Baskılar işe yaramadı, Cenevre’de Soykırım Anıtı açıldı

Türkiye’nin diplomatik baskılarına rağmen Cenevre’de Ermeni Soykırımı Anıtı’nın açılışı gerçekleştirildi.

Soykırım Anıtı’nın açılışında konuşan Cenevre Belediye Başkanı Remy Pagani, “O gün soykırıma uğrayan Ermenilerdi, bugün ise Kürtler aynı tehlike ile karşı karşıya” dedi.

Uzun yıllardır Ermeni Soykırımı Kurbanları ansına Cenevre’de yapılmak istenen ama her defasında Türk diasporası ve Türkiye’nin diplomatik baskılarına takılan anıtın açılışı gerçekleştirildi. Geçtiğimiz günlerde Cenevre Kanton Mahkemesi’nin son noktayı koymasının ardından harekete geçen Cenevre Şehir Belediyesi ve Ermeni Diasporası, Cenevre’de bulunan Trembley Park içerisinde, Parisli Ermeni Melik Ohanyan’ın Ermeni Soykırımı Kurbanları anısına hazırladığı “Hafızanın Sokak Fenerleri” adlı anıt projesinin açılışını gerçekleştirdi.

Park içerisinde düzenlenen bir törenle gerçekleştirilen açılışa, Cenevre Belediye Başkanı Remy Pagani, Cenevre Şehir Belediyesi İdare Konseyi Üyesi Sami Kanaan, dünyaca ünlü Fransalı Ermeni Şansonye Charles Aznavour, Ermenistan Bern Büyükelçisi’nin yanı sıra çok sayıda İsviçreli ve Ermenistanlı siyasetçi, sanatçı ve akademisyen katıldı. Öte yandan açılışa yüzlerce Ermeni’nin yanı sıra Cenevre’de yaşayan Kürdistanlılar ve diğer halklardan da insanlar katılım gösterdi.

PAGANİ: SADECE ERMENİLERE DEĞİL İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇ İŞLENDİ

Anıtın açılış töreninde söz alan Cenevre Belediye Başkanı Remy Pagani, Ermeni Soykırımı’nın tarihçesini hatırlatarak konuşmasına başladı. Soykırım kurbanlarını anan Pagani, “Ermeni halkına karşı işlenmiş bu insanlık suçunun unutturulmaması çok önemli. Savaş ve insanlık suçu sadece bir topluma değil bütün halklara karşı işlenmiş bir suçtur.  Cenevre insan haklarının, özgürlüğün ve demokrasinin sembolüdür. Bugün ne kadar Ermeni halkı için önemli bir gün ise Cenevre içinde çok önemli bir gün. Cenevre, bir kez yine üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, tarihe not düşüyor” dedi.

‘O GÜN ERMENİLERDİ BUGÜN KÜRTLER AYNI TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYA’

Konuşmasında Türkiye’de yaşanan aktüel duruma da dikkat çeken Pagani, “O gün Ermeniler hedefe koyulurken, bugün ise Kürtler aynı tehlike ile karşı karşıya” dedi.

Pagani, “Cenevre duruşuyla her zaman halkların sesi, yüreği olmaya devam edecek” diyerek konuşmasını tamamladı.

KANAAN: SESSİZ KALAMAYIZ!

Pagani’nin ardından söz alan Cenevre Şehir Belediyesi İdare Konseyi Üyesi Sami Kanaan ise “Bir halk soykırıma tabi tutuluyor yok ediliyor, bu yetmiyor bu yaşananlara karşı sessiz kalmamızı isteyerek aynı halkı bir daha yok saymamızı istiyorlar. Bu, kabul edilemez. Yaşananlar bir soykırımdı. Ne buna karşı susmayı nede bu suçu görmezlikten gelmeyi asla tercih etmeyeceğiz” dedi.

‘YAŞANANLAR UNUTTURULMAYACAK’

Daha sonra söz alan Ermeni siyasetçiler ise Türkiye’nin baskılara karşı anıtın açılması için kendilerine destek veren Cenevre şehir yönetimi ve diğer haklara teşekkür ederek konuşmalarına başladı. Soykırımın tarihçesini hatırlatıldığı konuşmalarda, o gün yaşananların unutturulmaması için anıtın büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çekildi.

 

Yapılan konuşmaların ardından Ermeni Soykırımı Kurbanları anısına Parisli Ermeni Sanatçı Melik Ohanyan’ın projesi olan “Hafızanın Sokak Fenerleri” adlı anıt projesi kapsamında Trembley Park içerisinde 9 sokak lambasının açılışı gerçekleştirildi. Proje gereği, lambaların tüm fonksiyonları devre dışı bırakılarak, normalden daha uzun hale getiriliyor. Esere bakan kişi her lambanın üzerine Fransızca ve Ermenice yazılanları an alttan okumaya başlıyor. Eserin etrafına saçılmış bölüm ve parçaları okuyarak yukarıya doğru ilerlenmesi gerekiyor. Bazı sokak lambalarının bir, bazılarının iki ve üç gövdesi bulunuyor.

 

TÜRKİYE’NİN TEPKİLERİ İŞE YARAMADI!

Anıtın yapılmasına yönelik 2008 yılında Cenevre Şehir Konseyi’nden onay çıkıp ardından 2011 yılında projesi tamamlanan anıtın yapımı bugüne kadar Türkiye’nin diplomatik baskılarına nedeniyle ertelenmişti. İsviçre, Türkiye arasında büyük bir krize neden olan anıt, ilk önce BM Cenevre Ofisi yakınındaki bir parkta yapımına izin verilse de Türkiye’nin baskıları sonucu kabul görmemişti. Konuyu, her defasında farklı gerekçelerle mahkemeye taşıyan Türk diasporası, bugüne kadar anıtın yapılmasında büyük engel teşkil etmişti.