İmralı Hapishanesi'nde tecrit altında. Türk devleti, Öcalan'a uyguladığı tecrit, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleleri 'İmralı İnfaz Rejimi' adı altında meşru göstermeye çalıştı. Öcalan'ın hukuki süreçlerini takip eden Asrın Hukuk Bürosu avukatları, tüm bu uygulamalara ilişkin her ne kadar uluslararası hukuk kurumlarını devreye sokmaya çalışsa da, söz konusu kurumlar, konuya politik yaklaşarak Türk devletinden taraf davrandılar.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın hukuki süreçlerine dair ANF'ye konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal, hâlâ Bursa İnfaz Hakimliği, AYM ve AİHM'de bekletilen başvurularının olduğunu kaydetti. 

'20 YILDA SADECE YÖNTEMLER DEĞİŞTİ'

Av. Uysal, şunları belirtti: "Bu 20 yıllık süreç, her bir başlığı tek tek değerlendirebileceğimiz bir öneme sahip. Bu 20 yılın hem Sayın Öcalan'ın cezaevi koşulları hem de yarattığı politik boyutları bakımından bir hikâyesi mevcut. Bizim açımızdan bu 20 yıllık zaman zarfı, her ne kadar Sayın Öcalan'ın yürütmüş olduğu direnişle geçmiş olsa da bir o kadar da uluslararası anlamda bir sessizlikle geçti. Bu sessizlik tarihi içerisinde CPT'yi, Avrupa Konseyi Bakanlık Komitesi'ni ve Birleşmiş Milletler'i meselenin hukuki muhatapları olarak tek tek ele alabiliriz. Ancak şu çok açık ve nettir ki, 9 Ekim 1998'den 15 Şubat 1999'a kadar geçen süre içerisinde yaşanan tüm gelişmelerdeki tüm aktörlerin bu 20 yılın sonunda aynı amaçla ama farklı yöntemlerle yollarına devam ettiklerini görüyoruz."

'HUKUKSUZLUKLARA KILIF UYDURULUYOR'

Av. Uysal, "20 yıl önce nasıl ki Sayın Öcalan'ın yakalanması ile Kürtler önderliksiz bırakılmak istendiyse, bugün de yine aynı amaçların devrede olduğunu anlıyoruz" diyerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu yöntemler 20 yıl içerisinde ne kadar değişkenlik gösterse de maalesef ki hukuk bu yöntemlerin ana parçası oldu. 9 Ekim'den ve 15 Şubat'a kadar geçen sürede Sayın Öcalan'ın Suriye'den çıkışı, Atina'ya, Rusya'ya, İtalya'ya gidişi ve oradan Kenya'ya götürülüp Türkiye'ye teslim edilmesinde yürütülen tüm hukuksuzluklara uydurulan kılıflar, 20 yıldır sürdürülen tecritte de aynı şekilde ortaya çıkıyor. O süreçte birinci derecede sorumlu olan uluslararası hukuk, 20 yıllık tecritten de birinci derecede sorumludur. O dönemde bunu bir komplo ve kaçırılma olarak görmeyen uluslararası kurumlar, bugünkü 20 yıllık İmralı tecridinin bir işkence sistemi olarak tariflemekten çok öteye gidemediler."

HUKUKİ MÜCADELE TARİHİ

Asrın Hukuk Bürosu'nun 20 yıllık bir kurum olduğuna dikkat çeken Av. Uysal, şöyle devam etti:

"Büromuz, bu 20 yıllık süreçte Sayın Öcalan'ın cezaevi ve ailesiyle görüşme koşulları, bulundukları infaz sisteminin durumu, yapılacak hukuki başvurular, itirazlar, uluslararası hukuk arenasında yapılan başvurular ve hukuk diplomasisinde birinci muhatap olan hukuk bürosudur. Bu büroda da yüzlerce avukat olarak çalıştık ve Sayın Öcalan'ın avukatlığını yaptık. Bu 20 yıllık süreç de biz avukatlar açısından aslında bir hukuki mücadele tarihidir. Nasıl ki Sayın Öcalan 1999'da yakalandığı dönemde gözaltı süresi uzatıldı, avukatlarıyla görüştürülmedi, kendi seçtikleri avukatlarla görüştürmek istedilerse ve bunlar hukuki anlamda bir ilk ise, 8 yıldır bizimle görüştürülmemesi, hiçbir şekilde haber alamama halimiz ve 4 yılda -o da açlık grevleri neticesinde ailesiyle- sadece iki kez görüştürülmesi, '99'daki hukuki ilklerin yansımasıdır. Bizler tüm bu hukuk dışı uygulamaları teşhir etmek veya bu mevcut durumu hukuki kılıftan çıkarmak için başvurular yapıyoruz."

DEVAM EDEN DAVALAR

Öcalan'ın devam eden başvuruları ile ilgili de konuşan Av. Uysal, şu anda yerel mahkeme boyutuyla Bursa İnfaz Hakimliği'nde, Anayasa Mahkemesi'nde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Öcalan'ın birçok davasının devam ettiğini vurguladı. İnfaz Hakimliği'ndeki davaların, disiplin soruşturmalarıyla ilgili olan itiraz başvurularından oluştuğunu belirten Av. Uysal, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: 

'AİHM 8 YIL ÖNCEKİ BAŞVURUMUZU DA YANITSIZ BIRAKTI'

"Tüm hukuki süreçlerimizi bizler Sayın Öcalan'sız götürmek zorunda kalıyoruz. Son 4 yıllık sürecin dayandığı nokta aslında olmayan görüşmelerin ve talimatların resmi soruşturmalara konu edilmesiyle karşı karşıyayız. 2018 Eylül'ünden bu yana türlü disiplin cezalarından dolayı avukat ve aile görüşmeleri engelleniyor ve bizler avukatları olarak disiplin soruşturmalarının dosyalarına hiçbir şekilde ulaşamıyoruz. Bunlarla yürüyen itirazlarımız var. Yine AYM'de Sayın Öcalan'ın engellenen mektupları ve avukatlarının görüşmelerine getirilen engellemeler ile ilgili başvurular devam ediyor. AİHM'de yürüyen davaları var. Bunlardan en önemlisi de 2011 yılının Ekim ayında yaptığımız tecride karşı toplu başvurudur. Bu da avukatların 27 Temmuz 2011 tarihinden engellenmelerinden sonra, engellemenin ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir başvurudur. AİHM'de 8 yıl önce yaptığımız başvurulara ne olumlu ne de olumsuz yanıt gelmiş değil."