Güvercin canlı takısıdır Mardin'in

7 yaşından bu yana güvercin besleyen 76 yaşındaki Abdurrahman Duran, Mardin'in evleri ve takıları kadar "gökyüzünün çocukları" dediği güvercinleriyle de bilinmesini istiyor.

Mardin semalarının çocuklarıdır ‘taklacı’ güvercinler.  Güneşin batımına yakın, Mardin evlerinin damlarında salınmaya; önce yemlenir, sonra da yükselip takla atmaya başlarlar. Uzun uzun seyredilir uçuşları, takla atışları. Mardin’de taş evlerin hemen yarısından fazlasında mutlaka güvercin kümesi bulunur. Babasının da güvercinleri olduğu için 7 yaşından beri güvercin besleyen Abdurrahman Duran (76), Mardin’de güvercin beslemenin ayrı bir yeri olduğunu anlatıyor.

MARDİN'E HAS TAKLACI GÜVERCİN

Güvercinin Mardin’e çok yakıştığından emin olan Duran, besleyenlerin sayısındaki dramatik düşüşten şikayetçi. Güvercin beslemenin asalet göstergesi olduğu dönemleri bildiğini kaydeden Duran, kendisi için bir nevi terapi de olduğunu söyledi.

Günde en az beş saat güvercinlerine antrenman yaptırdığını ifade eden Duran, şunları anlattı: “Eski çarşıda bu yerde besliyorum. Mardin’e has ‘taklacı güvercin’ modeli var. Urfa’nın da ‘postacı güvercini’ meşhurdur. Onları her gün banyo yaptırıp yemek veriyorum, uçurup takla atmalarını seyrettikten sonra ben de ne dert kalıyor ne de hastalık. Çok fazla zaman da ayırmak gerekiyor. Ayrıca ilaç, buğday, bakım için hep para lazım."

TAMAMINI İSMİYLE ÇAĞIRIYOR

Güvercinlerinin tamamını ismiyle çağıran Duran, hepsinin huyunu çok iyi biliyor. Gökyüzünde kendi güvercinleri başkalarınınkinin arasına da karışsa hemen tanıyan Duran, çocuklarından ayrı tutmuyor onları. Güvercinlerin en büyük düşmanın atmacalar olduğunu anımsatan Duran, onlara bir çözüm bulamamaktan şikayetçi. Duran, “Güvercinlere atmaca saldırınca ölmeyenler de korkudan kaçıp bir daha gelmiyor. Bu bizi çok zorluyor. Onları öldürmek istemiyoruz ama bir çözüm de bulamıyoruz" dedi.

ZORLU EĞİTİMDEN GEÇİYORLAR

Güvercinin yavruyken eğitildiğini belirten Duran'ın verdiği bilgiye göre; en kolay yöntem budur. Tek yer olarak yem yediği yeri bilir ve oraya gelip giderek alışır. İlk yem yediği kümesi unutmaz ve çok uzaklaşmamışsa geri döner. Yavruyken kanatları ayda bir kez birbirine bağlanır. Kanatları bağlı kalır ki damda bölgeyi seyredip tanısın. Yem ve banyo suyu verilir. Sonra alışınca kanatları bırakılır. İlk önce uçamaz, çevreyi yürüyüp öğrenir, sonra da yavaş yavaş uçmaya başlar. Hava açık olmalı, yoksa yönlerini bulamazlar. Taklacı güvercinler üst üste takla atınca bazen yönlerini şaşırıp başka yöne doğru uçabilirler. Bu sefer onları bulmak çok zor oluyor. Onları sürekli kollayıp gözlemek gerekiyor.

TAŞ EVLER BİLE GÜVERCİN HATIRINA

"İlla yemek ve takı olması mı gerekiyor kültürel değer olması için” diye sitem eden Duran, Mardin'in taş evlerinin bile güvercin uçuşu için yapıldığını savundu. "Bize özgü bir değerdir bu. Bu damlarda eskiden yüzlerce güvercin kalkardı bir seferde" diyen Duran, şunları paylaştı: "Toparlı, taklacı, tepeli, tepesiz, paçalı, paçasız, bakıcı, siyah beyaz, gri, kahverengi ve benekli gibi türleri var. Mardin taş evleri, yemekleri, takıları ve güverciniyle tanıtılmalı. Bu kültür de bizimle birlikte yok olmasın. Mardin’e güvercin çok yakışıyor. Güvercin beslemek de tutkudur.”