Siyasi darbe temsilcileri kayyumlar

31 Mart 2019 günü yapılan yerel seçimlerde Kürdistan’da hedeflediği belediyeleri alamayan AKP-MHP iktidarı ve Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün sabaha karşı siyasi bir darbe ile Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerini gasp etti.

Türk İçişleri Bakanlığı’nın talimatı ile Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyeleri bir kez daha AKP tarafından gasp edildi. 2016 yılında da belediyeleri gasp eden AKP’li kayyumlar, Kürt halkına yönelik düşman politikaları uygularken, belediyeleri de borç batağına sürükledi.

Faşist AKP-MHP iktidarının Kürt halkına karşı yürüttüğü soykırım saldırıları devam ediyor. 31 Mart 2019 günü yapılan yerel seçimlerde Kürdistan’da hedeflediği belediyeleri alamayan AKP-MHP iktidarı ve Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün sabaha karşı siyasi bir darbe ile Amed, Van ve Mardin Büyükşehir belediyelerini gasp etti. Belediyeler sabah saatlerinde polislerce ablukaya alınırken, İçişleri Bakanlığı, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan’ın görevden uzaklaştırıldığını açıkladı.

Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin gasp edilmesinin ardından, belediyelerin kapıları polislerce kırılarak baskın düzenlendi. Siyasi darbe sonrası beş yüze yakın kişi gözaltına alındı. Kürt halkı iradesine yönelik darbeyi alanlara çıkarak protesto ederken, birçok parti ve sivil toplum örgütü de belediye işgaline tepki gösterdi. Amed, Mardin ve Van’da HDP’li milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, parti yöneticileri ve binlerce kişi belediyelerin gasp edilmesini protesto etti.

AKP/MHP iktidarının, HDP'li Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerini gasp etmesine tepki gösteren halka saldıran polis onlarca kişiyi de gözaltına aldı. Belediye eşbaşkanlarının görevden alınmasının ardından Amed, Mardin ve Van valileri belediyeyi gasp etti. Amed Büyükşehir Belediyesi’nin AKP’li gaspçısı Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nun ilk icraatı ise, görevlerine iade edilen 29 memur, 8 işçi ile 2 danışmanın işine son vermek oldu.

BELEDİYE BİNALARI KARAKOLLARA ÇEVRİLDİ

AKP-MHP iktidarının Kürt halkının iradesine yönelik ilk siyasi darbesi değil. 11 Eylül 2016 yılında OHAL gerekçesi ile yayınlanan 674 Sayılı KHK ile 3 büyükşehir belediyesi olmak üzere, 10 il, 63 ilçe ve 22 belde ile DBP’li toplam 95 belediye gasp edilerek kayyum atandı. Buna paralel olarak Kürdistan’da kamuda ve belediyelerde çalışan 15 bine yakın Kürt işçi ve memur, 300’e yakın muhtar ihraç edildi. HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve milletvekilleri Selma Irmak, İdris Baluken, Gülser Yıldırım, Sabahat Tuncel, Ferhat Encü, Abdullah Zeydan, Çağlar Demirel, Sırrı Süreyya Önder’in yanı sıra 93 belediye eşbaşkanı, yüzlerce belediye meclis üyesi ve il genel meclis üyesi ve sayısı binleri aşan parti il ve ilçe teşkilatlarında çalışan parti yöneticisi ve çalışanı tutuklandı.

Gaspçı kayyumlar, vakit kaybetmeden asimilasyoncu imha politikalarını uygulamaya koydu. Kayyum sonrası belediyelerin taşınmaz mülkleri işbirlikçilere peşkeş çekilerek satıldı ve sadece 2 yılda belediyeler borç batağı içine itildi. Gaspçı kayyumların hizmette değil, rantta yarıştıkları Sayıştay raporlarıyla da ortaya döküldü. Büyük bir polis gücüyle işgal ettikleri belediyelere giren AKP’li gaspçıların ilk işleri çok dilli belediye tabelalarını indirmek oldu. Belediye binaları karakollara çevrildi, Kürtlerin pek çok tarihsel ve kültürel değerine ve hafıza mekânlarına çeşitli saldırılar gerçekleştirildi. İktidar tarafından gasp edilmeden önce belediyelerde sivil toplum örgütleriyle birlikte düzenlenen tüm toplumsal yardımlaşma mekanizmaları, OHAL sürecinde kapatıldı.

DİLE, KÜLTÜRE, TARİHE SALDIRI

DBP’li belediyelerin benimsediği ve uyguladığı önemli politikalardan bir diğeri de “Çok Dilli ve Çok Kültürlü Belediyecilik” ilkesidir. Şehir içindeki reklamlar, kongre, kurultay, sempozyum gibi etkinliklerin duyuruları çok dilli yapıldı. İsteyen belediye çalışanına Kurmancî ve Kirmançkî kursları verildi. Çok dilli yapılan tüm işlemler gaspçı kayyumlar eliyle Türkçe tek dilli hale getirildi, çok dilli kreşler kapatıldı, çok dilli masal kitapları, çok dilli çocuk oyunları, anadiliyle yazılmış resimli sözlüklerin olduğu çalışmalar, kurslar ve kütüphaneler gibi kültürel projeler iptal edildi.

Belediyelerin kitaplıklarındaki binlerce kitap yakılarak imha edildi. Gaspçı kayyumlar, Kürtlerin tarihsel, kültürel değer isimlerini taşıyan park, mahalle ve sokaklar ile kültür merkezlerinin ismini değiştirdi. Kayyum Rejimi ile başta Amed’de bulunan Cigerxwîn, Aram Tigran ve Dicle Fırat Kültür Merkezlerinde verilen kurslar, dersler ve çalışmalar olmak üzere birçok belediyede açılan kültür-sanat merkezlerinin hizmet içeriği tamamen değiştirildi.

Van, Mardin, Batman gibi il ve ilçe belediyelerinde anadilde hizmet veren birçok kreş ve eğitim destek evi kayyumların keyfi kararları ile kapatıldı ya da içeriği değiştirildi. Amed Büyükşehir Belediyesi’nin Kürtçe dilinde ve müfredatında hizmet veren Zarokistan ile Xalxalok kreşleri değiştirilip Türkçeleştirildi. Gençlik kültür merkezleri, madde bağımlıları ile mücadele kurumu, gençlik danışma ve sosyal etkinlik merkezleri, eğitim destek evleri kapatıldı.

KADIN MERKEZLERİ KAPATILDI

Belediyelerin gasp edilme ile birlikte yerel yönetimlerin kadın sistemi hedef haline getirildi. HDP ve öncülü diğer partilerin 1999 yılından bugüne kadar gerçekleştirdiği kadın çalışmaları ve kurdukları kurumlar tasfiye edilmeye başlandı. Gaspçı kayyumlar, kadın mücadelesinin ve kazanımlarının yerel yönetimlerle ilişkisini doğrudan yok etmeye çalıştı. Bu saldırı kapsamında 43 kadın merkezinin bulunduğu il ve ilçelerde kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele çalışmaları, kadın mücadelesi ekseninde geliştirilen farkındalık ve hizmetler illegalize edilerek durduruldu.

Kadın birimlerinin tasfiyesini izleyen süreçte gaspçı kayyumlar, AKP zihniyetinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini inşaya geçti. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefleyen kadın özgürlükçü yaklaşımın yerine, kadını aile içinde ele alan, geleneksel cinsiyet rollerini pekiştiren ve Türk-İslamcı bir yaklaşım geliştirilmeye çalışıldı.

Kadın birim ve merkezlerin çalışanlarına karşı işten çıkarma, ihraç etme veya birimlerini değiştirme politikası uygulanırken; kadın merkezleri ve kadın politikalarının içi boşaltılarak amacı dışında kullanılmasının önü açıldı. Web sitelerinden kadın eşbaşkan ve kadın politikaları ile ilgili tüm bilgilerin silinmesi, kadın kurumlarının verilerine el konulması ve kentsel projelerin kadın odaklı olmaktan çıkarılması ile ilgili kadın çalışmaları konusunda bir “hafızasızlaştırma” politikası uygulandı.

KAMU MALLARINI YANDAŞLARA PEŞKEŞ ÇEKTİLER

DBP’li belediyeleri gasp eden kayyumlar, kamu kaynaklarını kendi mal varlıklarıymış gibi harcayıp tüketti. Amed Büyükşehir gaspçısı kayyumu, makam mobilyasının alımı için 750.000 TL’yi harcamaktan imtina etmedi. Yalnızca bununla da kalmadı, 350 bin TL’ye çelik yapı ve kurşungeçirmez cam, korumalar için 250 bin TL’ye kiralık pikap harcaması gerçekleştirdi. Kayyumun güvenlik harcaması dahi belediyenin ve Amed halkının cebinden çıktı. Bu sadece Amed Büyükşehir Belediyesi kayyumuna has bir durum değil. Neredeyse kayyumların tamamının benzer harcamaları bulunuyor. X–Ray cihazı, kurşungeçirmez cam, çelik kapı, bagaj arama detektörleri, korumalar için kiralık pikap harcaması her kayyum tarafından gasp ettiği belediye bütçesinden karşılandı.

Toplamda on milyonlarca lira kayyumların “güvenliği” bahanesiyle belediye bütçelerinden, yani halkın kaynaklarından harcandı. Gaspçı kayyumlar eliyle gerçekleşen kanunsuz ve usulsüz harcamalar, 2017 bütçe gerçekleşmelerine de yansıdı. Bu usulsüzlükler belediyelerin sadece bugünü değil, geleceğini de ipotek altına almaya çalışan kara delikler oluşturdu. Özellikle Kayapınar Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi ve Van Büyükşehir Belediyesi’nde 2017 için borçlanma rakamları izahtan uzaktır. Kayapınar Belediyesi 2017 gelir gerçekleşmesinin yüzde 71’i kadar, Mardin Büyükşehir Belediyesi 2017 gelir gerçekleşmesinin yüzde 25’i kadar ve Van Büyükşehir Belediyesi ise 2017 gelir gerçekleşmesinin yüzde 18’i kadar borçlandı.

Bu sadece bir yılın yani 2017 için gerçekleşen borçlanma miktarları. Oysa Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin 2016 yılı gideri 250 milyon 747 bin 812 TL iken geliri 252 milyon 662 bin 107 TL olarak gerçekleşerek bütçe fazla verdi. Amed Büyükşehir Belediyesi ise 2016 yılında 515 milyon 844 bin 585 TL gidere karşın 541 milyon 961 bin 823 TL gelirle yaklaşık 26 milyon TL bütçe fazlası oluştu. Van Büyükşehir Belediyesi’nin 2016 bütçe açığı ise 20 milyon TL’dir. Gaspçı kayyumların gelişiyle Van Büyükşehir Belediyesi’nde bütçe açığı 95 milyon TL’yi aştı.

İSTİHDAMDA İKİ TEMEL KRİTER: TÜRKLÜK VE İŞBİRLİKÇİLİK

Kayyumlar tarafından gasp edilen belediyeler karakollara dönüştürüldü, belediyelerin etrafı polis bariyerleri ile çevrildi, belediyeler halka yasaklandı. Gasp edilen belediyelerdeki çalışan kırımı ve istihdam da Türklük ve işbirlikçilik esas alınarak uygulandı. Kayyum merkezli alımlarda statü olarak üst düzey-bürokrat, kimlik olarak Türklük ve hemşerilik; AKP yerel teşkilatı merkezli alımlarda ise orta ve alt düzey statü, kimlik olarak işbirlikçilik ve rant eksenli esas alındı. AKP-MHP ittifakı, kamu kurumlarındaki emekçileri gözaltı, tutuklama ve ihraçlarla hedef aldı. Temmuz 2018 itibarıyla 125 bin 806 kişi KHK’ler yoluyla hukuksuz bir biçimde kamu görevlerinden ihraç edildi. Belediyelerin gasp edilmesi ile beraber, ihraçlar DBP’li belediyelerin çalışanlarına yöneldi.

Belediyelerdeki ihraçlar sadece kadrolu memur/işçilerini değil, aynı zamanda hizmet alımı ile çalışan emekçileri de kapsamıştı. Belediyeler ve il özel idareleri bünyesinde Mart 2018 itibarıyla 4 bin 170 çalışan ihraç edildi. İhraç edilen toplam belediye personelinin yüzde 47’si kayyum atanan belediyelerden oluşuyor. Kayyumlar tarafından keyfi bir şekilde alımlar yapıldı. İşe alınan kişiler, Türk illerinde getirilen bürokratlar ve kayyumların hemşeri ve akrabalarının yanı sıra yandaş sendika yöneticileri, şube müdürleri, imamlar, polis ve uzman çavuşlardan oluşuyor.

Bunların yanında, sadece yandaşlık kontenjanından birçok vasıfsız kişi de personel olarak alındı. Kayyum atanan belediyelere iki temel kriterin belirlendiği anlaşılıyor. Kayyumun ve AKP yerel teşkilatının gerçekleştirdiği alımlar. Kayyum merkezli alımlarda statü olarak üst düzey-bürokrat, kimlik olarak Türklük ve hemşerilik; AKP yerel teşkilatı merkezli alımlarda ise orta ve alt düzey statü, kimlik olarak işbirlikçilik ve rant eksenli alımlar esas alındı.