Avrupa'da en uzun süreli kadın başbakan unvanını elinde bulunduran ve 12. yılına hazırlanan Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel'in liderliğinde koalisyon hükümetinin kurma çalışmaları bu hafta son aşamaya gelmişti.

24 Eylül'deki seçimlerinden ardından CDU'nun Hür Demokratlar Partisi (FDP) ile Yeşiller Partisi ile "Jamaika" adı verilen hükümetin anlaşma metninin bu hafta son şeklini alması bekleniyor. CDU/CSU'nun siyah, FDP'nin sarı ve Yeşiller'in yeşil renginin biraraya gelmesinden dolayı Jamaika'nın bayrağını çağrıştırdığı için bu hükümet modeline 'Jamaika koalisyonu' deniliyor.

Her üç parti arasındaki anlaşmasızlıkların giderilmek üzerine her dört partinin yöneticileri dün akşam yine biraraya geldi. Ancak FDP lideri Christian Lindner görüşmeyi terk ederek Jamaika koalisyon görüşmelerini bitirdi. Ülkeyi yönetme konusunda ortak bir iradenin ortaya çıkmadığını söyleyen Lindner "Aramızda güven sorunu var, bir türlü bu sorunu gideremedik" diye konuştu.

Twitter hesabından açıklama yapan FDP lideri "Yönetmemek yanlış yönetmekten daha iyidir" görüşünü dile getirdi. FDP Grup Sözcüsü Nils Droste ise gece saatlerinde yaptığı açıklamada partilerinin görüşmelerden çekildiğini bildirdi.

Diğer partilerin yöneticileri ise FDP'yi popülist söylemlerde bulunmakla suçladılar. Yaklaşık bir aydır süren koalisyon kurma görüşmelerinin dün akşam sonuçlanması bekleniyordu. Geçtiğimiz hafta üçüncü kez biraraya gelen partiler mülteci, küresel ısınma ve enerji başlıklı konularda bir türlü uzlaşma sağlanamıyordu.

Dünkü görüşmelerden de sonuç çıkmaması ve üstelik FDP'nin süreci "sürpriz" şekilde bitirmesi erken seçim olasılığını güçlendirdi. Çünkü Hıristiyan demokratlarla iki dönem "büyük koalisyon" hükümeti kuran SPD, bu yılki seçimlerin ardından artık hükümette yer almama kararı alarak, mecliste ana muhalefet partisi olmayı tercih etmişti.