Yönünü dağların hakikatine dönen bir kadın: Zîn Farqîn

Öncü bir devrimci olan Zîn Farqîn ateşgahlarda arındırdığı o koca yüreği ile bir bahar güneşi gibi açmıştı Kürdistan topraklarında. Halkına nefes olmak için son nefesine kadar savaşmış ve son ana kadarda işgalcilere karşı bir fırtına gibi esmişti.

ŞEHİT ZÎN FARQÎN

Dağlara yürümek yakılan hakikat ateşinden pay almak, yüreğini bu ateşte arındırmaktır. Her toplum kendi hakikatini arar ve kendi hakikatini yaratır. Kürtler uzun yıllar boyunca kendi hakikatinden uzaklaştırılarak karanlığa mahkum edilmişti. Önder APO’yla bu hakikat tekrar aydınlanmış binlerce hakikat savaşçısı kendi ve halkının hakikatini aydınlığa çıkarmak için yüzünü dağlara dönmüş, yüreğini PKK ateşgahlarında yeniden yaratarak hakikatin en yaman takipçisi ve fedaileri olmuştur. Bir kadın olarak hakikat savaşçısı olmak ise kendini bu ateşgahta yakmak ve kendini küllerinden yeniden yaratmaktır. Zîn de hakikat savaşçısı olmak için yüzünü dağlara hakikatin ışığı ve yol göstericisi olan Önder APO’ya döner.

Zîn Farqîn diğer adıyla Ferihe Başkaleme de kendi hikayesini halkıyla birlikte yeniden yazmak için dağlara yüreyenlerdendir. Zîn, 1988’de Amed’in Farqîn ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya gelir. Farqîn hem tarihsel geçmişi, hem de yurtseverliği ve değerlerine bağlılığıyla bilinen bir ilçedir. Yurtseverliğinden dolayı çok bedel vermiş ama asla boyun eğmemiştir işgalcilere karşı. Bundan dolayı işgalciler her türlü saldırılar gerçekleştirerek, burada teslim alamadığı halkı büyük şehirlere sürgün ederek, toprağından kopararak köksüzleştirip teslim almaya çalışmıştır. Kürdistan’da uygulanan göçerme politikalarından Zîn’nin ailesi de payını almış ve Zîn çocukluğunu da hayallerini de köyde bırakarak yüzüne metropollere vermiştir. Daha çocuk yaşta geldiği bu büyük şehirde her gün köyüne toprağına daha çok hasret duyar. Burada daha çocuk yaşta emeğin nasıl sömürüldüğünü, kimliğinden dolayı nasıl zulme ve hakarete maruz kalındığını görür. Bu daha çocuk yaşta kendisinde büyük bir öfkeye dönüşür. Asimile etme ve köksüzleştirmelere karşı tepki olarak sistemin okullarında okumayı reddeder ve okulu bırakır. Ailesine yardım etmek için küçük yaşlarda çalışmaya başlar. Zîn; kadın, Kürt ve işçi olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlar, sömürünün her türlüsüyle burada karşılaşır ve bu yüreğinde büyük öfkeye neden olur. Sadece yüreğinde öfke büyütmenin hiçbir şeyi halletmeyeceğini bilir. Daha güzel bir yaşam için mücadele etmesi gerektiğini anlar. O bunları bir kader olarak kabul etmez. Böylece mücadelesini daha da büyütmek için ve halkına bir nefes olmak için 2015’de yüzünü dağlara döner.

DAĞLARA VARIŞ HAKİKATE İLK ADIMDIR

Güçlü ve iradeli bir duruşla, 2015 yılında geldiği dağlarda Beritan’ların mekanında tanışır gerilla yaşamıyla. Xakurkê’de ilk eğitimini alır ve böylece gerilla yaşamının bir parçası olur. Buradaki eğimini tamamladıktan sonra yönünü Gever eyaletine verir. İlk pratiğini, ilk savaş tecrübelerini ve en güçlü yoldaşlık duygularını da burada yaşar. Gever onun kendini yeniden yaratığı kutsal bir mekan olur.

Yeni olmasına rağmen yaşamda ve eylemlerde büyük bir rol oynar. Sanki yıllardır bu dağlardaymış ve hep savaşmış gibi katılır yaşama. Güçlü olan kişiliği buradaki zor koşullarda daha da güçlenir. O gittiği metropollerde, arkasında bıraktığı çocukluğuna ve hayallerine dağlarda yeniden kavuşmuştur. Bu dağlarda yeniden özgürlük hayalleri kurmaya başlar. Yürüdüğü bu yolda ondan çalınan güzelliklerle karşılaşır ve bu içinde işgalcilere karşı büyük bir nefret ve öfkeye dönüşür. Ondan sadece ülkesi değil bir kadın olarak yaşamı da hayalleri de, hakikati de çalınmıştır. Önder APO’nun yarattığı bu yaşamda hakikatine he rgün daha fazla yaklaşır kendini bir kadın olarak yeniden yaratmanın sancılarını yaşar. Kendini keşfettiği her an gerilla yaşamının mucizelerini de, güzelliklerini de keşfeder.

CESARET, İNANÇ VE İNTİKAM RUHU İLE İLK EYLEME GİDİŞ

Cesur YJA Star savaşçısı Zîn, yaşamdaki cesaretini eylemdeki duruşunada yansıtır. Her daim yaşama karşı meraklı ve daha güzelini yaratmanın arayışçısıdır ve cesurca yaşama katılır. Hep kendisinden de yaşama bir şeyler katmak isteyen, bunun için sürekli arayışı olan bir kadındır. Yaşama her daim sorumluluk duygusuyla katılır. Önder APO ve binlerce şehit kadın arkadaşların yarattığı bu yaşamda bir kadın olarak gücünü ve kendisini keşfeder. Büyük değerlerle yaratılan bu yaşama bir kadın savaşçı olarak layık olmaya çalışır Önder APO’yu okudukça kendini, tarihini daha iyi bilince çıkaran Zîn, kadın kurtuluş ideolojisinde kendini derinleştirmek için büyük çaba sahibi olur. Savaşarak güzelleşenlerin yolunda oda kendini savaşarak yeniden yaratır. Bu güzellik yoldaşlarıyla kurduğu ilişkisine de, dağla bütünleşmesine de yansır. Güzelleştikçe toplumsallaşan kadın gerçekliğini en güzel yaşamsallaştıranlardan biridir Zîn. Gülüşü bir bahar güneşi gibi yoldaşlarının içini ısıtır. İşgalcilerin onun halkından çaldığı bahara karşılık oda kendini kışta esen bir fırtınaya dönüştürerek eser. Ülkesindeki baharın ancak Önder APO’nun fiziki özgürlüğünün sağlanmasıyla geleceğini bilincinde olan Zîn demokratik modernitenin bir savaşçısı olarak kendini gerillacılıkta daha fazla yetkinleştirir.

İlk eylemine büyük bir moral ve intikam duygusu ile katılır. İlk eylemi olmasına rağmen büyük bir cesaret ve profesyonellikle hem eylemin alt yapı çalışmalarında hem de eylemde rol oynar. Hep bu anı beklemiş gibi katılır eyleme. Bu eylemde ağır silahlarda yer alır, eylem anı boyunca yoldaşlarına büyük destek olur. İşgalcilere sıktığı her merminin özgür yaşamı yaratacak olan yarınlara ışığa dönüşeceğini bilerek vurur. Şehirlerde gerçekleşen tüm katliamların, halkının intikamını alarak kullanır silahını. Yoldaşlarının sağlam bir şekilde geri çekilmesini sağlar ve düşmana yoldaşlarıyla büyük bir darbe vurur. İşgalciler verdikleri büyük kayıplarla kaçarken onlar eylemin başarısını kutlamak için halaya dururlar. Zîn bu ilk eylemde yaşadığı duyguyu bundan sonraki tüm eylemlerinden de yaşar. Bir kadın olarak bu eylemlerde rol oynamak halkının intikamın almak onun yüreğini daha da büyütür.

YÜREĞİNİ PKK’DE ARINDIRAN BİR KADIN 

Çağın cesur savaşçılarından Zîn, yaşamıyla savaşını birleştirenlerdendir. PKK’nin bir emek hareketi olduğunu ve burada en büyük emeğin kadının öncülüğünde geliştiğini bilir. Yabancı olmadığı emek olgusu burada daha da anlamlaşır, yaşama büyük bir emekle katılırken, en büyük emeğin yoldaşa verilen emek olduğunu fark ederek yaşar. PKK’deki karşılıksız yoldaşlık ilişkileri onun bu yaşamda daha da bağlar. Hakikate giden yolda her şeyin kutsal olduğunu bilir. En zorlu anların en güçlü kişilikler çıkardığını bilerek göğüsler zorlukları. İçten, samimi, cesur duruşu ile her daim yoldaşlarının gönlüne bir bahar esintisi verirken, aynı zamanda zor günlerin yoldaşlığı ile bir güven kaynağıdır yoldaşları için. Dağların güzelliğine ve Önder APO’nun yarattığı bu yaşama büyük bir tutku ile bağlanmıştır. Dağları yüreğiyle sevmiş ve dağlarda yaratılan bu yaşamda yüreğini PKK’nin ateşgahında arındırarak, kendini küllerinden yeniden yaratmayı esas almıştır.

Öncü bir devrimci olan Zîn Farqîn ateşgahlarda arındırdığı o koca yüreği ile bir bahar güneşi gibi açmıştı Kürdistan topraklarında. Halkına nefes olmak için son nefesine kadar savaşmış ve son ana kadarda işgalcilere karşı bir fırtına gibi esmişti. Gever’de 24 Temmuz 2019’da gerçekleşen işgalci saldırı sonucu destansı bir direnişin büyük bir savaşçısı olarak ölümsüzleşir.