İmam Şiş: Tecrit tamamen kırılmadan direnişime son vermeyeceğim

Tecridin sona ermesi amacıyla 142 gündür açlık grevinde olan İmam Şiş, tecrit tamamen kırılmadığı sürece direnişine son vermeyeceğini açıkladı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla Galler’in Newport kentinde 141 gündür açlık grevi direnişini sürdüren İmam Şiş, dün Kürt halk Önderi Öcalan ile yapılan avukat görüşmesini çok büyük bir adım ve başarı olarak gördüğünü ancak tecride son verildiği tümden deklare edilmediği sürece ve yasal güvenceye alınmadığı müddetçe açlık grevi direnişine devam edeceğini açıkladı.

Açlık grevi direnişi 142. gününe giren İmam Şiş’in açıklaması şöyle:

"7 Kasım’dan bu yana Leyla Güven yoldaşın öncülüğünde başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri eylemleri bugün itibariyle büyük bir başarı elde etmiş, Önderlik 8 yıl aradan sonra ilk kez 2 Mayıs günü avukatları ile görüşmüştür. Edinilen bilgilere göre Önder Apo'ya yönelik uygulanan hukuksuz tecridin tam olarak kırılmadığı anlaşılmış olsa da, Türk devletinin faşizan İmralı politikaları derinden bir kırılmaya uğramış ve faşizm bu direnişle birlikte büyük bir darbe alarak bir kez daha kökünden sarsılmıştır.

Tüm bunlara rağmen; zindanlarda ölüm orucu eylemi yapan yoldaşlar başta olmak üzere, direnişçi tüm arkadaşlarıma bağlılığın gereği olarak; zindanlardan yapılan açıklamaları olduğu gibi haklı buluyor, kabul ediyor ve tecride tümden son verildiği deklare edilmediği ve yasal güvenceye alınmadığı sürece ben de eylemime kararlılıkla devam edeceğimi belirtmek istiyorum.

SIRA ÖNDER APO’YU ÖZGÜRLEŞTİRMEDE

Açlık grevi direnişlerinin bu başarıya ulaşmasında gerçekleştirdikleri tarihi fedai eylemler ile sürece müdahale eden şehit Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Mahsum Pamay, Yonca Akıncı, Siraç Yüksel, Zehra Sağlam ve Medya Çınar arkadaşları sevgi, özlem ve minnetle anıyor, onların şahsında tüm kahraman şehitlerimize mücadeleyi başarıya ulaştıracağımızın sözünü veriyoruz.

Ayrıca bu direnişi başlatan sevgili Leyla Güven başta olmak üzere, tüm zindan direnişçilerini, diğer alanlarda bulunan tüm direnişçi yoldaşları ve bu eylem süresince her türlü saldırıya karşı canla başla direnen analarımızı, tüm halkımız ve dostlarımızı saygıyla selamlıyor, onlarla birlikte aynı direnişte yer almaktan onur duyduğumu belirtmek istiyorum.

Bu eylem boyunca kölece alışkanlıklarının esiri olan çevrelerin sessiz kaldıkları yetmiyormuş gibi; özgürlük gibi en kutsal bir amaç için eyleme geçenleri sorgulatan tavırlarını da kınıyor ve onları da bir an önce özgürlük mücadelesinden yana doğru tutum takınmaya davet ediyorum. Hiç kimse ve hiçbir şey için geç kalınmış değildir. Şimdi sıra Önderliği ve Kürdistan'ı tamamen özgürleştirip, yerel seçimler ile birlikte zaten çatırdayan AKP-MHP faşizmini tümden yıkmanın zamanıdır.

MÜCADELEYİ DAHA DA BÜYÜTME ZAMANI

Biz Kürt halkı açısından Önder Apo'nun İmralı zindanında tutulduğu her saniye, Önderliğin Kürdistan şehirlerinde ve köylerinde özgürce halkının arasında olmadığı her dakika, O'nun sesini duymadan geçip giden her bir gün başlı başına bir tecrittir ve İmralı zindanı parçalanıp Önderliğin fiziki özgürlüğü sağlanmadan da yerinde durmak, oturmak, izlemek, kapitalist modernitenin çarkına su taşımak herkes için en büyük ayıp olarak anlaşılmalıdır.

Özgürlüğü uğruna on binlerce kahraman evladını şehit veren biz Kürt halkına statüsüzlüğü, kimliksizliği ve kölece bir yaşamı dayatan bu kapitalist modernitenin cilalı yaşam kalıplarını ve bireyci, aileci, mülkiyetçi sahte özgürlük anlayışını artık ret etmeli ve kendi demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü sistemimizi inşa ederek onurlu bir barışı; Kürt halkının iradesini ve özgürlük taleplerini görmezden gelen tüm kesimlerin gözüne sokarak onlara en iyi cevabı vermeliyiz. Bunları gerçekleştirmenin yegane yolu ise Önder Apo'nun özgürlüğünü sağlamayı tüm mücadelemizin odak noktası ve önceliği haline getirmektir.

Son olarak: Denizlerin idam edildiği 6 Mayıs 1972 günü söyledikleri son sözleri olan ‘Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi’ şiarına bağlılığın gereği olarak; 6 Mayıs 2019 tarihi de Önder Apo'nun liderliğinde Kürt ve Türk halklarının demokratik özgür birlikteliklerinin ve geleceklerinin teyit edildiği günün adı olmuştur. Bu anlamda dünyanın neresinde olursa olsunlar herkesi mücadeleyi yükseltmeye ve tecridi tümden ortadan kaldırmak için, demokratik ve özgür bir Ortadoğu, eşit ve adil bir dünya için insanlık görevlerine sahip çıkmaya çağırıyorum."