CDK-S'den provokasyona tepki

CDK-S, AKP-MHP'li faşistlerin provokasyonuna dikkat çekerek, "Türk faşist gerici rejimi, Avrupa’da da Kürtlerin yaşam hakkına ve alanına imkan tanımamaya çalışıyor" dedi.

İsviçre Demokratik Kürt Toplumu (CDK-S), Basel kentindeki ırkçı provokasyon üzerine yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada,  "Biz İsviçre’de sürgünde yaşayan Kürtler, İsviçre basınının tarafsızlığını, basın ilke ve ahlakına bağlı olmasını her zaman takdir etmişizdir. Dün Basel şehrinde yaşanan olaylara ilişkin Kürtler adına açıklama yapma gereği duyuyoruz. Normal şartlarda sıradan bir kavga olarak görülecek bu mesele Kürt-Türk kavgası olarak lanse edilmesini ve kamuoyuna duyurulmasını tekzip ediyoruz” denildi.

'TÜRK DEVLETİ FAŞİZMİ İSVİÇRE'YE TAŞIYOR'

Açıklamada, gerillaya yönelik Türk devletinin kimyasal gaz kullandığı, buna karşı toplumda bir duyarlılık geliştiği belirtilirken, şunlar ifade edildi:  

“Bu savaşta Kürtler soykırım tehdidi altındadır. Her gün onlarca Kürt genci yargısız infaz ediliyor, işkence görüyor. Kürtlerin demokratik siyaset hakkı gasp ediliyor ve Kürtlere yaşam alanı tanınmıyor.

Özellikle son bir yılda Kürdistan Özgürlük Gerillasına ve sivil Kürtlere dönük yapılan saldırılarda, (ki saldırıların başlama tarihi de 23 Nisan ve Ermeni Soykırımının başladığı 24 Nisan olması tesadüfi değil) her türlü teknolojik silah kullanımı yetmediği gibi Türk ordusu insanlık suçu işleyerek kimyasal gazlar kullanıyor.

Kürtlerin dişi ve tırnağıyla yarattığı tüm kazanımlar yok edilmek, dört parçaya bölünmüş anavatanları 'Yeni Osmanlıcılık' hayalleri kuran Erdoğan’ın faşist rejimi tarafından işgal edilmek isteniyor.

Bu saldırılar ve faşizan yaklaşımlar Avrupa’nın en demokratik ülkesinde, İsviçre’de de devam ettiriliyor. Basel şehrinde 'Türkçülük Günü' adıyla faşist rejimin propagandası yapılıp işgal ve imha saldırıları meşru kılınıyor. İşgal ve kimyasal silah kullanımına karşı tüm Kürtler infial ve öfke içindeler. Bu nedenle bazı Kürt gençleri de bu öfke seline kapılıp duygularına egemen olamamıştır. Dün yaşanan olayda bir grup Kürt gencinin, faşist rejimin propaganda ve reklam standına dönüştürdüğü, sosyal medya platformlarında Kürtlere gözdağı verdiği bu etkinlik, Kürt gençleri tarafından demokratik bir şekilde protesto edilmiştir. Paylaşılan görüntülerde izlediğimiz kadarıyla Türk tarafından gelen ilk saldırılar karşısında gençler kendini korumaya çalışıyor ve kavga alevleniyor. İçeride Kürt halkının her türlü yaşam hakkına saldıran Türk faşist gerici rejimi, Avrupa’da da Kürtlerin yaşam hakkına ve alanına imkan tanımamaya çalışıyor. Kürtlerin 'kriminal' olarak tanınması için tüm gücüyle çalışıyor. Hatta 'Türkçülük Günü' adı altında faşizmin propagandasının yapıldığı bu etkinlik 'çocuk şenliği' olarak lanse edilip mağduriyet yaratılmaya çalışılıyor. Oysa mağdur olan ülkesi işgal altında olan Kürtlerdir.

Mağdur olan, insan olmaktan kaynaklı hakları yok sayılan Kürt halkıdır. Mağdur olan, kimyasal silahlarla gençleri katledilen Kürtlerdir. Bu nedenle dün yaşanan olaylarda İsviçre’deki Kürt Toplum Merkezlerinin herhangi bir ilgisi yoktur. Aksine biz Kürtler, İsviçre’nin güvenliğini ve kamu düzenini herkesten daha çok önemsemekteyiz.

Dünden beri basında çıkan haberlerin yeniden gözden geçirilip; tarafsızlık ilkesine göre doğru bir şekilde kamuoyuna aktarılması gerektiğine inanıyoruz. Bu talebimizin ivedilikle göz önüne alınmasını talep ediyoruz."