Kobanê yeni bir ruhun öncüsü oldu

Reqa Yasama Meclisi Eşbaşkanı Xalid Bekir, Kobanê’nin, öncülüğünü yaptığı yeni bir direniş ruhu yarattığını belirterek halkların kurtuluşu, umudu ve geleceği projesine ev sahipliği yaptığını söyledi.

Tüm egemen güçlerin, demokratik ulus projesine karşı olduğunu, saldırıların hala devam etmesinin bundan kaynaklandığını kaydeden Reqa Yasama Meclisi Eşbaşkanı Xalid Bekir, “Erdoğan’ın bölgeye yönelik tehditleri devam ediyor. İstikrarı bozmak ve bölgeyi boşaltmak için her tür çabayı gösteriyorlar” dedi. 

Reqa Yasama Meclisi Eşbaşkanı Xalid Bekir, Kobanê’nin kurtuluşunun yıl dönümü vesilesiyle ANF’nin sorularını yanıtladı. 

DAİŞ’in Kobanê’ye saldırma amacı neydi, neden özellikle Kobanê?

Öncelikle amaç, Kürt halkının iradesini kırmak ve gerçekliğini ortadan kaldırmaktı. Çünkü Rojava’da ilk kez Kürt halkının iradesi öne çıkmıştı. DAİŞ, bunu tek başına yapmadı. Asıl DAİŞ’in oluşumunda yer alan ve destekçileri, Kobanê’ye saldılar. Kobanê büyük bir direniş gösterdi. 

Dönemin tanıklarından biri olarak, oradaki direnişi anlatabilir misiniz?

Kobanê, tarihe bir direniş ruhu bıraktı. DAİŞ gibi, Musul dahil gittiği her yerde hiçbir direnişle karşılaşmayan bir terör gücü, Kobanê’de büyük bir direnişle karşılaştı. Türk devleti de Kobanê’nin düşmesi için büyük çaba gösterdi. Türk devleti baştan itibaren DAİŞ’e olan desteğini esirgemedi. Kobanê’de verilen direniş tüm dünyaya yayıldı. Özellikle Rêber Apo’nun çağrısından sonra dört parça Kürdistan ve Avrupa’dan akın akın gençler direnişte yer almak için Kobanê’ye geldi. Yüzlerce genç bu direnişte yer aldı, savaştı ve şehit düştü. Kobanê sokaklarında direnişin ve umudun görüntüleri ön plandaydı. Gençlerin grupları Kobanê’nin her tarafında büyük bir direniş ve ulusal tablo sergiliyordu. Yine yüzlerce enternasyonalist Kobanê direnişine katılmak için geldi. Bu, Kobanê’deki direniş ruhunun ve özgürlük umudunun gerçeğini ortaya koyuyordu. Her yerden özgürlük ve özgür irade sevdalıları yönünü Kobanê'ye çeviriyordu. Kobanê bu ruhla özgürleştirildi.

DAİŞ’in Kobanê’de yenilmesi, bölgedeki yenilgisinin ilk adımı oldu. Bu nedenle Türk devleti bugüne kadar da hala saldırılarını durdurmuş değil. Türk devleti, özellikle demokratik ulus projesinin gerçekleşmemesi için her türlü çabayı gösteriyor. Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan tüm halkların eşit bir şekilde özerk yönetim çatısı altında toplanmasına tahammülü yok. Bundan dolayıdır ki, tarihte birbiriyle sürekli olarak çelişkileri olan ve düşman olan güçler, söz konusu Kürtler olunca birleşiyor. Kobanê’de de bu güçler arasındaki anlaşmalar bir kez daha kendini tekrarlıyordu. Bugün hala bu güçler arasındaki bu Kürt karşıtlığında birleşme devam ediyor. Ortadoğu’da halkların parçalanmasında büyük rol oynayan bu güçler, Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî işgalinde büyük rol oynadı.

Demokratik ulus projesinin ilk pratikleştiği yer Kobanê’dir, diyebilir miyiz?

Tüm egemen güçler bu projeye karşı, çünkü demokratik ulus projesi, aynı zamanda egemen olan bu güçlerin gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasını sağladı. Saldırıların hala devam etmesinin tek nedeni budur. Erdoğan’ın bölgeye yönelik tehditleri devam ediyor. Her zaman bu alanda istikrarsızlık yaratmak istiyor. İstikrarı bozmak ve bölgeyi boşaltmak için her tür çabayı gösteriyorlar. Halkların kurtuluşu, umudu ve geleceği bu projedir. 

O direnişte sizi en çok etkileyen bir anı bizimle paylaşabilir misiniz?

Kobanê savaşında bizi en çok etkileyen olaylardan biri; halk göç ederken savaşçıların yaşadıkları üzüntüydü. Keşke biz şehit düşseydik de bu göç görüntülerini görmeseydik, diyorlardı. Zaten tüm o savaşçılar sonuna kadar direnip şehit düştü. Kobanê sokaklarına girdiğimizde her şey direnişi anlatıyordu. Direniş ruhu her yerdeydi. Zaten bu ruhla Kobanê direndi ve DAİŞ kaybetti. 

Kobanê direnişinin diğer bir sembolü de YPJ savaşçılarıydı. Dünyada ilk kez kadınlar bir savaşta ve devrimde öncülük ediyordu. Kobanê’de kadınlar sadece savaşta yer almıyordu; savaşın komutanlığını yapıyor ve yön veriyorlardı. Zaten dünyada bu kadar ses getirmesinin bir nedeni de buydu.