Cenevre’de 25 yıllık İmralı direnişi ve işkence sistemi tartışılıyor

Cenevre’de “Dünyada ve Türkiye’de siyasi tutsaklar” başlıklı bir konferans düzenleniyor. Alanında uzman isimlerin katıldığı konferansta, 25 yıllık İmralı direnişi ve işkence sistemi ele alınıp tartışılıyor.

10 Ekim’de küresel çapta startı verilen “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm” hamlesi kapsamında İsviçre’nin Cenevre kentinde “Dünyada ve Türkiye’de siyasi tutsaklar” başlığı adı altında bir konferans düzenleniyor. Cenevre Üniversitesi Uni Mail yerleşkesi içerisinde gerçekleşen konferansa alanında uzman isimler konuşmacı olarak katılıyor. Üç oturumda farklı başlıklar altında düzenlenecek panellerle gerçekleşecek olan konferansın açılış konuşmasını Cenevre Üniversitesi Kürt Öğrenci Derneği (ADEK) üyelerinden Helin Sağlam yaptı.

Helin Sağlam, konferansın günümüzün önemli sorunlardan birisi olan siyasi tutsakların durumunu ele almak için gerçekleştiğini ifade ederek konuşmasına başladı. Bu konferansın hukuka, adalete vesile olmasını dileyen Helin Sağlam,  Türkiye’deki siyasi tutsakların karşı karşıya kaldığı zorlukları anlattı.

Açılış konuşmasının ardından konferansın ilk oturumunda “Cezaevleri neden inşa edildi ve siyasi mahkumlar için ne anlam ifade ediyor”, “Muhalifler için cezaevleri inşa etmek” ve “Dünyadaki siyasi tutsaklar” başlığı adı altında bir panel düzenlendi. İsviçreli İnsan hakları savunucusu Elisabeth Decrey Warner moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, İmralı cezaevini farklı tarihlerde üç kez ziyaret eden Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) eski üyelerinden Adli Tıp Uzmanı ve Hukukçu Jean-Pierre Restellini ve Brüksel Barosu Avukatlarından Jan Fermon sunumlar yaptı.

DECREY WARNER: ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN HERKES BİR ŞEY YAPABİLİR

İlk olarak söz alan İsviçreli İnsan hakları savunucusu Elisabeth Decrey Warner, “Genellikle Mandela’nın yaşadıkları konuşuluyor. Abdullah Öcalan’dan konuşulduğunu çok az duyuyoruz. Bu bir gerçek”dedi.

Türkiye’deki totaliter ve zayıf olan rejimin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı hedefine aldığını söyleyen  Elisabeth Decrey Warner, Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar ve özgürlüğü için herkesin yapabileceği bir şey olduğunu belirtti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın içinden bulunduğu koşullardan kaynaklı sadece Türkiye hükümetine baskı yapılmaması gerektiğini kaydeden Elisabeth Decrey Warner, “Türkiye ekonomik anlamda ihtiyaç duyan ve onla ilişkisini sürdüren Avrupa hükümetlerine de baskı yapılmalı” diye konuştu. 

CPT ÜYESİ RESTELLİNİ: SİYASİ TUTSAKLARIN YÜZDE 80’Nİ ŞİDDET MAĞDURU

 Türkiye’de cezaevlerine yaptığı ziyaretleri hatırlatarak konuşmasına başlayan CPT eski üyesi Adli Tıp Uzmanı ve Hukukçu Jean-Pierre Restellini, cezaevlerinin neden inşa edildiğini ve siyasi mahkumlar için ne anlam ifade ettiği üzerinde durdu. Türkiye cezaevlerinde yaşanan açlık grevleri ve ölüm oruçları dönemine tanıklık ettiğini söyleyen Restellini, o dönemki hükümetin tutsaklara karşı tavrının çok ağır olduğunu vurguladı. Dünya genelinde siyasi tutsakları yüzde 80’ninden fazlasının resmi otoritenin şiddetine maruz kaldığını ifade eden Restelli’ni, Türkiye cezaevlerinde bunun böyle olduğunu kaydetti. Restelli’ni siyasi tutsakların cezaevlerinde genel anlamda bir ayrımcılığa uğradığının altını çizdi.

JAN FERMON: KÜRT SİYASİ TUTSAKLAR SAVAŞ ESİRİDİR

Brüksel Barosu Avukatlarından Jan Fermon bir sunum yaptı. Cezaevlerinin kurulmasının temel amacının var olan yasaları korumak amaçlı olduğunu söyleyen Fermon, dünyadaki siyasi tutsakların durumuna dikkat çeken bir konuşma yaptı. Dünyanın farklı yerlerinde farklı düşünen büyük bir kesimin cezaevlerinden geçtiğini ifade eden Av. Jan Fermon, bunların büyük bir çoğunluğunu devlet şiddetinin kurbanı olduğunu sözlerine ekledi.

Ortak bir siyasi tutsak kavramının tanımı olmadığını söyleyen Farmon, “Genel tanımıyla siyasi tutsaklar, var olan otoriteye karşı farklı düşünen ve onlara karşı mücadele edenler olarak tanımlanır” dedi.

Siyasi tutsakların ağır koşullara rağmen cezaevlerinde örgütlenmeye devam ettiğini belirten Jan Fermon, “Bunun en güzel örneğini Türkiye cezaevlerinde görüyoruz. F Tipi cezaevlerinin ağır koşullarına rağmen siyasi tutsaklar örgütlenebiliyor” dedi.

Kürt siyasi tutsakların durumuna özel olarak dikkat çeken Av. Fermon, Türkiye’nin bu insanları terör yasaları kapsamında yargılasa da aslında bu tutsakların büyük bir çoğunluğunun savaş esiri olduğunu söyledi.

Konferans yapılan konuşmalarla devam ediyor.