Pazartesi günü, özel bir yerel televizyon kanalına çalışan Aberazak Zorgui isimli gazeteci, ülkenin batısındaki Kassarin’de bedenini ateşe verdi. Kassarin, ülkenin en yoksul bölgelerinden birinde yer alıyor.

34 yaşındaki gazeteci, eyleminden önce hazırladığı 20 dakikalık videoda “Geçimlerini sağlayacak olanakları olmayan Kassarin sakinleri için bugün bir devrime başlayacağım” dedi.

Çarşamba günü İçişleri Bakanlığı, gazetecinin ölümüyle sonuçlanan olaya karıştığı gerekçesiyle bir kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Zorgui’nin ölümünden bu yana her gün çoğu gençler tarafından olmak üzere protesto eylemleri düzenleniyor ve polisle çatışmalar yaşanıyor.

Kassarin, 2010 yılı sonunda Bin Ali rejimine karşı protesto eylemlerinin başladığı ve rejimin düşmesiyle sonuçlanan ayaklanmanın yaşandığı ilk kentlerden biriydi.

Ülkeye demokrasi dönmesine rağmen, protesto eylemleri düzenli bir şekilde bu kentte devam etti. Kent sakinleri, merkezi iktidar tarafından kendi kaderlerine terk edildikleri tepkisinde bulunuyorlar.

Le Quotidien gazetesi, Çarşamba günkü bir yazıda, gazetecinin kendisini yakmasının “bu felaket durumun ve bölgesel dengesizliğin reddi” olduğuna dikkat çekti. Gazete, ülkenin iç bölgelerinde genç işsizliğinin çok yüksek olduğu ve vatandaşların sefil koşullarda yaşadığını belirtti.

Fransızca dilli gazete, “Hiç kimse bu ülkenin yöneticilerinin sorumluluğunu inkar edemez” diyerek, gençler arasındaki umutsuzluk ve öfkenin sorumlusunun yöneticiler olduğunu kaydetti.

Gençlerin öfkesi sadece Kassarin ile sınırlı değil. Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece, ülkenin ikinci büyük kenti Sfax’ın doğusundaki Jebniana’da devlet güçleri ile protestocular arasında çatışmalar yaşandı, bir polis yaralandı.

Başkent Tunus’un 30 km uzağındaki Teburba’da yaşanan olaylarda, en az 50 kişi gözaltına alındı. Gözlemciler, hükümetin ülkenin gerçek sorunlarına cevap olacak siyasi irade göstermemesi halinde, protestoların yayılacağı uyarısında bulunuyor.

Tunuslu Gazeteciler Ulusal Sendikası (SNJT), devrimin sekizinci yıldönümü olan 14 Ocak’ta ulusal çapta “onur” grevine çağırdı. Sendika, medya alanındaki felaket koşulları protesto ederek, özel sektörde çok sayıda gazetecinin çalışma koşullarının çok kırılgan olduğuna dikkat çekti.