Yemen’de yılanların dansı: Bir sayfa daha kapandı

Irak'ta Saddam Hüseyin, Tunus'ta Bin Ali, Mısır'da Mubarek, Libya'da Kaddafi ve Yemen'de Salih'in ölümüyle Arap dünyasında bir sayfa daha kapandı.

Ali Abdullah Salih... Yemen'de onlarca yıl iktidarda kaldı.

İç savaşlarda, suikast girişimlerinde, kardeş kavgalarında, iç müdahalelerde ve Arap baharında hayatta kalmayı başlardı.

Salih 1960'lı yıllarda Kuzey Yemen'in cumhuriyetçi saffındaydı. O sırada Moskova tarafından desteklenen Güney'de 1968'de sosyalist bir cumhuriyet ilan edilmişti.

1990'lı yılların başında, Sovyetlerin dağılmasıyla Yemen'i birleştiren bir kahraman olarak kendisini sundu. 90'lı yılların sonunda taraftarları onu "İmparator" olarak öne çıkardı.

Salih kendisini "özgürlük ve demokrasinin şampiyonu", "modern Yemen'in savunucusu" olarak sundu.

2000'li yıllarda terörizme karşı mücadelenin adamı oldu. ABD'nin El Kaide'ye yönelik operasyonları için insansız hava araçlarını kullanmasına izin verdi.

OĞLUN KURNAZ OLSUN İSTİYORSAN ADINI ALİ KOY!

Salih, siyasi kariyeri boyunca ihaneti ve çelişkili ittifakları en iyi yöneten siyasetçilerden biri olarak değerlendirildi.

Kendisini iktidara taşıyan tüm kesimlerle ittifak kurdu. Bu çerçevede İslamcılarla, İran'la, Suudilerle, Amerikalılarla ittifak kurdu. Salih'in bu karakteri Yemen'de bir deyime dönüştü

"Eğer oğlunun kurnaz olmasını istiyorsan adını Ali koy".

Kurnazlığı ve sertliğinin esin kaynağı Saddam Hüseyin'di. Salih, sonunda eski ittifakı Husiler tarafından 4 Aralık Pazartesi günü öldürüldü.

Oysa Husiler 2014'ten bu yana kendi siyasi ayaklanmasını, daha geçen haftaya kadar da Salih'e bağlamıştı. Eski Cumhurbaşkanı Salih'in öldüğünü gösteren görüntüler hızlı bir şekilde internette yayıldı.

ÖLÜMÜ KADDAFİ’Yİ HATIRLATTI

Görüntüler, 2011'de NATO müdahalesiyle kanlı bir şekilde devrildikten sonra linç edilerek infaz edilen Muammer Kaddafi'yi hatırlattı.

Renkli bir battaniyeye sarılmış cenazesi, "Allah-u Ekber ve "İsrail'e ölüm" sloganları arasında bir pick-up'a bindirildi. Yüzü donuk, kafası yarılmış bir kişiydi battaniye içerisindeki. Husiler, bu ölümden dolayı Allah'a teşekkür ediyorlardı.

ZORAKİ EVLİLİK BİTTİ

Yemen'deki son savaştan önce Ali Abdullah Salih, Husilerin 15 yıl boyunca en kötü düşmanıydı. Sonra konjonktürel ittifakı oldu. 4 Aralık günü, Salih'in ölümüyle bu zoraki evlilik sona erdi.

Salih, öldürülmeden önce ülkedeki iç savaş sayfasını kapatmak için Suudi Arabistan ile diyaloga hazır olduğunu açıklamıştı.

Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu Mart 2015'ten bu yana Yemen'i bombalıyor. Bu yoksul ülke İran ve Suudi Arabistan arasında nüfuz savaşının yürütüldüğü bir alana dönüştü.

Şii Husiler, 2014'te başta başkent Sana olmak üzere ülkenin geniş kısmını kontrolüne aldı.

Cumhurbaşkanı Abd Rabbu Mansur Hadi, ilkin ülkesinden çıkarılarak Suudi Arabistan'a sığındı, sonra da dönerek Aden'de karargahını kurdu. Hadi, Salih'in yerine Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Salih ise 2011'deki Arap baharı sırasında yaşanan ayaklanmanın ardından 2012'nin başında görevini bırakmak zorunda kalmıştı. Ancak siyasi pazarlıkların merkezinde yer almaya devam etti.

İKTİDARA GELDİĞİNDE ALTI AY DAYANMAZ DİYORLARDI, 33 YIL KALDI

İlk olarak 1978'de Kuzey Yemen'in Cumhurbaşkanı seçildi. Altı aydan fazla iktidarda kalamayacağı söylendi. Kendisinden önceki iki yönetici öldürülmüştü. Yemen, yönetilemez olarak değerlendiriliyordu. Ancak Salih, yılanlar arasındaki bu dansta 33 yıl boyunca iktidarda kalmayı başardı.

Yemen'in birleşmesinden dört yıl sonra, 1990'lı yılların ortalarında Güney Yemen'deki ayrılık taleplerini bastırdı. 2000'li yıllar boyunca İran tarafından kullanıldıkları iddiasıyla Husilere karşı savaş yürüttü ve ülkenin kuzeyinde de iktidarını pekiştirdi.

11 Eylül saldırılarından sonra İslamcı gruplara yönelik operasyonları sayesinde Amerikalıların da desteğini aldı. 2015'teki Suudi Arabistan'ın da sahneye girdiği son savaş, Salih'i yeniden siyaset sahnesine getirdi. Ölene kadar da siyasi pazarlıkların merkezinde yer aldı.

ARAP DÜNYASINDA BİR SAYFA DAHA KAPANDI

Son olarak Husilerle bozulan ittifakı da kaçınılmaz görünüyordu. Sadece hangi tarafın buna son darbeyi vuracağı bekleniyordu.

Irak'ta Saddam Hüseyin, Tunus'ta Bin Ali, Mısır'da Mubarek, Libya'da Kaddafi ve Yemen'de Salih'in ölümüyle Arap dünyasında bir sayfa daha kapandı.