ABD, İngiltere ve Avustralya, Çin'e karşı askeri ittifak kurdu

ABD ve İngiltere, Avustralya'nın ilk kez nükleer enerjili denizaltılara sahip olmasını sağlayacak üçlü bir ittifak kurdu. Girişimin, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki genişlemeci hamlesine ve Tayvan'a karşı artan savaşa bir yanıt olduğu değerlendiriliyor.

ABD, İngiltere ve Avustralya, Çin'le yüzleşmeyi amaçlayan ve Avustralya'nın nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar inşa etmesine yardım etmeyi de içeren üçlü bir güvenlik ortaklığı kuruyor.

Aukus adı verilen girişim, Başkan Joe Biden ve başbakanlar Boris Johnson ve Scott Morrison tarafından, sanal olarak yapılan video konferansla ilan edildi. 

Morrison, üç ülkeden ekiplerin, Adelaide'de inşa edilecek yeni Avustralya nükleer denizaltı filosunun montajı için önümüzdeki 18 ay içinde ortak bir plan hazırlayacağını söyledi. 

Proje, Avustralya'yı nükleer reaktörlerle çalışan denizaltılara sahip dünyadaki yedinci ülke yapacak.

Avustralya başbakanı, nükleer yakıt kullanımına ilişkin uluslararası anlaşma yükümlülüklerine atıfta bulunarak, “Bu, Avustralya'da nükleer yönetim sorumluluklarımızı yerine getirmek için ne yapmamız gerektiğine dair yoğun bir incelemeyi içerecek” dedi, ülkenin nükleer silahlar elde etmeye veya sivil bir nükleer kapasite oluşturmaya çalışmadığını ekledi. 

ÇİN'İN DENİZDEKİ GENİŞLEMECİ HAMLESİNE YANIT

Üç liderin hiçbiri Çin'den bahsetmedi, ancak girişimin Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki genişlemeci hamlesine ve Tayvan'a karşı artan savaşa bir yanıt olduğu, şüpheye yer bırakmıyor. 

Londra'dan konuşan Johnson, üç ülkenin "doğal müttefikler" olduğunu belirterek, ittifakın "yeni bir savunma ortaklığı yaratacağını ve istihdam ve refahı artıracağını" söyledi.

SİLAHLARIN YAYILMASINI TEŞVİK EDEBİLİR

Avustralya, nükleer silah peşinde koşma niyetinde olmadığı ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) bağlı kalacağı konusunda ısrar ediyor, ancak eleştirmenler kararın yine de dolaylı olarak silahların yayılmasını teşvik edebileceğini söyledi.

Zenginleştirilmiş uranyum yardımıyla güçlendirilen herhangi bir nükleer güçle çalışan yeni denizaltıların geliştirilmesinin on yıldan fazla bir zaman alacağı öngörülüyor. Ancak, Avustralya'nın şu anda dizelle çalışan donanmasını dünyanın en büyük donanması olan Çin'in donanmasıyla teknolojik olarak aynı seviyeye getirilmesi amaçlanıyor. 

Ortaklık, deniz teknolojisi konusunda işbirliğinin yanı sıra, bölgesel politika ve eylemlerin daha uyumlu hale getirilmesini ve üç müttefikin askeri ve savunma sanayilerinin daha fazla entegrasyonunu içerecek. Üçü, ayrıca siber savaş ve yapay zeka yetenekleri üzerinde birlikte çalışmayı planlıyor.

TEHLİKELİ BİR EMSAL OLUŞTURUYOR

Anlaşmanın bazı eleştirmenleri, NPT'deki bir boşluktan yararlanmanın ülkeler için tehlikeli bir emsal oluşturduğu konusunda uyarıda bulunuyor. Zira anlaşma, nükleer silah sahibi olmayan ülkelerin nükleer enerjili denizaltılar inşa etmelerine ve denizaltı reaktörleri için ihtiyaç duydukları bölünebilir malzemeyi küresel gözlemci Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından izlenen stoktan çıkarmalarına izin vererek, bunun başka ülkelere yönlendirilme olasılığını ortaya çıkarıyor.  Avustralya’nın, bu boşluktan yararlanan ilk ülke olacağı belirtiliyor. 

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nın nükleer politika programının eşbaşkanı James Acton, İran’ın nükleer malzemeyi güvenlik önlemlerinden çıkarabileceğini belirterek, “Benim endişem, Avustralya'nın onlara verdiğimiz nükleer materyali kötüye kullanması ve nükleer silah yapmak için yasal boşluğu kullanması değil. Endişem, diğer ülkelerin kötüye kullanabileceği korkunç bir emsal teşkil etmesi” dedi.