Amed'de, uyuşturucu ve rantın boyutu

Amed'de uyuşturucudan elde edilen rant çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Devlet sadece teşvik etmiyor, rantçıların hamisi konumunda.

Amed ve Bingöl'ü içine alan Lice, Kulp, Hani, Kocaköy, Dicle, Hazro, Genç ilçelerini kapsayacak operasyonlar artık rutin hale geldi. Operasyonlar da öyle az buz değil. Onlarca Kobra ve Skorsky helikopterleri katılır, F-16'lar destek verir. Karadan binlerce jandarma özel harekât, binlerce polis özel harekât timleri ve binlerce korucu bu operasyonlarda yer alır. Son teknoloji silahları ve dinleme aletleri denenir. En son operasyon 20 Temmuz 2017 tarihinde adıyla Lice kırsalında başlatıldı. Mart 2016-Temmuz 2017 tarihleri arasında yürütülen ve sokağa çıkma yasağının da getirildiği operasyon sayısı 56. Aylara bölecek olursak her ay başına 3.5 operasyon yapılmış oluyor demek... Her operasyon sonrasında sıra sıra dizili çuvallar içinde "ele geçirilen" esrarlar sergilenir.

Operasyonlar sürerken arazide askerlerin tarlalarda Hint kenevirlerini sökümü ise sadece helikopterle veya zırhlı araçla bölgeye götürülen Anadolu Ajansına çektirilir. Aynı şekilde, “bombalı saldırıda kullanılacağı değerlendirilen” son model onlarca araç ele geçirilir ve karakol bahçelerinde görüntüleri çekilerek basına servis edilir.

Gece ve gündüz havadan insansız hava araçları ile gözetlenen ve her tarafı asker kaynayan bölgede binlerce dönüm esrarı kimler neye güvenerek eker, hasadını nasıl yapar, nasıl ve nerede kurutur, eleğe nasıl vurur, nasıl saklar, pazarlamasını nasıl yapar, batı illerine sevkiyat bu kadar yol kontrol noktalarına rağmen hangi yollarla sağlanır...  Amed'de artık ilköğretim okulların önlerinde satılan, her mahalle köşesinde torbacıların bulunduğu uyuşturucunun kaynağı ne?

UYUŞTURUCU TÜM TÜRKİYENİN SORUNU

Hint keneviri, yani bilinen adıyla esrar ve uyuşturucu, sadece Kürdistan'ın değil, Türkiye'nin de en önemli sorunlarından biri. Esrarın sadece Kürdistan'da üretildiği, satışa sunulduğu sık sık dikte ettirilir Valilikler aracılığı ile. Her yönüyle iktidarlara göbekten bağlı olan medya da bunu ballandıra ballandıra anlatır gazetelerinde veya televizyonlarında. Oysa gerçek öyle değil.

Esrar, Türkiye'de bilimsel araştırmalarda kullanılmak ve endüstriyel hammadde için izinli olarak 19 ilde yasal olarak ekilir. Aynı şekilde iklimi ve doğa şartları uygun olan Türkiye'nin hemen hemen bölgesinde esrarın yasadışı ekimi yapılır. Kimi ilde bu miktar 100 kilo ile sınırlı kalır, kimi ilde 10 tonla. Üretilen esrar iç piyasada tüketilir.

BAKANLIK KARARI İLE ESRAR EKİMİ

13 Ekim 2016 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının "Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmeliği" Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğe göre, Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak illerinde ve bu illerin bütün ilçelerinde Hint keneviri ekimi, yönetmelikte belirlenen hükümlere uymak şartı ile serbest bırakıldı. Yönetmeliğe göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl veya İlçe Müdürlükleri ekipleri ayda bir ekim yapılan tarlaları kontrol edecek, üretilen Hint kenevirlerinden esrar yapımını önleyecek tedbirler alacak, Hint kenevirlerinin sadece lifleri alınacak, daha sonra çiçek, yaprak ve tomurcukları da yetkililerin gözetiminde imha edilecek...

Yasal yollarla ve kontrol edilen arazide 10 dönüm ekip bunu kağıt üzerinde 8 dönüm göstermemenizin veya 10 dönümün yanında kontrol dışı 1 dönüm daha esrar ekmeyeceğinizin garantisi ne?

Çünkü bir dönüm arazide ekilen Hint kenevirinden ortalama 400 - 450 kilo esrar üretilebiliyor. İstanbul piyasasında bu yıl ot halinde olan esrarın kilosu kalitesine göre 3-4 bin, toz halinde olanın ise 13-14 bin...

KAHRAMAN KAZAN'DA 1.5 MİLYONLUK ESRAR

Hep yazılıp çizilir, Kürt illerinde esrar ekiliyor, üretiliyor, satılıyor diye. Oysa, internette herhangi bir arama motorunda 'esrar' diye tarama yaparsanız, Doğu illeri hariç (iklim şartları müsaade etmediği için) hemen hemen tüm illerinde Hint keneviri tarlalarına.

İşte Türk medyası tarafından yayınlanan ve video paylaşım sitesi youtube'ye düşen Türkiye’nin değişik kentlerinde Hint keneviri ekilen bölgelere ilişkin haberlerden bir kaçı:

Muğla Fethiye: https://www.youtube.com/watch?v=xHsTVC06LV0

İzmir Kemalpaşa: https://www.youtube.com/watch?v=1Do7bvapulU

Aydın Nazilli: https://www.youtube.com/watch?v=70Af88bwto4

Samsun Ayvacık: https://www.youtube.com/watch?v=IZ2BwwLDWIQ

Edirne: https://www.youtube.com/watch?v=1bt2YMG31AI

Sinop: https://www.youtube.com/watch?v=q2KCfF5qNUU

Zonguldak Ereğli: https://www.youtube.com/watch?v=AhAS4I50C-4

Maraş: https://www.youtube.com/watch?v=pO8lvd92KGU

Bartın: https://www.youtube.com/watch?v=vFgcgG9TgQc

Kayseri: https://www.youtube.com/watch?v=bjfCfybBkG0

Kırklareli Lüleburgaz: https://www.youtube.com/watch?v=-0TawkQfSFs

Karaman: https://www.youtube.com/watch?v=rxLaQrVpBHU

Burdur: https://www.youtube.com/watch?v=YKZe4NVqm6k

Uşak: https://www.youtube.com/watch?v=rAV3swbK1Rg

Isparta Eğirdir: https://www.youtube.com/watch?v=O9O_WtpQPZI

Antalya Alanya: https://www.youtube.com/watch?v=J9nwKSM5Q2c

Mersin: https://www.youtube.com/watch?v=1Rbb9fjz5-0

Elazığ: https://www.youtube.com/watch?v=4_D1kU4ZjOw

Burdur: https://www.youtube.com/watch?v=BFylkAQGXN0

Çanakkale: https://www.youtube.com/watch?v=9wJ4fnmBg-A

Kocaeli Kandıra: https://www.youtube.com/watch?v=4_D1kU4ZjOw

Yozgat: https://www.youtube.com/watch?v=X3E2bq5V_CY

En son, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gösterdikleri "kahramanlık" nedeniyle ismi AKP tarafından Kahraman Kazan olarak değiştirilen Ankara'nın Kazan ilçesinin Aydın Mahallesi Ovaçayı bölgesinde 6 Temmuz 2017 tarihinde bir ihbar üzerine araziye ekili ve piyasa değeri 1.5 milyon lirayı bulan Hint keneviri tarlası ele geçirildi. (http://www.hurriyet.com.tr/kazanda-uyusturucu-operasyonu-37021730)

AMED VE ESRAR TARLALARI

Amed'de 1990'lı yıllarda köylerin koruculuğu kabul etmediği için zorla boşaltılmasından sonra bölge insansızlaştırıldı. Sadece korucu olan köylere yaşam hakkı tanındı askerler tarafından.

Bölgenin boşaltılması ardından Lice, Kulp, Hani, Kocaköy, Dicle, Silvan ve Hazro'nun korucu köylerinde koruculara birçok hak tanındı.  Bunlardan biri de esrar ekimi idi. Askerler açıkça köylülere, "Ekin, ama biz görmedik, duymadık" diyordu. Kimi köylerde ise karakollar, ekilen tarla büyüklüğüne göre esrar ekenlerden pay alıyordu.

(Batman ve Siirt bölgesinde ise ekilen tarlaların büyüklüğü ise binlerce dönümle ifade ediliyordu. Özellikle Sason'da...)

Boşaltılan bölgelerin çoğunda gerilla hareketliliği olduğundan korucular daha çok kendi köyleri çevresinde esrar ekmeyi tercih ediyorlardı.

(Örneğin Mayıs 2009 tarihinde Diyarbakır'ın Hazro ilçesine bağlı Şêxan (Terdöken) Köyü'nde hazineye ait 3 bin dönümlük araziye esrar eken korucular, hayvanlarını uyuşturucu ekili tarlaların yakınında otlatan Mehmet Nesif Urakçı'yı hayvanlarını neden burada otlattığı gerekçesiyle öldürdü. 9 korucu cinayetten gözaltına alındı. Öldürülen Mehmet Nesif Urakçı'nın amcası Ahmet Urakçı, korucuların meraya girişlere izin vermemelerinin asıl nedeninin burada ektikleri esrarı kimsenin görmemesi olduğunu söyledi.

2000'li yılların başından itibaren köye geri dönüşlerin başlamasından sonra, Amed'in Lice, Kulp, Hani, Kocaköy, Dicle ve Hazro ile Bingöl'ün Genç ilçelerinde köylerde yeniden hayat başladı.  Köylerine geri dönen köylüler kıt kanat geçinmeye çabalarken, hemen yanı başındaki korucu köylerinin zenginliğine tanık oluyorlardı. Esrar tüccarları ve korucuların da teşviki ile geri dönüş yapan köylüler de kısa yoldan para kazanmanın peşine düştü.

Mayıs ayında ekilen ve Ağustos'ta hasadı yapılan esrarın üretim aşaması 120 gün sürüyordu. Yıllardır insanların yaşamadığı ve ekilemeyen binlerce dönüm arazi bir anlamda doğal olarak nadasa bırakılmıştı. Esrar ekimi için bundan uygun arazi bulunamazdı. Çünkü ne gübre, ne de ilaca ihtiyaç vardı. Araziyi sulamanız yeterliydi.

İL DIŞINDAN GELİP ARAZİ KİRALAYANLAR

Esrardan elde edilen paranın büyüklüğü, esrar tüccarları gibi normal çiftçileri de cezbetmeye başladı. Eskiden tahıl eken çiftçiler de bu rantı görünce artık buğday-arpa-mercimek ekmeyi bırakıp esrar ekimine yöneldiler.

Aynı şekilde Amed dışından gelen birçok tüccar da arazi kiralayarak esrar işine girişti. Büyükşehirlere yerleşen bazı aileler de her yıl ekim zamanı memleketlerine gelip ya kendi arazisi ya da kiraladığı arazide esrar ekiyor, üretim aşamasında belli bir ücret karşılığında topraksız köylüleri işçi olarak kullanıyordu.

Ekilen esrarın çokluğu nedeniyle bazı yıllar esrarın ot halindeki kilosu 300 liraya kadar düştüğü oldu. Esrar tüccarları fiyat düşmesine rağmen ekimlerine devam etti. Arz-talep dengesini gözeten tüccarlar, esrar fiyatı düşünce ekime ara vermiyor, ancak ürettiğini plastik bidonlara istifleyerek yer altına saklıyordu. Piyasada esrar ne kadar az bulunursa, fiyatı da ona göre artıyordu.  (Esrar üreticilerinin anlattığına göre şu an bölgede bin tondan fazla esrar halen yerin altında saklanıyor)

ÜRETİM AŞAMASI

Gübreye ve ilaca ihtiyaç duymayan Hint keneviri ekimi için 1 dönüm arazinizin olması bile bir ev satın alacak parayı kısa sürede kazanmanıza yeterli. Bazı bölgelerde 100 metrekarelik alanlara bile esrar ekildiğine tanık olunuyor.  (Amed’in kimi bölgelerinde yaşanan ultra lüks yaşam akıllarda soru işareti bırakıyor.)

Hasat zamanı geldiğinde "tilki kuyruğu" denilen esrarın baş kısımları özenle kesiliyor ve yapraklarından arındırılıyor. Bu işlemin gün batımından hemen sonra yapılması önemli. 15-25 cm ebatlarında kesilen bu baş kısımlar üç gün süreyle naylon brandalara serilerek üzerleri kapatılıyor.. Gündüzleri brandalar sıkı sıkıya kapalı tutulurken, hava karardıktan sonra üzerleri açılıp havalandırılıyor. Bu işlem 72 saat boyunca tekrarlanıyor. Esrar ot halinde satılacaksa bu şekilde muhafaza ediliyor, ama toz haline getirilecekse tam kurutulması gerekiyor.

Arazilerde kurulan baraka-çadır türü yapılarda ya da köy evlerinin altında kurulan tezgâhlarda ise işçiler de çalıştırılarak esrarın toz halinde üretim aşamasına geçiliyor. Değişik boyuttaki gözeneklere sahip 4-5 elekten geçirilen ot, esrar toz haline getirildikten sonra satışa hazır hale getiriliyor. Tozdan artan küspe de ayrı bir şekilde değerlendirilip daha ucuz bir fiyata ‘ot’ olarak satılıyor.

Küçük ölçekli arazilerde ekim yapan esrar tüccarları bu "eleğe vurma" işini kendileri yaparken, 8-10 dönümden fazla ekim yapan tüccarlar ise işçi tutmak zorunda kalıyor. Toz haline getirilen her on kilo esrardan bir kilosu, çalışan işçiye yevmiye olarak veriliyor. İşçi dilerse bunu toz esrar, dilerse değeri oranında nakit olarak talep edebiliyor.

İçime hazır hale getirilen esrar genelde köye gelen diğer tüccarlara satılıyor.  Bunun içindir ki, özellikle Temmuz-Ağustos aylarında Lice-Kulp-Hani-Kocaköy-Hazro ilçeleri köy yollarına yolunuz düştüğünüzde, İzmir, Mersin, Bursa, Antalya plakalı son model araçlara rastlayabiliyorsunuz.

Batıdan gelen tüccar, pazarlığı tarla başında yapar. Esrar ot veya toz halinde satın alınır. Nakliye işini kendileri halleder. Nakliyeciler ücretini kilo başına alır. Bu fiyat, döneme göre 200 ile 600 lira arasında değişiyor.

KONTROLLERDEN NASIL GEÇTİKLERİ MEÇHUL

Hasat zamanı üretilen esrar fazla ise veya fiyatı düşmüş ise tüccarlar bunu piyasaya sunmayarak fiyatın yükselmesi için yer altına saklar. Sadece bu işi yaparak geçimini sağlayanlar var. Ot veya toz haline getirilmiş esrar plastik bidonlara konur ve bidon başı 150 lira karşılığında kepçe ile arazide yer kazılır ve burada toprağın altına gömülür.

Hemen hemen iki haftada bir operasyonların yapıldığı, 10 kilometrede bir yol kontrollerinin bulunduğu, bir kasa domates bile getirdiğinizde asker veya polis kontrolüne takıldığınız bu bölgede, yüzlerce kilo esrarın köylerden şehir merkezine getirilip batı illerine nasıl taşındığı ise meçhul...

Sadece esrar tüccarları değil, esrarın yükte hafif pahada ağır olduğunu gören ve bulundukları mevkiinin avantajlarını kullanıp kısa yoldan kar elde etmeye çalışan asker ve polisler de esrar satın alma veya para karşılığı taşıma işine girişmiş durumda.

Basına yansıyan bir kaç örnek şöyle:

15 Mart 2015:

Bir ihbarı değerlendiren Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli polis memurları E.K. ve M.A.K'nın içerisinde bulunduğu kiralık otomobili durdurdu. Ekipler, araçta yaptıkları aramada 50 kilogram esrar ele geçirdi. Diyarbakır'dan temin ettikleri uyuşturucu maddeyi İstanbul'a götürmeye çalıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan polis memurları çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

19 Şubat 2016:

Adana Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin D-400 karayolu üzerinde içinde 4 kişi bulunan bir otomobili durdurup yaptıkları aramada, 11 kilo esrar maddesi ele geçirildi. Araçta yapılan kimlik kontrolünde 29 yaşındaki Ahmet D.'nin Uzman Çavuş olduğu öğrenildi. 4 kişinin ev ve işyerlerinde yapılan aramada ise 76 kilo esrar daha ele geçirildi. 

6 Haziran 2016:

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde görevli komiser yardımcısı B.K.K, Afyonkarahisar'da 113 kilo esrar ve 21 bin 750 adet kaçak sigarayla yakalandı.

12 Ocak 2017: 

Aksaray-Adana karayolunda yol kontrolü yapan polisler, durdurdukları 54 plakalı otomobilde yaptıkları aramada 150 kilo kubar, 30 kilo toz olmak üzere toplam 180 kilo esrar yakaladı. Araç sahibi D.Ö'nin Hakkari Dağ Komando Taburu'nda görevli olduğu, esrarı Diyarbakır’ın Lice ilçesinden aldıkları ve İstanbul'a götürmeye çalıştıkları ortaya çıktı.

27 Ocak 2017:

Erzurum'da görevli Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Halil Soğuksu'nun kullandığı araçta 90 kilo esrar ele geçirildi. Aracıyla Diyarbakır'a gelen hâkim Soğuksu, uyuşturucu satıcısı Rauf Kurt ve Halil Çetin'den aldığı  90 kilo esrar ile Diyarbakır-Urfa karayolunda yapılan yol kontrol noktasında yakalandı. Hâkim ve iki kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

24 Mart 2017:

Ankara Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Ekiplerinin Diyarbakır polisi ile yürüttüğü çalışma kapsamında İstanbul'a gitmek üzere seyir halinde olan bir aracı Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde durdurdu. Yapılan aramada araçta zulalanmış halde 12 kilo esrar ele geçirildi. Uyuşturucu madde ele geçirilen aracın sürücüsünün Diyarbakır'da görevli Jandarma Uzman Çavuş H.Ç olduğu ortaya çıktı. Şüpheli Uzman Çavuş gözaltına alındı.

ESRAR ARTIK İLKÖĞRETİM OKUL ÖNLERİNDE SATILIYOR

Esrar üretiminden sağlanan büyük rant ve üretimin fazlalığı artık esrara ulaşılabilirlik yolunu daha da kolaylaştırmış durumda. Her mahallede, her sokak başında esrar satan torbacılara rastlamak mümkün. Esrarın ucuz ve ulaşılabilir olması artık ilköğretim okul önlerine kadar da taşmış. Amed’de okul önlerinde veya Dağkapı meydanında, Urfa Kapı ve Tek Kapı'daki polis kontrol noktalarının hemen yanı başındaki Sur'ların dibinde günün her saati esrar saran ve içen gençlere rastlamak mümkün.

ÇEMATEM'DE 4 BİN 111 ÇOCUK TEDAVİ EDİLDİ

Amed'de Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi bünyesinde çocuk ve ergen uyuşturucu bağımlılarına hizmet veren Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (ÇEMATEM) verilerine göre 4 bin 111 uyuşturucu bağımlısı çocuk aileleri tarafından merkeze getirilip tedavi edildi. ÇEMATEM verilerine göre aileleri tarafından uyuşturucu bağımlısı olup da tedaviye getirilen 9 yaşında çocuklar da bulunuyordu. Halen merkezde uyuşturucu tedavisi gören çocuklar mevcut. 18 yaş üstü uyuşturucu bağımlıları ise tedaviyi kabul ettikleri takdirde Elazığ AMATEM’e gönderiliyor.

BELEDİYE ÇARE OLARAK AĞAÇLARI KESTİ

Polisin pek müdahale etmediği uyuşturucu kullananların park ve ağaçlık alanları mekân seçmesi üzerine, iki yıl önce Amed Büyükşehir Belediyesi, uyuşturucu madde kullanıcıları ve tacirlerinin uğrak yeri haline gelen Koşuyolu Parkı'nı çevreleyen ve yüksekliği 1.5 metreye ulaşan duvar seti, içi rahat görünebilsin diye tıraşladı. Aynı şekilde Belediye Konuk Evi önündeki ağaçları da keserek uyuşturucu kullanımının önüne geçmeye çalıştı. Ancak Amed'de gelinen uyuşturucu kullanım boyutu tüm sınırları aşmış durumda.

TEŞHİR EDİLEN 'BOMBALI ARAÇLARIN' SIRRI

Son iki-üç yıldır, Kulp-Lice-Hazro köyleri arasında sık sık son model BMW, Mercedes gibi lüks otomobiller ile lüks arazi araçlar ile şose ve toprak yollarda seyahat eden köylülere rastlıyorduk. Araç plakaları Antalya, Bursa, Adıyaman, Mersin, İzmir... gibi illere aitti. Köylüler bu son model lüks araçları hoyratça hem köyler arasında seyahatte, hem de yük taşıma işinde kullanıyordu. Araçları ana yola çıkarmıyorlardı. Seyir rotaları sadece köy yollarıydı.

Merakımızı bir köylü giderdi. "Batı illerden aracı kişiler vasıtasıyla buraya hasat zamanı esrar almaya araçları ile gelen tüccarlar var. Kimisi özel aracıyla geliyor, kimisi de esrarı taşıyacağı zulalı aracı ile birlikte geliyor. Çoğunun kim olduğunu bilemiyoruz tabi ki. Kişi, 'asker arkadaşımı ziyarete geldim, halamın oğlunu ziyarete geldim' derse yapacak bir şeyiniz yok. Ancak gerilla ve milislerin tespit ettiği esrar tüccarları oluyordu. İlk başta araçlarına el koyup yaktılar. Sonra köylüler araçların yakılacağına kendilerine verilmesini istediler. Onlar da yakaladıkları araçları köylülere verdi. Her köyde bu araçlardan var.  Kontak anahtarı üzerinde.  İhtiyacı olan yakıtını doldurarak tepe tepe kullanıyor. Ana yola çıkıp trafiğe yakalanmamak şartı ile."

Amed Valiliği ise, 18 Şubat, 3 Mart ve 3 Temmuz tarihlerinde Lice ilçesi kırsalında 18 ayrı köyde yürütülen operasyonlara ilişkin yaptığı ayrı ayrı açıklamalarda değişik tarihlerde gasp edilen toplam 42 aracın ele geçirildiğini ve bunların "bombalı araç yapımında kullanılacağının değerlendirildiğini" açıkladı.

Bu araçların ne zaman, nerede gasp edildiğini, kimlere ait olduğu hiçbir zaman açıklanmadı. Aracına el konulan esrar tüccarları şikayetçi bile olmadı. Sadece araç kayıp başvurusu yaptılar.

Valilik, esrar tüccarlarının el konulan araçlarını eylemde kullanılacak 'gasp edilmiş' araçlar olarak lanse ederken, halen bile Lice-Kulp-Hazro köyleri yollarında uyuşturucu tacirlerinin el konulan ve köylülerin hizmetine sunulan lüks araçlara rastlamanız mümkün.

UYUŞTURUCUYA KARŞI BİLDİRİLER ASILDI

Artan uyuşturucu ekimi karşısında bölgede bulunan PKK grupları da köylere giderek sık sık uyuşturucu ekenlere müsamaha göstermeyeceklerini ve ekenlerin cezalandırılacağını açıkladı. Mart 2014 tarihinde özellikle Lice'nin tüm köylerine PKK'nin çağrısı üzerine Amed Halk İnisiyatifi tarafından okul ve camilerin yan ısıra, evlerin duvarlarına ve elektrik direklerine bildiriler asıldı. Bildiride şunlar yazılıydı: "Daha temiz ve özgür yarınlar için tüm halkımızı uyuşturucu ekimine ve ticaretine son vermeye ve devletin kirli oyunlarına ortak olmamaya çağırıyoruz. Geleceğimizi ve çocuklarımızın geleceğini zehirlemeyelim. Amed Halk İnisiyatifi."

Ancak bu uyarılara rağmen esrar ekenler halen korunuyor. Ve devlet gözetiminde bu ticaret ağı sürüyor.

UYUŞTURUCU TACİRLERİ MUHBİR AĞINDA KULLANILIYOR

Amed Valiliği ve Jandarma Komutanlığı tarafından ayda iki-üç kez yapılan basın açıklamalarında söz konusu bölgede operasyonlar yapıldığı, miktarı tonlarla ifade edilen esrar yakalandığı açıklanır. Ancak operasyonlara rağmen halen Lice, Kulp, Hazro, Kocaköy, Hani gibi ilçelerin kırsalında binlerce dönüm arazide ekili esrarın neden bulunduğundan söz edilmez.

Örneğin Lice'de köy içinde bulunan Hêzan (Kayacık) karakolunun hemen 100 metre dibinde, aynı şekilde tüm bölgeye hakim bir kayalık üzerinde kurulu Kayacık Üs Bölgesi çevresinde esrar ekimi yapılıyor. Kayacık Üs Bölgesi’nden çıplak gözle hangi arazide esrar ekildiğini görebilirsiniz. Yine Hani’deki Duru karakolu ile Eshab-ı Kehf ziyaret yerinin arasındaki esrar ekilen tarlaları bırakın dürbünle, aracınızla bölgeden geçtiğinizde çıplak gözle bile görebiliyorsunuz. Böyle olunca, yapılan operasyonların belli bir alanı kapsadığı ve bazı bölgelerde 'belli bir bedel karşılığında' göz yumulduğu kuşkusunu arttırıyor.

Devlet, bir yandan operasyonlar yaparak yakaladığı esrarı basın aracılığı ile sergilerken, bazı alanlarda ise ekimine ve hasadına ses çıkarmıyor. Sebebi ise PKK'ye karşı istihbaratın sağlanması. İstihbarat karşılığında gerek korucular gerek korucu olmayan esrar tüccarlarının ekimine tüm bölgede göz yumuluyor.

'BİR TABURLUK GÜCÜ BU İŞE AYIRMAMIZ GEREK'

Aylar önce haber için gittiğimiz Lice'nin bir köyünde kaldığımız eve gece geç saatlerde bir gerilla grubu geldi. İçlerinde HPG yöneticilerinden Baran (Mehmet Doğan) ve gerilladan önce bir dönem gazetecilik  de yapan Deşti kod adlı  (Şakir Özaydınlı) da vardı. Bölgede ekilen esrar konusunu onlarla tartıştık.

HPG’li komutan Baran, bu bölgede kaç yıldır esrar konusunda mücadele yürüttüklerini, ekenleri cezalandırdıklarını, camilerde, okullarda, köy evlerinde bu konu hakkında halka açıklamalarda bulunduklarını ama buna rağmen ekimin devam ettiğini belirterek, "Korucu köyleri zaten ekiyor, karakolların bilgisi dahilinde. Diğer bölgelerde de tüm uyarılarımıza rağmen ekenler var. Dışarıdan gelip arazi kiralayıp ekenler var. Tespit ettiklerimize ceza kesip araçlarına el koyup köylülere verdik. 'Esrar almaya gittik araçlarımıza el koydular' diye gidip şikayet de edemiyorlar. Gözaltına alıp yanımızda günlerce tuttuklarımız oldu. Birçok kez esrar tarlalarına girip ekenlerle birlikte kökten kopardık. Ama biz gittikten sonra yine ekiyorlar. Sadece Lice bölgesinde esrar ekiminin önüne geçmemiz için bir taburluk gücümüzü bu işe ayırmamız  gerekiyor. Yani gerilla işini gücünü bırakacak sadece bunlarla uğraşacak. Biz gerilla mıyız yoksa esrar sökmeye mi gelmişiz. Tespit ettiklerimizi mali işlere bakan gerilla birimine söylüyoruz, onlar sonradan gelip para cezası kesiyor. Şu an yapabileceğimiz bunlar" demişti.

HPG'li Mehmet Doğan, Şakir Özaydınlı, Hakan Kızıl ve Hakan Özünlü, 28-29 Haziran günü Lice'ye bağlı Reşanê köyünde gece geç saatlerde toplantı halinde iken esrar tacirlerinin ihbarı sonucu saldırıya uğradı. Kobra helikopterleri ve silahlı İHA'ların da kullanıldığı çatışma iki gün devam etti. 3 gerilla 28 Haziran günü yaşamını yitirirken, Baran (Mehmet Doğan) sonraki gün son mermisine kadar çatıştı ve sağ ele geçmemek için el bombası ile intihar etti. Geçen yıl da HPG komutanlarından Nevzat Gündüz ve Ekrem Güney de yine ihbar sonucu yapılan operasyonda yaşamlarını yitirmişlerdi.