Arakçi, 16 Nisan Çarşamba günü bakanlar kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Nükleer programımızla ilgili güvenlik kaygılarına karşı güven inşa etmeye hazırız, ancak uranyum zenginleştirme hakkımız tartışma konusu olamaz” dedi. 

ABD yetkililerinin "çelişkili açıklamalarda bulunduğunu" söyleyen Arakçi, müzakere sürecine temkinli yaklaştıklarını belirtti.

Bu çıkış, ABD’nin Ortadoğu özel temsilcisi Steve Witkoff’un "İran'ın uranyum zenginleştirmeyi durdurması gerektiği" yönündeki çağrısına yanıt niteliği taşıyor. 

Steve Witkoff, bir gün önce sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “İran, uranyum zenginleştirme ve nükleer silahlanma programını tamamen durdurmalı ve ortadan kaldırmalı” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Witkoff, bu açıklamadan bir gün önce Fox News’e verdiği röportajda bu kadar sert ifadelerden kaçınmıştı. Bu çelişkili tavır, Tahran tarafından tepkiyle karşılandı.

İran ve ABD, nükleer programla ilgili görüşmelere 19 Nisan Cumartesi günü Umman arabuluculuğunda devam etme konusunda anlaştı. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, yürütülen müzakereleri desteklediğini ancak sonuçlarına karşı şüpheci olduğunu ifade etti.

Batılı ülkeler, özellikle ABD, İran’ın nükleer silah geliştirmek istediğinden uzun süredir şüphe duyuyor. Tahran ise bu iddiaları reddederek, nükleer enerjiyi yalnızca sivil amaçlarla kullandığını savunuyor.

2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018’de dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın çekilmesi sonrası İran, anlaşmadaki yükümlülüklerini adım adım askıya almıştı. O tarihten bu yana uranyumu %60 saflığa kadar zenginleştiren tek nükleer silaha sahip olmayan ülke konumuna gelen İran, bu oranla nükleer silah üretimine çok yakın bir düzeye ulaşmış durumda. Oysa 2015 anlaşmasında bu oran %3,67 ile sınırlandırılmıştı.