CDK-F yöneticilerinin hesaplarının ‘terörizmin finansmanıyla mücadele’ kılıfıyla dondurulduğunu hatırlatan Cohen, bunun oldukça kötü bir karar olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin Fransa’daki Kürt kurum yöneticilerine yönelik benzer suçlamalar yönelttiğini kaydeden senatör Laurence Cohen, Türkiye’nin bizzat kendisinin terörizm finansörü olduğunu hatırlattı. Cohen, “Terörizmin finansmanı konusunda hatırlatmak gerekir ki, DAİŞ’in petrol geçişi Türkiye sınırları üzerinden yapılıyordu; Kürtlerin elinde olan toprakların sınırlarından değil” diye konuştu.

Kürt halkının DAİŞ çetelerine karşı mücadele ederek ağır bedeller ödediğini vurgulayan Cohen, aynı dönemde Türkiye’nin DAİŞ’in en önemli müttefiki olduğunu dile getirdi.

Cohen, 9 Ocak 2013’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilmesinde Türk MİT’inin parmağının olduğunun bizzat Fransız yargısı tarafından kabul edildiğini de kaydetti.

Şubat ayında sağ ve sol partilerden 40’ı aşkın parlamenter olarak bir çağrı yayınladıklarını hatırlatan Cohen, başta Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi olmak üzere Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkına destek verilmesi çağrısını yineledi.

Cohen mektubunun sonunda Kürtlere destek amaçlı kurulan Kürt Dostluk Grubu üyesi parlamenterler adına Kürt siyasetçi ve kurum temsilcilerine yönelik kriminalize edici politikaları ele almak üzere görüşme talebini de iletti.