Amedli esnaflar: Barış ortamının olmaması ekonomik krizi doğuruyor

Amed'de yıllardır haftanın 6 günü semt pazarlarında tezgah açan esnaflar halkın alım gücünün düştüğünü ifade ederek, "Huzur, refah ve barış ortamının olmaması ekonomik krizi, kriz de vatandaşın alım gücünün düşmesini doğuruyor" dedi.

AKP-MHP rejiminin savaş çığırtkanlığından dolayı savunma sanayine ayrılan bütçe, ekonomik krizin giderek derinleşmesine yol açarken Kürdistan ve Türkiye halkları ise bu krizin faturasını ödemeye mahkum edildi.

Özellikle son yıllarda enflasyonun yükselmesi emekçileri yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorluyor. Her ne kadar iktidarın kalemşörleri ve yürütücüleri ekonominin düzeldiğini öne sürseler de esnafın gündelik yaşama dair görüşleri bu ifadelerin tam tersini yansıtıyor.

Amed'de haftanın 6 günü pazarda işporta tezgahı açan esnaflar, tüketicinin alım gücünün nasıl düştüğü ve iş yapamaz hale geldiklerini ANF'ye anlattı.

'KİMSE SOKAĞA ÇIKAMIYOR'

Yıllardır Amed'deki alışveriş pazarlarında esnaflık yaptığını söyleyen Ramazan Atalay, halkın yoksulluktan dolayı alışveriş yapamadığını belirtti. Atalay, pazarlardaki ürünlerin pahalı olmasının tüketicinin alım gücünü düşürdüğü ifade ederek, şunları kaydetti: "Domatesin kilosu 7-8 lira olunca insanlar eskisi gibi alışveriş yapamaz hale geliyor. İşsizlikten kaynaklı kimse sokağa bile çıkamıyor. Pazara gelenlerin yüzde 70'inin alım gücünün olmadığını görüyoruz. Pazarı gezip eli boş eve dönüyorlar. Alışveriş yapan da eskisi gibi kilolarca alamıyor. Koca pazarı gezdikten sonra bir maydanoz veya yarım kilo havuç alıp evlerine dönüyorlar."

'BİNLERCE AİLE AY BAŞINI GETİREMİYOR'

İşlerin durgun olduğunu ve hem tüketicinin hem de esnafın kan ağladığını vurgulayan Mehmet Emin Uçar ise, pazarın atmosferini şöyle aktardı: "Özellikle kış aylarında fiyatlar daha çok yükseliyor. Vatandaşın aldığı maaş ile alışveriş yaparken ödedikleri para miktarı birbirini tutmuyor. Ay başını getiremeyen binlerce aile var. O yüzden şu an her şey durmuş noktada. Herkes kendi penceresinden ekonomiyi değerlendirdiği için kimine göre kriz var kimine göre ise kriz yok. Bugün benim alım gücüm düşmüş ise ekonominin durumu iyi değildir. Ama bakarsın maaşı 20 bin lira olan bir milletvekili için ekonomik kriz yoktur ve alım gücü iyidir. Asgari ücret ile çalışan biri için ekonominin iyi olduğunu söylemek mantıklı değildir. Ekonominin yansımalarını biz de gelen vatandaşın önceki yıllara göre alım gücüne bakarak anlıyoruz. Daha önce birkaç kilo ürün alan vatandaş şimdi yarım kiloya düştü. Her konuda insanlar kendilerini kısıtlıyorlar."

Mustafa Zana adlı esnaf, pazardaki alım gücünün gittikçe düşmesini ülkedeki huzur ve refah ortamının olmamasından kaynaklı yaşanan ekonomik krize bağlayarak, şunları dile getirdi: "Alım gücünün olmaması ekonomik krizden, ekonomik krizin olması da huzur ve barış ortamının olmamasından kaynaklanıyor. Bir ülkede huzur, barış ve güven yok ise ekonomi de yok demektir. Devlet ve iktidar kendi saltanatını yaşadığı sokaktaki insanların durumu onları çok da ilgilendirmiyor. Ama halk bir gün bunların hesabını onlara soracak. Ekonominin düzelmesini istiyorlar ise refah düzeyini yükseltmeleri ve barışı sağlamaları gerekiyor. Yaşanan intihar olayları kendiliğinden mi yaşanıyor? Evine ekmek götüremeyen biri yeryüzünde yaşamak istemiyor..."

KİMSE 'KRİZ YOK' DEMESİN

Önceki yıllara rağmen alışveriş kültürünün giderek düzey kaybettiğini söyleyen Osman Bal ise, "Artık alışveriş durma noktasına gelmiş. Daha önce haftanın 6 günü tezgah açan pazarcı esnaf, artık haftada 2 gün açıyor. Çünkü işsizlik gittikçe genişliyor. Hükümet yetkilileri ekonomi durumun iyi olduğunu söylüyorlar. Durum hiç de iyi değil. Ekonomik kriz var. Kimse 'yok' demesin. Kriz Türkiye'de olduğu kadar hiçbir yerde yoktur. Zamlar yapıldıkça piyasada hareketlenme olmuyor. Ben alamayınca başkasına da satamam. Dolayısıyla ortada olan sıkıntı herkese yansımış olacak" şeklinde konuştu.