Erdoğan Macron’la Paris Katliamı’nın pazarlığını mı yapacak?

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün Paris’e yapacağı ziyaretin alelacele Paris Katliamı dahil MİT belgelerinin açıklanacağının duyurulmasından sonra kabul edilmesi dikkat çekerken, Fransa ile birçok konuda pazarlık yapılacağı tahmin ediliyor.

Türkiye’de Kürtler ve muhalif kesimlere yönelik baskıların had safhaya ulaşırken, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Fransa’nın başkenti Paris’te bazı görüşmeler yapacak.

Fransa Dışişleri Bakanlığı’na göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçtiğimiz yılki ilk görüşmesinde Erdoğan’ı Paris’e davet ederken, bu davete cevap ilginç bir şekilde geçtiğimiz 30 Aralık’ta verildi.

Resmi açıklamaya göre, bugünkü görüşmede Suriye, Filistin gibi konuların ele alınacak ve yine Türkiye’deki ‘insan hakları ihlalleri’ ile Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri gündeme gelecek. Ancak Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün LCI televizyonuna verdiği röportajda vurguladığı Türkiye’nin uzun vadeli hava savunma sistemi konusundaki ön anlaşma da görüşülecek.

Erdoğan’ın ve Fransız yetkililerinin dile getirmediği bir diğer konu ise, KCK’nin yaptığı açıklamayla MİT’in Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilmesindeki ana rolüne dair belgelerin açıklanmış olması. İki üst düzey yöneticisi dahil PKK’nin elindeki MİT elemanlarının ifadelerini de içeren bilgilerin açıklanacağı Aralık ayında kesinlik kazanmıştı. Türkiye üzerinde artan bu baskı ortamında 30 Aralık’ta Fransa’ya “Erdoğan Paris’e gelecek” cevabı iletilmesi, birçok pazarlığın gündemde olacağını gösteriyor.

FRANSA’NIN OTORİTERLİĞE KARŞI TAVRI YILLARDIR BÖYLE

Birçok Avrupa ülkesinden Türkiye’de son yıllarda yaşanan katliam, tutuklama ve ihlallere göstermelik de olsa tepki gelirken, Fransa’nın ne bir önceki cumhurbaşkanı François Hollande’dan ne de Mayıs 2017’den beri görevde olan Macron’dan ciddi bir tek söz bile duyulmamıştı. Bunda ise, her iki cumhurbaşkanının son yıllarda otoriter rejimlerin olduğu ülkelerle savunma, nükleer ve havacılık gibi Fransa’nın etkin olduğu alanlarda ihale anlaşmaları peşinde koşmaları etkili oldu.

AB ülkeleri içerisinde kamuoyu nezdinde Türkiye’yle ilişkilere yönelik desteğin en düşük olduğu ülke Fransa iken, iktidarın net bir politikası yok ve daha çok geri planda durmayı tercih ettiği görülüyor. AKP’nin AB’yle ilişkilerinin çok iyi olduğu 2005-2011 arası dönemde dahi Fransa’da Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkanların oranı yüzde 60’ları buluyordu.

2007-2012 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Nicolas Sarkozy’nin üyeliğe açıkça karşı çıktığı politik duruştan bu yana görevi devralan François Hollande ile selefi Emmanuel Macron’un ise pasif bir duruşu söz konusu. Hollande’ın Türkiye’ye yönelik sessiz tavrını yeni Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da sürdürdüğü görülüyor.

MACRON MÜLTECİ GÖÇÜNÜ ENGELLEMEK VE BOL BOL İHALE ALMAK İSTİYOR

Ancak Macron ile hükümeti tarafından farklı açıklamalar dikkat çekiyor. Eylül başında Yunanistan ziyareti sırasında Kathimerini gazetesine konuşan Macron, Türkiye’nin AB’den uzaklaştığını ancak ‘keskin kopmalardan sakınılması’ gerektiğini iddia etmişti. Macron, ülkesinin pek etkilenmediği ancak aşırı sağcıların güçlü olması nedeniyle çekindiği mülteci göçüyle radikal İslamcı terör örgütleriyle mücadelede Türkiye’ye ‘ihtiyaç’ olduğunu söylemişti.

Mülteci anlaşmasının yanı sıra Fransa’nın bazı ticari ilişkiler nedeniyle AKP’nin faşizan politikalarına karşı sessiz kalmayı yeğlediği anlaşılıyor. Temmuz ayında yapılan bir açıklamada, Fransız-İtalyan ortaklığı Eurosam’ın Türk şirketleriyle ‘uzun vadede bir savunma sistemi geliştirmek’ üzere müzakere ettikleri duyurulmuştu.

Türkiye ile Fransa ve İtalya arasında geçtiğimiz Kasım ayında hava ve füze savunma sistemlerini de içeren savunma sanayi işbirliği iyi niyet anlaşması imzalanmıştı. Buna göre, Eurosam tarafından her üç ülkenin ihtiyaçlarını göz önüne alan bir savunma sistemi geliştirilecek. Bu sistemin SAMP-T füze sistemini temel alacağı duyurulmuştu.

RUSYA’DAN ALINACAK S-400 KISA VADELİ, BU SİSTEM UZUN VADELİ (!) DÜŞÜNÜLÜYOR

Aselsan ve Roketsan gibi Türk şirketlerin katılacağı hava savunma sistemlerini de içeren bu projelerin Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemiyle bir tezat oluşturacağı sanılsa da, öyle olmadığı savunuluyor.

Fransız-İtalyan ortaklığıyla planlanan sistemin uzun vadeli savunma sistemi için düşünüldüğü ve gerçekte ise Rusya’dan alınan sistemin kısa vadeli olacağı Fransız medyasında yer almıştı. Fransız medyasında bu konudaki görüşmelerde Rusya’dan alınan sistemin Fransız ve İtalyan şirketleriyle planlanan savunma sistemine engel olmadığının vurgulandığı gündeme getirilmişti.

Her ne kadar kesin bir rakam verilmese de sadece bu projenin teknoloji transferiyle birlikte 3-4 milyar euroyu bulacağı tahmin ediliyor.

Ayrıca son yıllarda aeronotik materyal ihracatındaki artış sürerken, otomobil sektöründe Almanya ve İspanya’nın artan etkinliği Fransa’nın aleyhine. Fransa buna rağmen 2016’da Türkiye ile olan 7 milyar euroluk ihracatı kaybetmek istemediği görülüyor. Yine Fransa’da krizde olan tarım ve hayvancılık şirketlerinin Türkiye’de bitme aşamasına gelen bu sektörü hedefledikleri biliniyor.

PARİS KATLİAMINA DAİR BELGELERİN DE AÇIKLANACAĞINDAN SONRA DAVET KABUL EDİLDİ

Erdoğan’ın Macron tarafından aylar önce yapılan davete icabet edeceğinin hükümet tarafından 30 Aralık’ta duyurulması da ilginç. Zira Aralık ayının son günlerine doğru, KCK’nin ŞEHİT SAKİNE CANSIZ DEVRİMCİ İNTİKAM OPERASYONU kapsamında ele geçirilen üst düzey MİT yöneticilerine ve başta Paris katliamı olmak üzere birçok olaya ilişkin belgelerin açıklayacağına dair haberler çıkmıştı. Ve bu açıklama detaylı bir biçimde 3 Ocak’ta yapılmıştı.

Erdoğan’ın ziyaretinin, KCK’nin MİT’in Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katlindeki net rolünü ortaya çıkardığının anlaşılması ardından kararlaştırılması oldukça dikkat çekici. Zira Paris katliamında ister Fransız istihbaratının bilinçli onayı isterse de yetmezlikleri nedeniyle gerçekleşmiş olsun, Fransız devletinin sorumluluğu tartışma götürmez bir gerçek.

KATLİAMI ÖRTMESİ İÇİN PAZARLIK MI YAPACAK?

Hem KCK tarafından açıklanan belgeler hem de yarın Paris’te yapılacak büyük eylem nedeniyle Fransa üzerinde katliamı aydınlatma baskısı artmış oluyor. Erdoğan’ın ziyareti, böylesi bir ortamda gerçeklerin üzerini örtmek için pazarlık yapma girişimi olarak da algılanabilir.

MELENCHON: ERDOĞAN PARİS’E HOŞGELMEDİ!

Fransa’da liberal hükümetin ticari ilişkilerinden ötürü siyasi konularda AKP hükümetine ses çıkarmaması ve Erdoğan’ı Paris’te ağırlaması birçok muhalif partinin tepkisini çekiyor.

Ülkedeki sol muhalefetin en önde gelen ismi olan ve son seçimlerde yüzde 20 gibi bir halk desteğine ulaşan eski Sol Parti lideri Jean-Luc Mélenchon, bu ziyarete sert tepki göstermişti. Mélenchon, “Erdoğan Paris’e ‘hoşgelmedi’. Düşüncelerimiz binlerce hapsedilen binlerce Kürt, HDP’li yoldaşlarımız ve gazetecilerle” diyerek, tepkisini dile getirmişti.

PARİS KATLİAMINA KARŞI EYLEM ÖNCESİNDE GELMEK KÜRTLERE VE AİLELERE HAKARETTİR!

Erdoğan’ın ziyaretinin zamanlamasına Fransa Komünist Partisi’nden (PCF) en sert tepki gelmişti. PCF’nin 2 Ocak’ta yayınlanan basın açıklamasında, diktatör Erdoğan’ın tam da Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katliamının 5’inci yılında düzenlenecek büyük yürüyüşün öncesine denk getirilmesinin büyük bir ‘provokasyon’ olduğu vurgulanmıştı.

Açıklamada, Fransız yargısının katliamda MİT’in parmağı olduğuna dair bilgileri ortaya çıkardığı hatırlatılırken, “Emmanuel Macron ve Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi, hem kurbanların aileleri hem de ölümcül bir savaşa maruz bırakılan Kürtlere yeni bir hakarettir” denmişti. Açıklamada, “PCF, Diktatör Erdoğan’ın ziyaretini mahkum eder” sözlerine de yer verilmişti.