FED-DEM, Almanya’daki ev baskınlarını kınadı

FED-DEM, Alman hükümetinin Kürtlere yönelik ev baskınlarını kınadı.

Kuzey Almanya Kürdistan Demokratik Toplum Federasyonu (FED-DEM), Niedersachsen ve çevresinde yaşayan 7 kişinin evinin polis tarafından basılmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "Almanya Kürt toplumunu hedef alan, Kürt aktivistlere yönelik polis devletini aratmayan bu ve benzeri kriminalize etme amaçlı uygulamaları kesin bir dille kınıyoruz" denildi.

'ÇIKARINIZ BARIŞTA DEĞİL DE SAVAŞTA MI?’

"Hannover Halk Meclisi üyesi 7 Kürdistanlının, Hannover'de gerçekleşen kültürel etkinlikler gerekçe yapılarak hedef alınmasının, hukuki hiçbir gerekçesi olamaz. Olsa olsa siyasi saiklerle süslenmiş keyfi gerekçeler olabilir" vurgusunun yapıldığı açıklamada, şöyle devam edildi:

"Bu baskınları, gerek Kürt özgürlük mücadelesine yönelik kriminalize siyasetinin sürmesi gerektiğini belirten Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2018 yılı raporunu açıkladığı saatlere denk getirilmesi ve gerekse Kürt genci Halim Dener’in Alman polisi tarafından katledilişinin 25. yılı nedeniyle yapılması planlanan etkinlikler öncesine denk getirilmesini manidar buluyoruz. Almanya Kürt toplumunun demokratik-yasal haklarını kullanması, neden kriminalize edilerek suç gibi gösterilmeye çalışılıyor? Kürtlerin kriminalize edilerek Almanya toplumundan dışlanmak istenmesinin, Almanya toplumuna getirisi nedir? Neden Almanya hükümeti, Kürt sorununun demokratik diyalog ve müzakere yolu ile çözülmesi için inisiyatif almıyor da Kürtlere saldırıyor? Yoksa Almanya hükümeti, Türk-Kürt barışını istemiyor mu? Çıkarları barış da değil savaşta mı? Almanya hükümetini bu politikadan vazgeçmeye, Kürt-Türk barışının gerçekleşmesi için inisiyatif almaya davet ediyoruz.

'KÜRT HALKININ İNSANLIĞA HİZMETİ GÖRÜLMELİ'

Almanya Kürt toplumuna yaklaşım; Almanya toplumsal yaşamına olan sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vb. katkılarıyla ölçülmelidir, Kürtlere soykırım uygulayan devletlerle olan çıkar ilişkileri temelinde değil.

Kürt halkının, DAİŞ gibi bir barbarlar ordusuna karşı insanlığı korumak adına kendini nasıl siper ettiği, feda ettiği görülmelidir.

Ekonomik ve siyasi çıkarlar gözetilerek soykırımcı Türk devleti ile kirli ilişkileri sürdürmek, Almanya’nın demokratik değerlerine ve geleneklerine yakışmamaktadır. Özellikle; Erdoğan’ın ekonomik vaatlerine veya mülteci göçü tehdidine boyun eğmek ne Almanya ne de Avrupa halklarının çıkarınadır."