AKP kendi ideolojik konseptini topluma giydirmek istiyor

Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Eski Genel Başkanı Servet Demir, AKP’nin kendi ideolojik konseptini topluma giydirmek istediğini söyledi.

AKP hükümetinin eğitim müfredatında yaptığı değişiklikleri ANF’ye değerlendiren Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Eski Genel Başkanı Servet Demir, AKP’nin kendi ideolojik konseptini topluma giydirmek istediğine dikkat çekti. Eğitim müfredatı ile iktidarın biatçı, sorgulamayan bir nesil yaratmaya çalıştığına işaret eden Demir, “İktidar kapalı bir toplum yaratmaya çalışıyor; kapalı toplum ise geri toplumdur ve geleceği olmaz” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersine ilişkin açıkladığı müfredata cihat konusunu “İslam’da temel ibadet” olarak ekleyip, Aleviliği inanç değil “yorum” diye değerlendirmesi büyük tartışmaya yol açtı. Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu kurucuları içinde yer alan ve 8 yıl boyunca genel başkanlığını yürüten, Türkiye’de ise bir dönem Alevi Bektaşi Federasyonu’nda genel başkan yardımcılığı yapan Servet Demir, bu durumun AKP ‘nin eğitim müfredatının genel karakterini yansıttığını vurguladı.

HALKA HİZMET DEĞİL EZİYET EDEN ANLAYIŞ!

Türkiye’de geçmişten bu yana halkına hizmet değil eziyet eden ve halkı kendisine biat ettiren bir devlet anlayışının olduğunu belirten Demir, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte bu anlayışın daha da pekiştiğini vurguladı. Türkiye’nin giderek uluslararası ilişkilerde yalnızlaşmış, ekonomik gidişatı kötüleşmiş, yolsuzlukların, adaletsizliklerin kol gezdiği bir ülkeye dönüştüğüne işaret eden Demir, demokratik taleplerin ve evrensel hakların kabul görmediği böylesi bir ortamda demokratik, çağdaş, bilimsel bir eğitim sistemi yerine Sünni inanç temelli bir kültürü toplumda yaygınlaştırılmak istendiğine dikkat çekti

KENDİNE HAS BİR REJİM YARATMA ÇABASI!

AKP’nin bir takım mağduriyetleri dile getirerek ve dış güçlerin desteğini alarak iktidara geldiğini ifade eden Demir, “Geçen zaman içerisinde gerçek kimliklerine büründüklerini; bunların felsefelerinde demokratik açılımların, hak ve özgürlüklerin olmadığını gördük. Türkiye’deki demokratik hakları yok eden ve dikta rejimine doğru götüren tek kişiye bağımlı bir rejimle karşı karşıyayız” dedi. Türkiye’deki darbe geleneğine karşı birisi olarak, Gülen cemaati tarafından 15 Temmuz’da yapılan darbe girişimine kesinlikle karşı olduğunu vurgulayan Demir, ancak darbelere karşı mücadele etmenin demokratik hak ve özgürlükleri yok etmek anlamına gelmediğinin altını çizdi.  Demokratik hakları, toplumdaki huzuru ve eşitliği geliştiren bir süreçle darbelerden korunabileceğini vurgulayan Demir, “Ne yazık ki AKP bu süreci tamamen kendi parti çıkarları lehine kullanarak, Türkiye’de var olan demokratik hakları da yok etti ve kendi ideolojik konseptini topluma giydirmek istiyor” diye konuştu. Demir, eğitim müfredatında yapılan değişiklikleri de kurulmak istenilen yeni rejim kapsamında okumak gerektiğine dikkat çekti.

‘AVRUPA’NIN ENGİZİSYON DÖNEMİ GİBİ !’

İktidarın diğer inançları yok sayarak kendi inancını hakim kılmaya ve toplumu bu şekilde asimile etmeye çalıştığını belirten Demir, yaşanan bu süreci Avrupa’nın engizisyon dönemine benzetti. Eğitim müfredatı ile iktidarın biatçı, sorgulamayan, analiz kapasitesi olmayan ve olan biteni kader olarak algılayan bir nesil yaratmaya çalıştığına işaret eden Demir, bu hamleyle kapalı bir toplum inşa edilmek istendiğini vurguladı. “Kapalı bir toplum geri bir toplumdur” diyen Demir, kendinden farklı medeniyetleri ve kültürleri tanımayan bir toplumun geleceğinin de olmayacağını kaydetti. AKP’nin farklı inançları tanımamakla birlikte, bu farklı inançlara mensup yurttaşlardan da vergi toplayarak Sünni toplumun inanç sahiplerine hizmet eden bir bütçe oluşturduğunu belirten Demir, gerçek bir Müslümanın da böyle bir süreci kabul etmemesi gerektiğini söyledi.

‘AKP TAKİYE YAPARAK TOPLUMU DAHA DA GERİCİLEŞTİRDİ !’

“Bir ülkenin gelişmesi uzun yıllara dayalı, çağdaş, bilimsel bir eğitimin yerleştirilmesiyle mümkündür” diyen Demir sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Bu eğitim sistemine Avrupa’nın birçok ülkesinde tanık olabiliriz. 2. Dünya Savaşı’ndan çok hırpalanmış bir şekilde çıkmalarına rağmen, çağdaş, demokratik, bilimsel, laik ve eşit bir eğitim sistemi geliştirerek kendilerini toparladılar ve gerek yaşam kalitesiyle gerek bireyin özgürleşme boyutuyla dünyanın en çağdaş ülkeleri düzeyine geldiler. Türkiye ne yazık ki bu süreci beceremedi. Bunu sadece AKP ile açıklamak da olmaz; daha önce de bu yapılmadı. Ancak AKP takiyye yaparak toplumu daha gericileştirerek, bireyi değil itaati öne çıkararak, boyun eğen vatandaşlar yaratarak bu çağdaşlaşma dinamiklerini tamamen öldürmek istiyor. Bunu hem hak ve özgürlükleri savunan kesimleri susturarak, hem de Sünni konseptli bir eğitim sistemini topluma dayatarak yapıyor.”

Farklı inanç gruplarının ve bu toprakların önemli aydınlanma dinamiği olan Alevi toplumunun söz konusu uygulamalardan ciddi biçimde rahatsız olduğunu vurgulayan Demir, demokratik Alevi hareketinin bu konuda önemli bir mücadele verdiğini; bu mücadele sonucunda gerek Alevi inancının tanınması, gerek cem evlerinin yasal statüye kavuşturulması konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) kararlar çıktığını hatırlattı. Demir, Türkiye’nin bu kararları kabul etmesine rağmen yerine getirmeyen bir devlet görüntüsünde olduğunu söyledi.

‘SORUNLARI NEDENLER DEĞİL SONUÇLAR ÜZERİNDEN TARTIŞMALIYIZ’

Birçok medeniyete beşiklik yapmış, değerler yaratmış bu toprakların güzelleştirilmesi için neler yapılması gerektiğine odaklanmak gerektiğini ifade eden Demir, “Burada AKP’nin ne yaptığından çok, Türkiye’yi bu kötü gidişattan nasıl kurtaracağımıza; nasıl çağdaş, demokratik, özgürlükçü; Kürt halkının haklarının verildiği, Alevi halkının kültürel haklarının tanındığı, bütün yurttaşların eşit payda da yaşadığı, insanların yaşam kalitesinin artırıldığı, geçmişin karanlıklarıyla yüzleşildiği bir ülke haline getireceğimize odaklanmamız lazım. Türkiye halklarını Avrupa’nın koşullarıyla nasıl eşitleyebiliriz, bunun için uğraşmamız gerekir. Halkın, yurttaşların, demokratik dinamiklerin bu yönde hareket etmesinin en doğru yol olduğunu düşünüyorum. Sorunları nedenler değil sonuçlar üzerinden tartışarak bu süreci yürütmemiz lazım” dedi.

Servet Demir kimdir:

Okumak üzere 1976 yılında Paris’e giden ve Sorbonne Üniversitesi’nde ekonomi üzerine doktora yapan Servet Demir, Avrupa Göçmen Hareketi içinde önemli çalışmalarda bulunduktan sonra, 1993 Sivas Katliamı sonrası Fransa’da Alevi hareketinin örgütlenmesine öncülük etti. Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu kurucuları içinde yer alan Demir, 8 yıl boyunca genel başkanlık görevini yürüttü. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu genel sekreterliğini de yapan Demir, Türkiye’de de bir dönem Alevi Bektaşi Federasyonu genel başkan yardımcılığı görevini yürüttü. Fransa’daki sendikal çalışmalarda da yer alan Demir, Fransa’nın en büyük sivil toplum örgütü olan “Secours populaire français” genel merkez yöneticiliği ve Türkiye temsilciliği yaptı. Demir, bugün Türkiye’de Demokrasi İçin Birlik Platformu koordinasyonunda ve Diyalog Grubu’nda çalışmalarına devam ediyor.