Türkiye turistler için tehlikeli!

Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke: AKP iktidarı Türkiye’yi açık bir faşist diktatörlüğe dönüştürdü. Sivil toplumla birlikte Erdoğan rejimini baskı altına almak için tatil boykotu önemli bir adım olacaktır.

Türk devletine karşı başlatılan turizm ve ürün boykotuna ilişkin Almanya’da yaşayan siyasetçi, sanatçı, sporcu, insan hakları savunucusu gibi farklı çevrelerden Alman, Türkiyeli ve Kürdistanlılar Yeni Özgür Politika gazetesine konuştu.

Turizm boykotunun Türkiye’ye karşı önemli bir adım olduğu vurgulayan isimler, “turizmden beslenen savaş ekonomisini zayıflatalım” çağrısında bulundu.

BÖYLE BİR ÜLKEDE NASIL TATİL YAPILIR!

 

Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke “AKP iktidarı Türkiye’yi açık bir faşist diktatörlüğe dönüştürdü. Sivil toplumla birlikte Erdoğan rejimini baskı altına almak için tatil boykotu önemli bir adım olacaktır” diye konuştu. “İşkencehaneye dönüşmüş bir ülkede nasıl tatile gidebilirsin?” diye soran Jelpke, “Türkiye’ye akan her euro, rejimi sağlamlaştırıyor ve Kürt halkına karşı sürdürülen savaşa yardım ediyor. Erdoğan rejimi DAİŞ ve El-Kaide çeteleriyle işbirliği halinde Efrîn bölgesinin işgalini gerçekleştirdi. Silahların Türkiye’ye gönderilmesini ve Erdoğan rejimine verdiği desteği durdurmak aslında federal hükümetin görevi olmalıydı“ dedi. Milletvekili Jelpke, düzenli olarak Türkiye ve Kürdistan’a gittiğini de ifade eden Jelpke, “Ama tatil yapmak için değil, oradaki insan hakları durumu ile ilgilenmek ve tutuklu bulunan eylemcilerle, HDP milletvekilleriyle dayanışmanın yanında olmak, yükselmesine katkıda bulunmak için” diye ekledi.

TÜRKİYE TEHLİKELİ

Sol Parti Milletvekili Cornelia Möhring ise boykotları yerinde bulmasa da Türkiye’ye yönelik turizm boykotunun anlaşılır olduğunu ifade etti. Möhring’in boykota ilişkin gazetemize yaptığı açıklama şöyle: “Sadece kendi tarihimizden dolayı, boykotları çok yerinde bulmuyorum. Boykotlar sorumlu siyasilerden çok halka zarar veriyor. Ancak insanların turist olarak, politik tutukların olduğu ve idam cezasını tekrardan yürürlüğe koymak isteyen bir ülkeye gitmek istememelerini çok iyi anlayabilirim. Ben aynı zamanda oranın Kürt ve Türk kökenli Almanlar için tehlikeli olabilmesini kabul edilemez görüyorum.” Şimdiye kadar Türkiye’de hiç bulunmadığını da belirten Möhring, “Ben şahsen şimdiye kadar Türkiye’de hiç bulunmadım ve oraya gitmeyi de planlamıyorum. Türkiye’ye gidersem de seçim gözlemcisi olarak oradaki kısıtlamaları daha görünür kılmak için giderim” dedi.

PARANIZ MERMİYE DÖNÜYOR

Hamburg Sol Parti Eyalet Milletvekili Cansu Özdemir, Erdoğan rejiminin savaş politikalarına işaret ederek, “Savaş politikalarını durdurmak, çökertmek için, Türkiye ekonomisini zayıflatmak gerekiyor” dedi. En etkili yöntemlerin Türk turizmini ve Türk ticari mallarını boykot etmek olduğunun altını çizen Özdemir, yöntemlerin etkili olmayacağını düşünmemek gerektiğini ifade ederek, Türk devletinin en büyük korkusunun turizm sektörünün zarar görmesi olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin ekonomisinin şu anda kırılgan bir dönem yaşadığına da işaret eden Özdemir, AKP’nin kirli savaş politikası ile Türk malları ve turizmine aktarılan gelirin nereye aktarıldığını kamuoyuna iyi yansıtmak gerektiğini söyledi. 2018 savaş bütçesine işaret eden Özdemir şunları belirtti: “2018 yılı için savaş bütçesi yüzde 41’e yükseltildi. Yani 92,7 milyardan bahsediyoruz. Bütçenin yükseltilmesi Türkiye ve Rojava’da yaşayan halklara, özellikle Kürt halkına karşı savaşın yoğunlaşması anlamına geliyor. Seçime kadar katliamların, Kürt şehirlerin yıkılmasının planlandığı anlamına geliyor. Türk turizmine yatırılan paralar, Kürt çocuklarına mermi olarak geri geliyor.”

Avrupa Birliği’nin Ukrayna’yı istikrarsızlaştırdığı gerekçesiyle Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımın süresini uzattığını hatırlatan Özdemir, “Türkiye’ye yönelik böylesi girişimler söz konusu bile değil” diyerek AB’yi eleştirdi. “Bunca milletvekilli, gazeteci, belediye başkanı cezaevine haksız yere atılmasına, Efrîn’e yönelik işgal savaşı yürütmesine ve uluslararası hukuku ayaklar altına almasına rağmen, Avrupa Birliği böylesi bir adım atmıyor. Tam tersi, mülteci şantajını devam ettirmek için, Türkiye’ye milyonlarca para aktarıyor” diyen Özdemir, AB’nin Erdoğan’dan yana tavır aldığını vurgulayarak ekledi: “Bu kampanyayı toplum olarak desteklemek önemli ve AB üzerinde de baskı yaratır.”

TÜRKİYE'DE TATİL YAPMAYA HAYIR

Bielefeld Sol Parti Temsilcisi Barbara Schmidt ise turizm boykotuna ilişkin şöyle dedi: “Ben aslında tatil yapmayı, değişik ülkeleri görmeyi çok severim. Fakat Türkiye’de tatil yapmayı şu an için hiç düşünemiyorum. Türkiye’nin, Kürdistan bölgesine gittim. Orada insanların nasıl güvencesiz, baskı altında yaşadıklarını gördüm. Böyle bir ortamda, Türkiye’de sahil kenarında uzanıp, her şey yolundaymış gibi tatil yapmayı hiç düşünemiyorum. Bu nedenle hayır diyorum. Türkiye’de tatil yapmaya hayır.”

GİDİP DÖNEMEMEK DE VAR 

 

Türkiye’ye daha önce giden ancak bu yıl boykota katılarak gitmeyi reddeden Yeşiller’den siyasetçi Klaus Rees “Türkiye’ye birçok kez severek gittim. İstanbul benim için mükemmel bir kent. İstanbul ve Antalya’da maraton koşularına katılan birisiyim. Fakat şu an ben ve ailem için Türkiye bir tatil ülkesi değil” dedi. “Erdoğan’ın politikalarına karşı siyası bir duruşa sahibim” diyen Rees, kaygılarını şöyle dile getirdi: “Açıkçası ailemle Türkiye’ye gidip dönememekten de korkuyorum. Türkiye halkı için böyle otokratik bir sistemle yönetildiklerinden dolayı üzülüyorum. Turizm bölgesindeki insanlar içinde üzülüyorum. Fakat şu an için Türkiye’ye de tatil yapmayı düşünmüyorum.”

TATİL DEĞİL SAVAŞ ÜLKESİ

İnsan hakları savunucusu Ralf Daski ise bugüne kadar tatil amacı ile Türkiye’ye hiç gitmediğini belirterek, “Türkiye benim için hep bir savaş ülkesi oldu. Bombaların patladığı, Gladionun, dincilerin, faşistlerin bomba patlattıkları bir ülke. Faşist örgütlenmeler var. Kürt halkına karşı savaş yürütülen bir ülke. Bu nedenle tatile gitmeyi hiç düşünmüyorum” dedi. “Türkiye’ye tatile gitmek isteyenlere de gitmemelerini öneririm” diyen Daski “Çünkü gazetecilerin tutuklandığı, basın özgürlüğünün olmadığı dolayısı ile savaş bölgelerinden haber alınamayan bir ülkede tatil yapılamaz. Demokrasinin olmadığı, şehirlerin askerlerle dolu olduğu bir ülkede tatil yapılamaz” diye ekledi.

ALEVİLER BOYKOTU DESTEKLİYOR 

 

 

Bielefeld Alevi Dergahı adına Hüseyin Yıldız ise Aleviler olarak boykotu desteklediklerini söyledi. Türk devletinin halkların ekonomik ve siyasi kaynaklarını kullanarak Kürtlere karşı kanlı bir savaş yürüttüğünü ifade eden Yıldız, “AKP-MHP faşizmine ekonomik ve siyasi kaynak akmaması için etkin bir ekonomik ve turizmi boykotu tüm halklar için görev olmalı” dedi. “Hiçbir hak-hukuk tanımayan Türk devleti, başta Kürt halkı olmak üzre tüm Ortadoğu halklarına karşı bizim olanaklarımızla şavaş sürdürmektedir” diyen Yıldız’ın mesajı şöyle: “Tek derdi ve amacı zorba iktidarını sürdürmek olan AKP-MHP faşizmine karşı her düzeyde mücadele etmek yürek taşıyan her insanın görevi olmalıdır. Sivil inisiyatiflerin başlattığı bu kampanyayı biz Aleviler de destekliyor ve katılıyoruz. Tüm canlarımız ve dostlarımız,başlatılan turizm ve Türk malları boykotuna katılmalı ve bu sivil eyleme güç katarak zorba AKP-MHP iktidarının gitmesi için kampanyayı yaygınlaştırmalıdır.”

BOYKOT ÖZSAVUNMANIN PARÇASI 

Stuttgart Halk Meclisi Eşbaşkanı ve Sanatçı Garip Nurhak da Qızılbaş-Alevi inancına mensup bir Kürdistanlı olarak başlatılan boykot kararını desteklediğini belirtiyor. Garip Nurhak, “Dün mazlum Ermeni halkının başına getirilmek istenilen soykırım ve imha planları bugün de Kürtlere uygulanmak isteniyor. Yarın da aynı tehlikelere Aleviler maruz kalacaktır. Zulmün olduğu yerde öz savunma meşru ve insani bir haktır. Boykot kararı da bu özsavunmanın bir parçasıdır” vurgusunda bulunuyor.

Nurhak, 21 yıldır Türkiye’ye gitmediğini, gerekirse 21 yıl daha gitmeyeceğini ifade ederek, şunları belirtiyor: “Bu savaşa ne verecek evladımız olmalı ne de tek kuruş paramız olmalı. Gerekirse ev ev dolaşıp halkımıza bunun neden ve sonuçlarını aktarmamız gerekiyor. İzin sezonunun yaklaştığı bu günlerde halkımız başta olmak üzere Türkiye’ye tatile giden tüm insanların şunu kendilerine sormaları gerekiyor. Ödediğim paralar hangi uğurda harcanıyor? Ben bu savaşın karşısında mıyım yoksa savunucusu muyum? İnsanlık suçuna ortak olmak istemiyorsak, şapkamızı önümüze koyup bir kez daha düşünmemiz gerekiyor. Türkiye’nin tatil için riskli bir yer olduğunu insanlara anlatmalı ve şunu sormalıyız: ‘Alın terinizle kazandığınız para ile insanların ölmesine sebep olduğunuzun farkında mısınız?’”

MİLİTARİZME HİZMET ETMEYELİM

Türkiye’ye tatil için kesinlikle gidilmemesi gerektiğini ifade eden Nurhak, “Böylesi bir aşmada Türkiye’de tatil yapmak, Türk militarizmine hizmet eden yerlerde alışveriş yapmak insanlık suçuna ortak olmak ile eş değerdir. Bizi tarihten silmek isteyen faşist zihniyetlere karşı boykot kutsal bir haktır. Boykot faşistleri teşhir etmedir. Boykot ne yaparsanız yapın size itaat etmeyeceğiz demenin adıdır” diye belirtti.

Kaynak: Yeni Özgür Politika