BM’den yapay zeka uyarısı: Devletler gazetecileri çevrimiçi gözetliyor

BM İnsan Hakları Yüksek Komitesi Volker Türk, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü mesajında, yapay zekanın medya üzerindeki baskıyı derinleştirdiğini söyledi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, bazı devletlerin yapay zeka tabanlı araçları gazetecileri ve haber kaynaklarını çevrim içi takip etmek için kullandığını belirterek, “Bu yöntem, haber alma hakkını ve kişisel gizliliği ihlal ediyor; dünya çapında medyayı sindiren bir soğutma etkisi yaratıyor” dedi.

Türk, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, yapay zekanın haber üretiminden dağıtımına kadar tüm süreci dönüştürdüğünü ancak aynı zamanda ciddi riskler doğurduğunu vurguladı. “Yapay zeka tabanlı algoritmalar ne göreceğimizi büyük ölçüde belirliyor, böylece düşüncelerimizi ve gerçeklik algımızı şekillendiriyor” diyen Türk, siyasetçilerin bu teknolojiyi dezenformasyonu silahlandırmak ve kendi gündemlerini ilerletmek için kullandığına dikkat çekti.

Türk, “Sadece küçük bir şirket ve kişi grubu, yapay zeka teknolojisi üzerinde neredeyse tam kontrol sağlayarak küresel medya manzarasını etkiliyor” dedi.

ARTAN SALDIRILAR YÜKSEK CEZASIZLIK

Yüksek Komiser, 2024 başından bu yana en az 20 medya çalışanının öldürüldüğünü, gazetecilere yönelik suçların yüzde 80’inden fazlasının ise cezasız kaldığını hatırlatarak, “Devletler gazetecileri fiziksel saldırılardan, nefret kampanyalarından, hukuki tacizden ve dijital casusluktan korumak zorunda” çağrısında bulundu.

1993’ten beri her 3 Mayıs’ta kutlanan Dünya Basın Özgürlüğü Günü, “yön değiştirmek için son çağrı” niteliğinde olduğunu belirten Türk, “Şimdi harekete geçmezsek, hem basın özgürlüğü hem de demokratik toplum düzeni geri dönüşü olmayan biçimde zarar görebilir” dedi.

BM yetkilisi, yapay zekanın veri tarama ve doğrulama gibi alanlarda gazetecilere güçlü imkanlar sunduğunu kabul ederken, “kontrolsüz kullanımın” oto-sansür, kaynak korkusu ve yaygın gözetim gibi sonuçlar doğurduğunu kaydetti. Türk, hükümetlere ve teknoloji şirketlerine insan haklarına uygun düzenlemeler yapma, şeffaflık sağlama ve bağımsız denetime açık olma çağrısını yineledi.